Başlığı okuyunca “ne diyor yahu bu adam ” dediğinizi duyar gibiyim. Eh haksız da sayılmazsınız hani. Bizim toplumunuzda pek iyi vasıflarla anılmaz koyun. “Koyun gibi toplum ” derler mesela. Sosyal bilimlere de konu olmuştur koyun. Sürü psikolojisi çok kullanılan bir kavramdır. İnsanların şuursuz bir şekilde bir liderin ardına takılarak nereye gittiğini bilmeden takip etmesini ifade eder. Aslında güven vardır bu durumda birilerine itimat vardır. İyi bir liderin ardına takılırsanız sizi rehberlik yaparak sahil-i selamete ulaştırabilir; fakat kötü vasıflarla bezenmiş bir kişi uçurumdan aşağı yuvarlar maazallah; demekki önemli olan kimin takip edildiği durumudur. Aynı zamanda önemli bir hakikatin de ifadesidir bu durum ve dilimizde “Sürüden ayrılanı kurt yer” diye mecazi bir anlam kazanmıştır. Eğer toplu hareket etmezseniz yok olursunuz demektir kısaca.

Tüm bunlarla beraber koyun etinden, sütünden, derisinden, yününden ve hatta afedersiniz dışkısından faydalanılan bir mübarek hayvandır. Bereket sembolüdür, vesilesidir.

Benim koyundan anladığım bir eğitimci olarak tüm bunların ötesindedir. Yüce kitabımız Kuran-ı Kerimde Allah(cc) : ” O kimi yük taşır; kiminin de etinden, sütünden, tüyünden ve kılından faydalanılır küçükbaş ve büyükbaş hayvanlar var etti. ” (Enam-142)
Yine Kuran’ı Kerim’de : ” Ehli büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarda da sizin için dersler vardır. Vücutlarının içinde bulunan sütü bilhassa içimlik gıda olarak size sunarız. Onlarda sizin için daha pek çok menfaatler de bulunur ve onlardan yiyecekler de elde edersiniz.”(mü’minun 21)
Görüldüğü gibi Kuran kainata tam da olması gerektiği gibi yani manayı harfiyle bakmamızı emrediyor ve koyunu da kapsayan ehli davarların hikmetlerinden bahsediyor.

Pekala gelelim öğretmenlerin daha da ötesi bir eğitimcinin koyun olması meselesine ki yazıyı yazma amacımız da bu zaten.

Bu yazıyı Bediüzzaman Said Nursi’nin bir ifadesinden yola çıkarak yazmaya karar verdim. O, sözler adlı eserinde şöyle diyor:
Hazmolmayan ilim telkin edilmemeli
Hakiki mürşid-i alim koyun olur, kuş olmaz; hasbi verir ilmini.
Koyun verir kuzusuna hazmolmuş musaffa sütünü
Kuş veriyor ferhine(yavrusuna) lüab-alud (tükrükle karışık) kayyını (kusmuğunu)

Hazmolmayan ilim telkin edilmemeli diyor Bediüzzaman. Burada Said Nursi Kuran-o Kerimde geçen “Ey İman edenler niçin yapmayacağınız şeyi söylüyorsunuz.” (Saff-2) Ayetine işaret ediyor. Demekki bir eğitimci öncelikle söylediklerini hayatına tatbik eden bir karakter sergilemeli ki tesiri olabilsin. Örneğin sigara kullanan bir eğitimci sorumluluğunda olan insanlara sigara içmek sağlığa zararlıdır dese bunun ne ölçüde tesiri olabilir. İyi bir eğitimci hem bilmeli hem bildiğiyle amel etmeli hemde bu ilkeyi hayat felsefesi haline getirmelidir.

Almanya vize başvuru Amaçları

Hakiki mürşid-i Kamil koyun olur kuş olmaz; hasbi verir ilmini diyor Said Nursi. Burada Said Nursi yapılan amellerin hasbi olarak yani beklentisiz, sırf Rıza-ı İlahi için yapılması gerektiğini ifade eder. Bir mürşid-i kamili ne para ne makam beklentisi ne iltifat arzusu etkilemez. O yapacağı işi sırf O’nun(cc) rızasını düşünerek yapar. Nitekim bir hadisi şerifte Allah Rasulu (s.a.v) :”İnsanlar helal oldu alimler müstesna. Amel edenler dışındaki alimlerde helak oldu. Amel edenlerde helak oldu, ihlaslılar hariç. Muhlis olanlar da büyük bir tehlike üzerindedirler. ” buyurmaktadır. Yine Bediüzamanın ifadesiyle bir zerre ihlaslı amel batmanlarla Halis olmayana müreccahtır.

Koyun verir kuzusuna hazfolmuş musaffa sütünü; derken Bediüzzaman elde edilen ilimler sindirildikten sonra muhatabın pozisyonu dikkate alınarak direkt elde edilen ilmi aktarmaktan ziyade muhatabın ihtiyac duyduğu en saf ve temiz bilgiyi sunmanın önemini vurgular. Hani Nasrettin Hocanın bir hikayesi vardır: Hoca bir gün kokunca yarası olan bir kişinin şikayeti üzerine açık olan yaraya karasakız yapıştırmasını böylece kolunun iyileşeceğini söyler. Ada’m denileni yapar ve nihayet şifa bulur. Bu şifa yöntemini tecrübe eden hoca başka bir Zaman gözünün üstünde yara çıktığını söyleyen birisine karasakız yapıştırmasını böylece şifa bulabileceğini söyler; fakat maalesef karasakızı gözüne yapıştıran adam kör olur. Bunun üzerine adam hocaya gelip ne yaptın hocam gözüm kör oldu der. Hoca istifini bozmadan demekki göze iyi gelmemiş der. Bilginin sindirilmesi kadar muhatabın ne işine yarayacağı da önemlidir. Yani koyun misali bir takım işlemlere tabii tutularak sunulmalı yoksa kuşun yaptığı gibi bilgi direkt muhataba Bediüzzamanın ifadesiyle kusulmamalı.

Evet koyun yavrusuna saflaştırmış tertemiz sütünü sunarken kuş tükrükle karışık kusmuğunu sunar.

Başta hayatını koyun olmaya adamış olanlar olmak üzere tüm öğretmenlerimizin, eğitimcilerimizin öğretmenler günü kutlu olsun….