Bilimsel hesaplamalara göre şimdiye kadar enerjisinin çoktan tükenip, sönüp yok olması beklenen Güneş; Dünya’da canlılığın devam edebilmesi için gerekli ısı ve ışık kaynağı olarak görevlendirilmiş itaatkâr bir asker gibi yerini etmemekte ve görevini hiç aksatmadan yerine getirmektedir. Güneş’in dünya’ya gönderdiği bir günlük enerji, tüm insanların bir gün boyunca ihtiyaç duyacağı enerjinin neredeyse on bin katıdır. Gelişmiş ülkeler Güneş’ten gelen bu bedava enerjiyi depolayabilmek için yapılan araştırmalara çok yüksek miktarlarda para harcarlar fakat çok sınırlı ölçüde başarılı olabilmişlerdir. Bu maksatla yapılan araştırmalarda şaşırtıcı bir gerçekle karşılaşılmış ve bitkilerin Güneş’ten gelen enerjiyi depolayan, mükemmel bir sisteme sahip oldukları anlaşılmıştır. Bitkilerin sahip olduğu bu mükemmel sisteme “fotosentez” adı verilir. Bitkiler, fotosentez işlemini sadece bitki hücrelerinde bulunan “kloroplast” denilen sitoplazmik organelde gerçekleştirirler.

Bu hücreler, güneş enerjisini kimyasal enerjiye dönüştürerek bütün canlıların temel besin kaynağı olan karbonhidratları üretirler. Ancak belirtmek gerekir ki fotosentez hakkında bilinenler, onu taklit ederek güneş enerjisini depolayacak sistemlerin üretilebilmesi için maalesef henüz yeterli değildir.
Fakat aklı ve şuuru olmayan bir yaprak için fotosentez çok kolay bir işlemdir. Akıl, eğitim ve ileri teknoloji sahibi insanlar bu sistemin benzerini dahi yapamazken, milyarlarca yıldır sayamayacağımız kadar çok yaprağın tek tek fotosentez işlemini gerçekleştirebiliyor olması hayranlık vericidir.
Bitkilerde Kimya
Bu kimyasal işlem, bitkiler tarafından ilk yaratıldıkları günden beri hiç aksamadan gerçekleştirilmektedir. Bitkiler, yeşillik olan her yerde, güneş enerjisi kullanarak karbondioksit ve sudan, şeker meydana getiren bir fabrika çalıştırıyor demektir. Yediğimiz elma, armut, marul, pırasa ya da balkonumuzdaki çiçekler, biz farkında olmasak da sürekli üretim yapmaktadır. Bu, üstün ilim sahibi Allah’ın insanlara olan şefkatinin bir sonucudur.
Allah (c.c.), bitkileri, insanların ve tüm canlıların yararına hizmet edebilecekleri şekilde yaratmıştır.
Fotosentez, Alîm olan (her şeyi bilen) Rabbimizin (c.c.) sonsuz ilmini ve kudretini yakından tanımak isteyen her insanın incelemesi gereken harikulade bir kimyasal işlemdir. Fotosentez, bilim insanlarının bugün bile bütün detaylarıyla çözemedikleri eşsiz bir tasarımdır. Bu işlemi çıplak gözle asla göremeyiz, çünkü bu mekanizma çalışırken elektronlar, atomlar ve moleküller kullanılır. Fotosentezin sonuçlarını, nefes almamızı sağlayan oksijen ve hayatta kalmamızı sağlayan besinlerde görebiliriz.

Müthiş Mekanizma
Fotosentez işlemi anlaşılması zor kimyasal formüller, mikrogramdan çok daha küçük ağırlıklardaki maddelerin tepkimesiyle meydana gelen, çok hassas dengeler üzerine kurulmuş bir sistemdir. Bitkiler, fotosentez yaparken havadaki karbondioksiti alır ve onun yerine atmosfere oksijen bırakır. Atmosferdeki oksijenin yaklaşık %30’u karadaki bitkiler tarafından üretilirken geri kalan %70’lik bölüm denizlerde ve okyanuslarda bulunan ve fotosentez yapabilen fitoplanktonlar tarafından üretilir.

Fotosentez hadisesindeki bütün reaksiyon aşağıdaki denklemle özetlenir:
6H2O + 6CO2 → fotosentez → C6H12O6 + 6O2

Almanya vize başvuru Amaçları

6 su molekülü ile 6 karbondioksit molekülünün fotosentez işlemine tabi tutulması sonucunda, 1 glikoz molekülü ve 6 oksijen molekülüne dönüşür. Sistem içinde; farklı pigmentler, çeşitli tuzlar, mineraller, kalıntılar, alt katalizörler, çeşitli görev üstlenen maddeler ve diğer kimyasal etkenlerden meydana gelen kalabalık bir ekip vardır. Sadece sakaroz gibi basit bir şeker molekülünü üretmek için bile bitkilerin 30 adet farklı proteine ihtiyacının olduğunu düşünürsek bu işlemin genelinin ne kadar kompleks olduğu daha iyi anlaşılır.
Elbette ki her bitki, ilk yaratıldığı günden itibaren onu yaratan sonsuz ilim ve akıl sahibi Rabbimizin (c.c.) ilham ettiği şekilde hareket etmektedir