İnsan sosyal bir varlıktır. Toplumla iç içe yaşayan insan bunun yararlarını gördüğü kadar zararlarınada maruz kalır. Yarar veya zarar görmesi niyetine ve ameline göre değişir. Bunun sonucu olarak hakkı gasp olabilir veya birinin hakkını gaspedebilir. İmtihan gereği mahşer meydanında bütün hakların alınıp verilmesi gerekir. İşte o sahneyi kur’an bize şöyle anlatır:

Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır.(abese 33-37). İnsan dünyada en çok bu akrabalarıyla haşır neşir olduğu için alıp vereceği haklar bu insanlarda daha fazladır. Mahşerin dehşetinden dolayı kimse kimseye acımaz birtek kendi nefsine acır. Akrabalığın hükmü o meydanda işlemez ancak Allah cc. için birbirini seven insanlar birbirlerine sahip çıkar. Onun için dünyadayken yakın akrabalarımızla devamlı helalleşmek lazım ki ahirete hak hukuk kalmasın. İyi insanlarla dost olmak ve mümin kardeşimizi Allah için sevmek lazım ki ahirette yardımcımız olsun. Kul hakkı yememek lazım ki hesabımız hafif olsun.

Peygamberimiz (sav) bir hadislerinde şöyle buyuruyor:
“Ümmetimden müflis odur ki, kıyamet günü namaz ve zekâtla gelir. Ama, bu arada sövdüğü şu kimse, dövdüğü bir başka kimse dahi gelir. Bunun üzerine kendisinin hasenatından şuna verilir, buna verilir. Üzerinde haklar bitmeden kendi hasenatı tükenirse, o zaman onların hatalarından alınır kendisine yüklenir. Daha sonra cehenneme atılır.”(Müslim)

Günümüzde haram helale çok dikkat eden yok maalesef. Görüyoruz ve üzülüyoruz. Hem kendimiz adına korkuyoruz hemde toplumdaki Müslüman kardeşlerimiz için korkuyoruz. Ne olacak bu kadar kul hakkı. Ödemek niyetinde olan var. Ödemeyi aklının ucundan geçirmeyenler çoğunlukta ve maalesef böyle bir derdide yok. Doğrusunu Allah cc. bilir fakat benim gönlümden geçen kul borcu olupta ödeme niyetinde olanların borcunu Allah cc. bizzat kendisi ödeyecek. Nasıl mı? İşte müjdeyi veren hadisi şerif: – Allah’ın kul hakkını da bir vesileyle affedebileceğini gösteren hadisler vardır.

Hz. Enes anlatıyor: Resulullah (asm) şöyle buyurdu: Kıyamet günü, iki kişi aziz olan Allah’ın huzurunda diz çökerler.
Birisi: “Ey Rabbim! Bu kardeşimdeki hakkımı al” der. Yüce Allah: “kardeşinin bir iyiliği/sevabı kalmamış ki.. Artık onunla nasıl bir muamele yapmak istiyorsun” diye buyurur. Adam, “Ya Rab! Benim günahlarımı alsın” der. (Bu arada Hz. Peygamber şöyle devam eder: “O gün öyle çetin bir gündür ki, insanlar günahlarını sırtlamak zorundadır”.) Allah adama “başını kaldır da (şu tarafa) bak” deyince, adam başını kaldırıp bakar ve “Ya Rab! Altından yapılmış menzilleri, altından yapılmış, incilerle süslenmiş köşkleri görüyorum; bunlar hangi peygamber veya hangi Sıddîk, yahut hangi şehit içindir?” diye sorar. Allah: “kim bedelini öderse onun olur’ diye buyurunca”, adam; “Ya Rab! Buna kim güç yetirebilir ki?” der. Allah: “senin buna gücün yetiyor” deyince, adam; “ne ile bunları satın alabilirim?” diye sorunca, Allah: “Kardeşini affedersen bunlar senin olur” diye cevap verir.

Almanya vize başvuru Amaçları

Bunun üzerine, adam: “onu affettim” der. Allah da: “O halde kardeşinin elinden tut cennete götür” diye talimat verir.”
(Bu hadisi buyurduktan sonra Hz Peygamber (asm) şöyle devam etti).. “Ey Allah’ın kulları! Allah’tan korkun, birbirinizle barışık olun-küsleri barıştırın-, Şüphesiz, Allah (kıyamet günü) müslümanların arasını buluyor/onları barıştırıyor.” (bk. et-Terğib ve’t-Terhib, 3/309; Kenzu’l-ummal, h. no: 8863)

İşte değerli kardeşlerim buda olacak ama kul hakkına girmemek en iyisi. Allah Teala kul borcundan bizleri ve bütün din kardeşlerimizi uzak eylesin. Kul borcu olan varsa ödemeyi nasip eylesin. En büyük borcumuz Allah’a oda borçlarımızı affetsin inşallah.