Vefat Edenin Ardından Dua Ve Kur’an

Vefat Edenin Ardından Dua Ve Kur’an

Üç kardeş yakın akrabam peşpeşe vefat etti. İkisinin peşinden kuran okumaya beni çağırdılar. Allaha şükür akrabalık vazifemizi elden geldiği kadar yapmaya çalıştık. Birine çağırmadılar . sordum ? niye beni çağırmadınız. Dedilerki biz babamızdan çok çektik. Onu sevmiyoruz. Peşindende hayır hasenat yapmaya,kuran okutmaya,yemek vermeye hiç niyetimiz yok. Dedim eden bulur. Evlat olarak size düşen ne kadar kötü bir insan olursa olsun babanızın peşinden hayır yapmanızdır. Yapmadılar. Bir hafta sonra babası oğullarından hayır gelmeyince, yeğeninin rüyasına giriyor. Yeğenim benim hayırsız evlatlar peşimden bir Yasin bile okutmadılar. Burada çok ihtiyacım var. N’olur Ferhan hocaya söyle bir Yasin okuyuversin,seninde durumun iyi birkaç sofralık benim hayrıma yemek veriver. Sizden bunu bekliyorum demiş. Haberi çocuklarına ulaştırdık bu işi siz yapın yanaşmadılar. Tamamen kalpleri katılaşmış. Artık iyi kötü biz yaptık. Bu olaydan sonra ölmüşlerin ardından yapılan duaların ve okunan kuranın faydasıyla alakalı bir araştırma yapayım dedim.işte ulaştığım bilgiler:

Hiçbir maddî menfaat beklemeden Kur’an-ı Kerim okuyup sevabını ölüye bağışlamak, alimlerin çoğunluğuna göre sünnete uygun bir davranıştır. Kişi kabrin başında kolayına gelen Kur’an ayetlerinden okur. Çünkü Kur’an okumanın sevabı orada olanlara ulaşır. Ölü de hazır olan gibidir. Onun hakkında da Allah’ın rahmeti umulur. Kur’an okumanın peşinden kabulünü umarak ölüye dua edilir. Çünkü dua ölüye fayda verir. Kıraatin peşinden yapılan dua kabul olunmaya daha yakındır. Dua edilirken kıbleye karşı yönelinir.

Kabri ziyaret eden kimsenin Yâsin suresini okuması müstehaptır. Nitekim Hz. peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Ölülerinize Yâsin suresini okuyun.”

Okunan Kur’an’ın sevabını ölülere hediye etmeyi caiz ve müstehap gören Ebu Hanife ve Ahmed b. Hanbel ile İmam Mâlik’e göre ise mezar yanında Kur’an okumak mekruhtur. Bu ibadet bir başka yerde yapılıp sevabı ölüye bağışlanmalıdır. Ebu Hanife’nin kabir yanında Kur’an okumayı mekruh görüşü, “sesli olarak okumaya” tahsis edilmiştir ki, İmam-ı Muhammed’e (ö. 189/805) göre, kabir yanında Kur’an okumak mekruh değil, müstehaptır. Zaten Hanefî mezhebinde tercih edilen görüş de İmam-ı Muhammed’in görüşüdür.

Bir rivayete göre, Ahmed b. Hanbel de İmam-ı Muhammed’le aynı görüştedir ki, bunlar kabristanda Kur’an okumayı tavsiye eden bazı hadisler ve İbn Ömer’den gelen haberle delil getirmişlerdir. İbn Ömer vefatında, defnedilirken kabri üzerine Bakara Suresi’nin başının ve sonunun (yani Elif Lâm Mîm ile Âmenerrasûlü’nün) okunmasını vasiyet etmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s), bir hadis-i şerifte ölüyü (mezara kadar) ailesi, malı ve ameli olmak üzere üç şeyin takip edeceğini; bunlardan ailesiyle malının geri döneceğini, amelinin ise baki kalacağını bildirmiştir. Bu hadis-i şerifte de ifade edildiği gibi insan, kabirde sadece bu dünyada yaptığı amellerle başbaşa kalacaktır. Ancak kabrinde amelleriyle başbaşa kalan Mü’min, dünyada iken yaptığı bazı işlerden dolayı ölümünden sonra da sevap kazanacak ve onlardan istifade edecektir. Nitekim bu hususu açıklayan bir hadis-i şerifte Allah Rasulü (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Mü’mine ölümünden sonra amel ve hasenatından (iyiliklerinden) gerekecek olanlar (faydası olanlar) şunlardır: Öğretip yaydığı ilim, geriye bıraktığı salih evlat, (yazıp) miras bıraktığı mushaf, yaptığı mescit, yolcular için yaptırdığı konaklama yeri (ev, misafirhane) ve sağlığında, sıhhatli zamanında malından ayırdığı (verdiği) sadaka. İşte bunların hepsi ölümünden sonra ona lazım olur.”

