Bedir Haber

Ehl-i Beyt’i Sevmek

Ehl-i Beyt’i Sevmek
Hasan MEHMETOĞLU( hasan.mehmetoglu@bedirhaber.com )
239 views
04 Kasım 2014 - 15:55

Sevgi, insana verilen özel bir duygudur. Sevmek, sevilmek ve sevinmek bu duygunun hayattaki tezahürleridir. Sevgi, topluma huzuru ve kardeşliği getiren birleştirici bir unsurdur. Kur’an, kalplerin sevgi ile birleşmesine önem verir. Mü’minin gönlü sevgi ile doludur. Allah Teâlâ iman edenlerin kalplerini sevgi ile birleştirmiş,  onları bu sevgi ve bağlılıkla güçlendirmiştir.  İnsanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu olan sevginin temelinde bağlanma ve yakınlık vardır.  Sevginin (muhabbet) mekânı kalptir.  Gerçek muhabbet, insanın, bütün benliğiyle Sev-gili’ye yönelip O’nun la olması, başka arzulardan sıyrılmasıyla tahakkuk eder. 

Ehl-i Beyt’i sevmek nasıl olmalıdır ve niçin sevmeliyiz? Bu hususta ilk müracaat yerimiz Kur’an-ı Kerim’dir. قُلْ لَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ أَجْرًا إِلَّا الْمَوَدَّةَ فِي الْقُرْبَى وَمَنْ يَقْتَرِفْ حَسَنَةً نَزِدْ لَهُ فِيهَا حُسْنًا إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ شَكُورٌDe ki: “Ben buna (yaptığım tebliğ görevine) karşılık sizden, akrabalıktan doğan sevgiden başka bir ücret istemiyorum. Kim güzel bir iş yaparsa, onun iyiliğini artırırız. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir.” (Şura:23) Bu ayet meveddet ayeti diye bilinmektedir. الْمَوَدَّةَ فِي الْقُرْبَى ibaresinin müfessirler tarafından farklı yorumları yapılmıştır.   Bizim konumuza dair veriler anlam “yakınlarıma -ehl-i beytime- muhabbet etmeniz” olarak yorumlanmıştır. Hz. Peygamber’in (sav) Ehl-i Beyt’ine sevgi duyulmasının ilahi bir vecibe olduğu belirtilmiştir.

Hz. Peygamber’in (sav) tebliğ ve risalet görevine karşı ücret istemediğini Kur’an’dan öğreniyoruz.(Sebe’:47)  Aynı şekilde Hz. Nuh (as)  ve yine bu hususta Hz. Hud, Salih, Lut ve Şuayb (as) peygamberler de aynı ifadeyi kullanmışlardır.(Yûnus10/72; Hûd, 11/29; Şu’arâ26/109,127,145,164,180; Sebe’  34/47.)  Demek ki ne Hz. Peygamber (sav) ne de diğer peygamberler irşad ve tebliğ vazifelerine karşılık bir ücret, karşılık istemiyorlar. İstemezler çünkü Allah (cc) “Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, O’nun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah, seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir.” (Maide:67) buyurmaktadır. Tebliğ peygamberler üzerine vecibedir. Hem karşılık beklemek peygamberler için zül ve töhmet olacak bir meseledir.

Hz. Peygamber mezkûr ayetle yakınlarına meveddet isterken şöyle demek iste-mektedir: “Sizden ancak, hakikatte ücret olmayan bir şey istiyorum. Yakınlarıma sevgi istiyorum.”  Bu isteme aslında yine bizim namımıza, bizim yararımıza Hz. Peygamber (sav) tarafından işaret edilerek mü’minlere yol gösterme şeklinde yapılmaktadır. Aslında bize Kur’an-ı Kerim’i getiren, rehberliğini yapan, hidayete kılavuzluk eden ve ebedi saadetimize vesile olacak en güzel amelleri öğreten Hz. Peygamber’e (as) sevgi anlamına gelecek olan Ehl-i Beyt’inemeveddet bizim vazifemizdir. Hz. Peygamber (as) şöyle buyurmaktadır: “Allah’ı (cc) size nimetler verdiği için sevin. Allah’ı sevdiğiniz için de beni sevin. Beni sevdiğiniz için de Ehl-i Beyt’imi sevin.”  

Size nimetleriyle ikramda bulunduğu için Allah’ı (cc) sevin. Dünya’da hayatınızı devam ettireceğiniz ihtiyaçlarınızı karşılayan, bol rızıklarla sizi doyuran, her türlü yaşama ihtiyaçlarınıza göre muntazam nimetleriyle sizi donatan; iyiliklerini tepeden tırnağa size bahşeden Allah’ı (cc) sevmelisiniz. Bu fevkalade güzellikler O’nun (cc) iyilik, güzellik ve mükemmellik sahibi olduğunu göstermektedir. O halde sizin de bütün bunların gereği olarak Allah’ı (cc) sevmeniz, O’na bağlanmanız ve kalbinizin O’na akması gerekmektedir.

Allah’ı (cc) sevmekten dolayı Hz. Peygamber’i (sav) sevmek; Allah’ı (cc) nasıl seveceğimizi bize öğrettiği için, Allah’ın (cc) muradını bize öğrettiği için, nasıl şükre-deceğimizi öğrettiği için, kulluğun nasıl icra edileceğini ve Allah’ın (cc) rızasına nasıl erileceğini O’ndan (as) öğrendiğimiz için Hz. Peygamber’i (as) sevmek bizim îmani bir vazifemizdir. Bu hususu bizzat Allah (cc) bize öğütlemektedir.  De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Âl-i İmrân:31) Allah (cc) bizi sevmesine, günahlarımızı bağışlamasına ve kendisini sevdiğimize bir delil istiyor. Hz. Peygamber’e (as) uymak, tabi olmak. Sevmeden tabi olmak düşünülemez herhalde.

