Yaşantımızda Sünnetlerin Yeri

Yaşantımızda Sünnetlerin Yeri

Bütün insanlar günlük yaşantılarında bir çok şeye dikkat etmedikleri gibi sünnetleri de neredeyse unutmuş durumdalar. Oysa, **Peygamber Efendimiz** (s.a.v) veda hutbesinde ümettine çok kıymetli iki şey bıraktığını söylüyor. ’’Bunlara sımsıkı sarılan kişi asla yolundan sapmaz ve yanlış yola girmez.’’ Zaman geçtikçe geriye baktığımızda **Efendimiz**’in (s.a.v.) bıraktığı emanetler bir vadide duruyor, **Müslüman**lar başka bir vadide yaşam sürdürüyorlar. Yani birbirinden uzak bir hayat geçiyor. Belki kendimizce günlük işlerin yoğunluklarını bahane etsek de maalesef **Efendimiz**’in bizlere bıraktığı **Kur-an-ı Kerim**’i ve **sünnet**ini artık yaşamımızdan neredeyse çıkarmiş durumdayız. Mesela **Efendimiz**’in en çok önem verdiği **sünnet**lerinden birisi; her şeye besmele ile başlar ve onsuz hiçbir şey yapmazdı. Çünkü bütün işlerimizde **Allah**’ın (c.c.) adını andıkça hem işlerimiz bereketleniyor hemde biz ruhen huzurlu oluyoruz. Fakat bizler, bu durumdan o kadar uzaklaştık ki artık aklımıza gelmez oldu. Dolayısıyla işlerimizin çoğunda da bereket görmez olduk. Diğer başka bir **sünnet**i de misafirperverlik ve ikramlar.

**Efendimiz **akraba ve komşularını asla unutmaz onları sürekli ziyaret eder ve onları da evine misafirliğe davet ederdi. Gelen misafirlere de rahat edebilecekleri en güzel ortamı hazırlar, evinde bulunan en degerli yiyecek ne varsa onu ikram ederdi. Kimseyi küçük görmez kimseye yüksekten bakmazdı. Fakat günümüze bakınca akraba ziyaretleri bitmiş durumda. İnsanlar kibirlerinden ve iş yoğunluklarından birbirilerine gidip gelmez oldular. Gidildiği zamanda sohbetler yerini teknolojilere bırakıp herkesin elinde telefon veya bilgisayarlarla birer köşede oturuyor ve zamanı boş olarak geçiyor. Sohbet yok, hal hatır sorma yok, dertleşmek yok. 

**Efendimiz** (s.a.v) selamlaşmaya da çok önem verirdi. Çünkü selamlaşma demek;insanların birbirilerini **Allah**’a emanet etmesi demektir. O yüzden **Efendimiz**, bu **sünnet**i asla terk etmez ve gördüğü herkese, hem **dua **mahiyetinde, hem de gönlünü fethetme amaçlı selam verirdi. Ama günümüzde çoğu şey teknolojiye yenildiğinden selam kelimesi de evrime uğrayıp yerini merhabaya bırakmış durumda. Oysa selamlaşmanın insanı birbirine bağladığını ve insan ilişkilerinin en üst seviyede yaşandığını, sosyologlar araştırmalarıyla bu durumu kanıtlanmış durumdalar. Bazen insanlar bir birini görmezden gelip hiç bir şey demeden geçebiliyorlar, ya da karşılaştıkları zaman, direk konuşmaya da başlıyabiliyorlar. Oysa **Müslüman**lar, her şeye öncelikle **Allah**’ı anarak ve onun adıyla başlamalılar. Bu da ancak selam ile olunca tam manasıyla ifade edilmiş olur. Ama değişen dünyada **Müslüman**lar da değişime uğruyorlar. Fakat işin kötüsü, sanki yaptığımız şeylerin doğru olduğunu zannederek yolumuza devam ediyoruz.

Dahası, bir çok **sünnet**te eksik davranıyoruz. Bazen işimize geldiği gibi hareket ediyoruz. Oysa bizler** Efendimiz**’in **sünnet**ine tam uymaya çalıştığımız zaman asla zarar etmez ve hayatımızda nasıl mutlu olabileceğimizin formülünü bulmuş oluruz. Her hareketimiz ile **Efendimiz**’in yolunda gitme çabasında olmalıyız ki ahiret hayatında da onun şefaatine nail olabilelim. Aksi takdirde biz onu dünyada hatırlamazsak ahirette de ümeti ümeti diye **Allah**’a yalvaran **Peygamberimiz**’in yüzüne bakamayız. Giyim, konuşma, yeme içme, yürüme, temizlik, ticarette doğruluk vb. hareketleri **Peygamberimiz**’in yaptığı şekliyle yapmalıyız. Bu **sünnet**leri ihmal etmemeli ve yaşam tarzımızda bir adet haline getirmeliyiz.
 

Kadir GÜNEŞ( kadir.gunes@bedirhaber.com )

YORUM ALANI

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.