Yapılan bir araştırmada, nitelikli video oyunlarının çocuğun, kendi duygularını tanımasına yardımcı olabileceğini ileri sürüyor.

Yakın zamanda yapılan çok ilginç bir araştırmayı sizinle paylaşmak istiyorum ama öncelikle gelin empati kelimesinin sözlük tanımına bakalım. ‘Empati, bir başkasının duygularını içinde bulunduğu durum ya da davranışlarında ki motivasyonu anlamak ve içselleştirmek demektir’ şeklinde tanımlamış vikipedi. Bana göre ise; ‘İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır’ sözüyle atalarımız empatiyi en anlaşılır ve net bir şekilde anlatmış.

Amerika’da bulunan Kaiser Aile Vakfı, ‘8 ile 18 yaş arasında ki gençlerin günde en az 70 dakika video oyunu oynadıklarını bildirmiştir. Ergenlik dönemine denk gelen bu yaş aralığında ki gençler hem fiziksel, hem duygusal hem de beyin gelişimleri açısından önemli bir hızlanma yaşar ve tanık oldukları şiddet, zorbalık, duygusal çalkantılar karşısında hassasiyet gösterip, etkilenebilirler.

İşte sizinle paylaşmak istediğim araştırmada; ergenlik çağında olan ve zamanını video oyunlarıyla geçiren gençlerin, ‘ruhsal durumlarını yıkıcı oyunlar yerine, nitelikli oyunlar oynamalarının yararları’ üzerine olacak.

Araştırmada; 150 tane ortaokulun öğrencileri 2 gruba ayrılır. Birinci gruba empati öğretmeyi amaçlayan ‘Kaydonun Kristalleri’ adlı oyun, ikinci gruba da eğlence amaçlı ‘Bastion’ adlı oyun oynatılır. Araştırma görevlileri, 2 haftalık sürecin öncesi ve sonrası da dahil olmak üzere gençlerin, beyin taramalarını yapar. Ölçekler, ‘Kaydonun Kristalleri’ni oynayan grubun, empati gelişimi ile beyin ağlarında güçlü bir bağlantı olduğunu gösterir.

Almanya vize başvuru Amaçları

Kaydonun Kristalleri video oyunun içeriğine baktığımızda ise; bir uzay keşifçisi robotun, uzay gemisinin bozulması sebebiyle bir gezegene zorunlu iniş yapması ve o gezegenin sakinleri ile duygusal uyum sağlaması üzerine kurulmuş fantastik bir senaryodan oluşuyor. Oyunda uzaylıların dilleri farklı olmasına rağmen yüz ifadeleri insanlara çok benzetilmiş. Böylece oyun sırasında robot aracılığı ile uzaylılarla etkileşime giren çocuk, onların da insanlar gibi mutluluk, öfke, korku, iğrenme gibi duyguları olduğuna tanık olur.

Orjinal ve daha detaylı metni Amerika’da bulunan ‘Sağlıklı Zihinler Merkezi’nde bulabileceğiniz araştırma, aklımıza: ‘Çocuklarımızın nitelikli oyunlar oynaması, duygusal gelişimine olumlu katkı sağlayabilir mi?’ sorusunu getiriyor, değil mi?

Sevgiyle.