Bu konuda diğer bir hadis-i şerifte ise ölümden sonra kişinin istifade edeceği amellerin sayısı yedi olarak zikredilerek şöyle buyurulmuştur: “Kulun, vefatından sonra kendisine sevap yazılmasına sebep olan yedi şey vardır. (Yani bu yedi şeyi sağlığında yapana, yaptığı bu amelleri sebebiyle ölümünden sonra da sevap verilir.): Hurma (ağaç) diken, kuyu açan, su yolu açıp su getiren, bir mescit yapan, mushaf (Kur’an-ı Kerim) yazan, geriye faydalı ilim bırakan ve kendisi için vefatından sonra istiğfar edecek salih evlat bırakan.”

Zikredilen rivayetlerden de anlaşılacağı üzere, insan, dünyada iken kendisinin yaptığı veya başkalarının yapmasına vesile olduğu amellerden istifade edecektir. Zaten bu konuda ehl-i sünnet alimleri de ittifak etmişlerdir.

Kişinin ölümünden sonra başkalarının kendisi için yapacakları iyi işlerin sevabının veya bunlardan hangisinin ulaşıp ulaşmayacağı konusunda ise ihtilaf edilmiştir. Mu’tezile mezhebine mensup olanlar, dua ve sadaka da dahil olmak üzere ölüye dirilerin yaptıkları hiç bir şeyin fayda vermeyeceğini savunurlar. Delil olarak da Allah’ın hükmünün değişmeyeceğini ve herkesin kendi yaptıklarından sorumlu tutulacağını haber veren şu ayetleri getirirler:”İnsana çalışmasından başka bir şey yoktur” (Necm, 53/39), “Siz, ancak yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz” (Yâsîn, 36/54) ve “Herkesin kazandığı hayrın sevabı kendine, yaptığı fenalığının zararı da yine kendinedir” (Bakara, 2/286). Onlara göre, bu ayetlerde insanın yalnız kendi yaptıklarından fayda veya zarar göreceği bildirilmiştir ve başkalarının yaptığı hasenatın sevabı ona ulaşmayacaktır.

Ehl-i Sünnet âlimleri ise, hangi amelin fayda verip, hangisinin fayda vermeyeceğinde ihtilaf etmişlerse de başkalarının yapacağı amellerin ölüye fayda vereceği konusunda ittifak etmişlerdir. Ölünün, başkalarının sebep olduğu sevapları almasına Kur’an, sünnet, icma ve şer’î kaideler delildir. Mesela, “Onlardan, sonra gelenler şöyle derler: Ey Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanan kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma.” (Haşr, 59/10) ayet-i kerimesi, dua ve istiğfarın faydalı olacağına delalet etmektedir. Bu ayet-i kerimede Cenab-ı Hakk, daha önce iman edip de bu dünyadan ahirete göçmüş olan kardeşleri için istiğfar eden Mü’minleri övmüştür. Eğer istiğfarın ölülere bir faydası olmasaydı, Allah Teâlâ ayetinde ölmüş kimselere istiğfar edenleri övmezdi.

Görüldüğü üzere geçmişlerimize kuran okuyup onun sevabını onlara göndermek ve onların bağışlanması için dua etmek dinen caiz ve tavsiye edilen bir durum. Bizde inşallah elden geldği kadar onlar adına hayır hasenat yapalım,kuran okuyalım ve onlara dualarımızı gönderelim inşallah. Allah bizimde peşimizden kuran okuyan bize dua eden evlatlar ve dostlar nasip eylesin.amin!

Ferhan UYSAL( ferhan.uysal@bedirhaber.com )

YORUM ALANI

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.