Temsiliyet Ruhu

Temsiliyet Ruhu

Müslüman da İslami temsil esastır.Bir çok şeyi söylemek, o işin lafazanlığını yapmak yerine temsil ettiği misyonun liyakatına uygun , ona layık hareket etmek esastır, makbuldür.

İlmi araştırmalar neticesine bakılarak ortaya konulan gerekçesinde de olduğu gibi görerek eğitilme – öğrenme , duyarak – dinleyerek öğrenmeden daha kalıcı ve daha etkili olduğu gibi yaşayarak temsil etmek de onu laf ile söyleyip anlatmaktan çok daha etkili ve değerlidir.

O ibareden hareketle temsil dili hal dili; kitaplarla yazılanlardan çok çok daha tesirli etki yapmaktadır.Bir öz deyişimizde de ‘ İştir kişinin ainesi lafa bakılmaz ‘ ifadesiyle de bu duruma işaret edilmekte , vurgu yapılmaktadır.

Demek ki sözle , lafla büyük cümlelerle vede ne kadar büyülü ifadelerle İslam ve Müslümanlık anlatılırsa anlatılsın, temsilen onu yapmamız ve yaşantımız haline getirmemizin etkisinin bir katresi kadar dahi tesir etmez ve edemez.

İslamın ve Müslümanlığın güzelliğini zarafetini halde ve temsilde yaşayıp gösteremiyorsak bunun yerine her ne kadar süslü-püslü , ifadeler ortaya atsakta bunun bir anlam ve kıymeti harbiyesi olmaz.Pek bir temsil gücü göstermez,gösteremez. Bu ancak nefsimizi kandırmak olur ondan öteye geçmez geçemez.

Çünkü Müslümanlık temsiliyetle mücehhezdir. İslamiyet muameleden, halden ve keyfiyetten ibarettir. Halde,keyfiyette ve temsiliyette kaybedenler her ne kadar büyük laflar etseler, büyük sözler söyleseler de, büyük büyük iddia ve hedefler ortaya koysalar da kendileri yapmıyor ve yaşamıyorlar ise vede keyfiyetten yoksun iseler sadece ve sadece egolarını , kendilerini kandırıyor nefislerini tatmin etmekten öte iş yapmış olmuyorlar demektir.

Her samimi Müslüman ayağı taşa takıldığında bile başkalarını suçlamak ona buna laf atıp çamur sıçratma yerine acaba ben nerede hata yaptım demeli.Mensubu olduğum Müslümanlığımın temsiliyeti adına ne gibi bir yanlışa düştüm, yaşantımda neleri eksik yapıyorum, ne gibi yanlışlara düşüyorum diye kendini sorgulamalı. Bu noktada hemen hata ve yanlışlarından nedamet edip pişmanlık duyarak istiğfar etmeli ve istikameti hedef yapmalıdır.

İnsanlar misafir hane hükmündeki bu geçici yalan dünya yaşantısında; yaşadığı her şeyden hesaba çekileceği bilincinde olmalıdır. Bu sebeple her Müslüman kendini Hak ile meşgul etmeli. Çünkü Hak ile meşgul olmayanı batıl işgal eder ki buda Müslüman olma özelliğinden güzelliğinden ve sıfatlarından uzaklaştırır.

O zaman Müslümanlar olarak bizler öyle büyük büyük laflar etme , tekellüflü cümleler kurma ve tağanniye kaçan sözler yerine onları bir tarafa bırakıp temsilde onun yerine mahviyet ve tevazu ile maddiyat ve dünyevilik yerine ahiretteki sorgu sualde kolaylıkları yeğlemeli , gurur ve kibir yerine alçak gönüllülüğü ve tevazuyu tercih etmelidir.

Kısaca sözle lafla değil temsille yaparak ve yaşayarak , durum hal ve tavırla Müslüman gibi olmalı. Ama yaşadığı gibi inanma yerine inandığı gibi yaşamayı yegane gaye haline getirmelidir.

Rabbim bizleri, İnandığı gibi yaşamayı yegane gaye haline getirenlerden eylesin. AMİN…AMİN…AMİN

Ebrar Hava ALTUN( ebrarhava.altun@bedirhaber.com )

YORUM ALANI

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.