Bedir Haber

Üçüncü Ordunun Nenesi”Gazi Kadın”

Üçüncü Ordunun Nenesi”Gazi Kadın”
Belgin İspir( belgin.ispir@bedirhaber.com )
207 views
01 Mart 2016 - 9:09

93 Harbi olarak da anılan 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Erzurum’daki Aziziye Tabyası’nın savunulmasında kahramanca çalışarak adını tarihe yazdıran Türk kadınıdır.
O anları:
“Ağabeyim Hasan cepheden ağır yaralı olarak bir gece önce eve gelmişti. Bir yandan onu tedavi ederken, bir yandan da çocuklarıma bakıyordum. Kardeşim o gece kollarımın arasında öldü. Sabaha karşı minarelerden ‘Moskof Aziziye’ye girdi’ diye haykırışlar başlayınca, kardeşimin alnını öpüp, ‘Seni öldüreni öldüreceğim’ diye and içtim. Üç aylık bebeğimi emzirdikten sonra, “Seni bana Allah verdi. Ben de O’na emânet ediyorum.” diye vedâlaştıktan sonra bir kaç saat önce ölen ağabeyimin tüfeğini alarak sokağa fırladım.Herkes benim gibi düşünmüş olmalı ki; Erzurumlular, ölüme gittiklerini bildikleri halde, sel gibi Aziziye Tabyası’na doğru akıyordu. Oysa Tabyanın mazgallarından düşman ölüm yağdırıyordu. Tabyaya yerleşmiş olan Rus askerleri, gelenlere yaylım ateşi açtığında ön sıradakiler o anda şehit oldular. Arkadan gelenlerle geri çekilmek yerine daha bir kararlı ve hızlı olarak ileri atıldık. Demir kapıları kırıp içeri girdik. Göğüs göğüse bir savaş başladı. Düşmanda iyi silah vardı, bizde de iman. Gözümü kırpmadan, korkmadan ileri atıldım. Dadaşlar arasına karıştım. Satırım durmadan kalkıp iniyordu. Mükemmel silâhlarla donanmış Rus ordusu, baltalı-tırpanlı, taşlı-sopalı halk karşısında yarım saat tutunabildi ancak. 2300’e yakın Rus askerini öldürüp Tabya’yı geri almıştık. Bizim tarafta da ise 1000 kadar şehit verilmişti.”diye yaşadıklarını bir bir anlatmaktadır.
Başrollerinde Türkan Şoray ve Kadir İnanır’ın oynadığı o müthiş mücadelenin konu aldığı “Gazi Kadın”ın asıl kahramanıdır o.
Daha üç aylık bebeğini emzirdikten sonra, “Seni bana Allah verdi. Ben de O(c.c)na emânet ediyorum.” diyebilen vatansever, yürekli bir kadındır.
1877 yılında sekiz kasımı dokuz kasıma bağlayan gece, Osmanlı vatandaşı olan Ermeni çeteleri Erzurum’un Aziziye Tabyası’na girmeyi başardıklarının ardından geri alınmasını açık açık anlatmıştır. Savaş sonrası aralarında o büyük kadının da bulunduğu yaralıların tedâvisine başlanır. Bu sırada o, yaralı olmasına rağmen kendi halini unutup diğer yaralıların tedavisini yapmak için çalışmaktadır. Bu özverisiyle tanınıp daima saygı ile sevilmiştir.
Vatan için gece başlayan mücâdele, tüm düşman Erzurum’dan kovuluncaya kadar devam etmiştir. Erzurum’un her karış toprağında cephâne taşıyarak, yaralılara hemşirelik yaparak, yemek pişirerek, su dağıtarak, hizmetten hizmete koşarak destanlaşmıştır. Zaferde fedakar annenin ve onun vatan aşkını paylaşan bütün insanların da payı bulunmaktadır.
Bu kahraman 1857 yılında Erzurum’un Çeperli köyünde dünyaya gelmiştir. Babasının adı Hüseyin, annesinin adı Zeliha’dır. Köyünden Mehmet Efendi ile evlidir. Rus ordusunun Pasinleri’ işgal edip Erzurum’a doğru ilerlemesi üzerine düşman işgali altında kalma endişesinden ötürü bir çokları gibi eşi ile birlikte Erzurum’a göç etmiştir.
Nene Hatun ve ailesi savaştan sonra Erzurum’da Eminkurbu Mahallesinde, Kına Sokağındaki otuz beş numaralı evde ikamet etmiştir. Dördü erkek (Yusuf, Nazım, Abdurrahman ve Musa), iki kız (Asime ve Nevriye) çocuğu olmuştur. Oğullarından ikisi Birinci Dünya Savaşı’nda şehit olmuştur.
Geçim sıkıntısı çeken Nene Hatun, 1943 yılında ulusal kadın kahramanlardan Nâme Hanım ile birlikte cumhurbaşkanına bir dilekçe yazarak yardım istemiştir. 1954 yılında Üçüncü Ordu Müfettişi Orgeneral Nurettin Baransel Paşa’nın gayretleriyle kendisine “Üçüncü Ordunun Nenesi” ünvanı verilip cüzi bir de maaş bağlanmıştır.
Ölümünden bir yıl önce kendisini ziyaret eden NATO’da görevli Amerikalı subayın bir sorusuna:
“Ben o zaman gereken şeyi yapmıştım. Bugün de gerekirse aynı şeyi yaparım” cevabını vermiş tarihin altın sayfalarına adını yazdırmıştır.
Türk Kadınlar Birliği’nin girişimi ile Türkiye’de ilk defa Anneler Günü’nün kutlandığı 1955 yılında kendisine “Yılın Anası” unvanı verilmiş ilk kadındır.
Doksan sekiz yıl yaşadığı Erzurum’da 22 Mayıs 1955’da zatürre teşhisiyle tedavi gördüğü Numune Hastanesi’nde vefat etmiştir. Nene Hatun’un cenazesi, resmi törenle kurtuluş mücadelesini verdiği Aziziye Şehitliği’ne defnedilmiştir.
Hakkında bir yazılar, romanlar yazılmış, filmler çekilmiştir.
Bunlara örnek verecek olursak; Erzurum Valisi tarafından makaleler yayınlamıştır.
Gazeteci İsmail Habib Sevük’ün 1937 yılında Erzurum’da Nene Hatun ve diğer 93 Harbi gazileriyle yaptığı röportajla bu şahsiyetleri Türkiye’ye tanıtmıştır.
 1956 yılında yayınlanan “Moskova Hatıraları”’nda Nene Hatun’dan ve Aziziye kahramanlarından söz edilmiştir.
Talat Uzunyaylalı’nın “Efsane Kadın Nene Hatun” adlı tarihi roman kitabı 2006 yılında yayımlanmıştır.
2010 yapımı film, Nene Hatun’un hayatını konu almaktadır.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
หนัง JAV UNCENSOREDหนังAV JAV JAPANXXX หนังโป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนังหนังav ดูหนังโป๊ญี่ปุ่น หนังxญี่ปุ่นหนังAV JAV หนังโป๊ญี่ปุ่น หนัง JAV CENSOREDtürk ifşatürk pornoหนังavหนัง JAV CENSOREDหนัAV JAV JAPANXXX หนังป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนัง Rate R HD

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.

maltepe evden eve nakliyat

ensest porno