Hz. Peygamber’i sevmekten dolayı Ehl-i Beyt’ini sevmek. Sadece Allah’ı (cc) ve Hz. Peygamber’i (as) sevmenin gerekçelerini kısaca tefekkür etmek Ehl-i Beyt’i sevmenin niçin gerektiğini anlamamıza yetecektir. Bizim her hususta kendisini rehber edindiğimiz Hz. Peygamber’i (sav) bu hususta da rehber edinmemiz gerekmez mi? Mut-laka gerekir, O (as) Ehl-i Beyt’ini sevmiş ve de sevmeyi emretmiş. O zaman seveceğiz ve sevmeliyiz.

Hz. Peygamber (sav): “Bir kimse beni kendi nefsinden, akrabalarımı ve Ehl-i Beyt’imi de kendi akrabalarından fazla sevmedikçe imanı kemale ermiş olmaz.” bu-yurmaktadır. Bu sadece cibillî bir yakınlığın getirdiği karabetten kaynaklanıyor diye düşünemeyiz. Hz. Peygamber’in (sav) akrabası olmak O’na (as) Ehl-i Beyt olmak sıradan bir mesele gibi algılanmamalıdır. Daima beraber olduğu sahabeler, Hz. Ömer (ra), Hz. Ebu Bekir (ra) gibi arkadaşları Hz. Peygamber’le (sav) akraba bağları kurmak için gayret göstermişler, bu vesile ile teberrük etmeye çalışmışlardır.  Allah (cc) “(Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ21:107) buyurmuş. Ashâb-ı Kiram bunu iyi tespit etmiş ve olabildiğince gereğini yapmak için canla başla gayret etmişlerdir. Bütün güzelliklerin, ilahi mevhibelerin ve tecelliyâtın vesilesi olan Hz. Peygamber’in (as) asırdaşı olmak, sıhrıyyetle alaka kurmak, aynı mekânı paylaşmak, aynı havayı solumak bunların hepsi şüphesiz birer fırsat ve sunulmuş ikramdır. O zaman O’na (as) akraba olmak çok daha farklı bir mevhibe olmalı ki Hz. Peygamber (as) akrabalarına meveddet istemiş, yukarıda da ifade edildiği gibi Ehl-i Beyt’i sevmek bizim yararımıza ve bizim istifademize sunulmuş bir ikramdır.

Ehl-i Beyt’emeveddeti gerektirecek bir başka husus da şudur ki: Kur’an-ı Ke-rim’de “Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar.  Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin.”(Ahzâb:56)Allah (cc) kullarına emrediyor ki: Hz. Peygamber’e (as) salât (dua) edin diye. Bu ayetin daha iyi anlaşılması sadedinde Ashâb: “Biz sana nasıl salât edelim ya Rasûlallah?” deyince; Hz. Peygamber şöyle söyleyin buyurmuştur:  اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا صَلَّيْت عَلَى إبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ إبْرَاهِيمَ وَبَارِكْ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا بَارَكْت عَلَى إبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ إبْرَاهِيمَ إنَّك حَمِيدٌ مَجِيدٌ“Allah’ım! Muhammed’e ve âline salât et; İbrahim’e ve âline salât ettiğin gibi. Sen övülmeye en layıksın, yücesin. Allah’ım, Muhammed’e ve âline bereket ihsan eyle; İbrahim’e ve âline bereket ihsan eylediğin gibi. Sen övülmeye en layıksın, yücesin.”  Hz. Peygamber (sav) nasıl salât edileceğini ümmetine bizzat öğretiyor. 

Ehl-i Beyt ümmetin duasına mazhar olmuş, oluyor ve olacaktır. Dualarda özel bir konum ihdas edilmiş olup Hz. Peygamber’e (as) salât ve selam edilirken mutlaka Ehl-i Beyt’i de dâhil edilmiştir. Müslümanlar çocuklarına Ehl-i Beyt’in ismini vermeyi bir fazilet kabul etmiş, Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin başta olmak üzere Ezvâc-ı Tahirât annelerimizin adlarını çocuklarına vermişlerdir. İsimleriyle ibadethanelerin duvarları şereflendirilmeye gayret edilmiş. Haklarında geniş bir araştırma yapılmış ve çok sayıda eser verilmiştir. Haklarını korumak için özel müesseseler tesis edilmiştir.
 

Hepsini bu çalışmamıza sığdırmamız imkânsız olan Ehl-i Beyt sevgisine dair özetle şöyle diyebiliriz: Hz. Peygamber’in (sav) ümmetine emaneti olan Ehl-i Beyt’i sevmek ve hürmet etmek mü’minlerin üzerine vecibedir. Bu sevgi ve hürmet inanların lehine bir mükâfat olarak karşılarına çıkacaktır. Önce mü’min olmanın gereğini yapmış olmaktan, sonra da Hz. Peygamber’e (as) saygı ve sevgisinden dolayı ehline göstermiş olduğu hürmetten.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
หนัง JAV UNCENSOREDหนังAV JAV JAPANXXX หนังโป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนังหนังav ดูหนังโป๊ญี่ปุ่น หนังxญี่ปุ่นหนังAV JAV หนังโป๊ญี่ปุ่น หนัง JAV CENSOREDtürk ifşatürk pornoหนังavหนัง JAV CENSOREDหนัAV JAV JAPANXXX หนังป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนัง Rate R HD

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.

maltepe evden eve nakliyat

ensest porno