38,2552$% 0.34
43,8333€% 0.15
51,0885£% 0.12
4.075,24%0,33
3.326,81%0,01
9.317,24%-0,84
Yaşamıyoruz. Resimlerimiz fotoğraflarımız kadar yaşamıyoruz.
Mendilimiz, gömleğimiz kadar yaşamıyoruz.
Bir sigara kağıdını şu masaya koy, üstüne bir taş bırak, kapıları kapa ve git!
Üçyüz sene sonra gel, yerinde bulursun. Belki sararmış, belki buruşmuş, fakat yine o.
Bir sigara kağıdı kadar yaşamıyoruz.
Kefenimizden evvel çürüyoruz.
Duyuyorum! Kulak veer sen de duyarsın.
Toprak altında milyarlarca kurdun, çıtır çıtır dut yapraklarını yiyen milyarlarca ipek böceği gibi, milyarlarca ölüyü yediğini duyuyorum.
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek, (d.1904, ö. 1983)Türk edebiyatının en önemli şair ve düşünürlerinden biridir. Eserlerinde ölüm, varoluş, insanın anlam arayışı ve metafizik gibi temaları sıkça işler. Bu metin de onun karakteristik özelliklerini taşır: yoğun bir lirizm, derin bir felsefi arka plan ve insanın varoluşsal çelişkilerine dair keskin gözlemler. Necip Fazıl, burada insanın yaşamının geçiciliğini ve ölümün kaçınılmazlığını vurgularken, aynı zamanda insanın maddi varlığının ne kadar kırılgan olduğunu da ortaya koyar.
Necip Fazıl, insanın yaşamının nesnelerin bile kalıcılığı karşısında ne kadar kısa ve kırılgan olduğunu anlatır. Özellikle bir sigara kağıdının üç yüz yıl sonra bile aynı kalabileceğini, ancak insan bedeninin çok daha kısa sürede çürüyüp yok olduğunu söyler. Bu, insanın ölümlü doğasını ve maddi varlığının sınırlarını hatırlatan güçlü bir metafor olarak karşımıza çıkar. Şair, bu durumu acımasız bir gerçeklikle ifade eder: “Bir sigara kağıdı kadar yaşamıyoruz. Kefenimizden evvel çürüyoruz.”
Metinde, ölüm sonrası bedenin doğaya karışma sürecine de atıf vardır. Toprak altında milyarlarca kurt ve böceğin ölüleri yediği imgesi, insan bedeninin doğal döngüye nasıl dahil olduğunu ve en nihayetinde toprağa karıştığını anlatır. Bu, ölümün bir son değil, doğanın bir parçası olduğunu vurgulayan bir bakış açısıdır. Necip Fazıl, bu süreci “çıtır çıtır dut yapraklarını yiyen ipek böcekleri” benzetmesiyle canlandırır. Bu imgeler, ölümün soğuk ve acımasız gerçekliğini şiirsel bir dille ifade eder.
Necip Fazıl Kısakürek’in bu metni, insanın varoluşunu sorgulatan bir tema üzerine kuruludur. Şair, okuyucuyu hayatın anlamı, ölüm ve insanın geçiciliği üzerine düşünmeye davet eder. İnsanın yaşamının ne kadar kısa ve kırılgan olduğunu, buna karşın doğanın ve nesnelerin daha kalıcı olduğunu vurgular. Bu sorgulama, insanı ölümü kabullenmeye ve hayatın değerini anlamaya yönlendirir.
Sonuç olarak, bu metin Necip Fazıl Kısakürek’in ölüm, varoluş ve insanın geçiciliği üzerine derin düşüncelerini yansıtır. Şair, insanın yaşamının ne kadar kısa olduğunu, ölümün kaçınılmazlığını ve bedenin doğaya karışma sürecini şiirsel bir dille anlatır. Bu metin, okuyucuya hayatın değerini hatırlatan ve ölümü doğal bir süreç olarak kabullenmeye davet eden bir mesaj taşır. Necip Fazıl’ın bu tür eserleri, insanı derin bir içsel yolculuğa çıkarır ve varoluşun anlamını sorgulamaya iter.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.