DOLAR

38,2552$% 0.34

EURO

43,8333% 0.15

STERLİN

51,0885£% 0.12

GRAM ALTIN

4.075,24%0,33

ONS

3.326,81%0,01

BİST100

9.317,24%-0,84

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul PARÇALI AZ BULUTLU 13°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
a

Tarihin gördüğü en acı Katliamlardan biri!

Tarihin gördüğü en acı Katliamlardan biri!
0

BEĞENDİM

**BEDİRHABER-** İnsanlık suçu, vahşet kelimesinin sınırları zorladığı Hocalı katliamının 23. yıldönümü. Istırapların, işkencelerin fotoğraf karelerine yansıdığına mı yoksa bu acıların halen dinmemiş olup bu katliamı insanların yapmasına mı yanalım. İnsanın insanlığından utandığı birgün! Hocalı katliamından kurtulan kadınlar hangi derde yansın? Yitirdikleri eşlerine, çocuklarına, anne babalarına, kardeşlerine mi? Esir düşen ve bunca zaman haber alınamayan yakınlarına mı? Evlerinden, topraklarından koparılmalarına mı? Hocalı’dan geriye kalan; ‘yarı ölü’ insanlar bugün…

Katliamdan sağ kurtulanlar, Ermeni güçlerince yapılanları, evlat, kardeş, anne ve babalarının gözleri önünde öldürülmesini anlatıyor.

**Eşi ve çocuğu dahil 22 yakınını kaybetti**
Rahile Guliyeva, 20 yıl önce Azerbaycan’ın Ermenistan tarafından işgal edilen Hocalı Kasabası’nda yaşıyordu. Ermeni askerleri kente saldırdığında, önce evlerinin bodrumuna saklandılar.  Askerler şehri ateşe verdiğinde, saklandıkları yerden çıkarak kentin tek çıkış noktasına, Ağdam kasabasına giden ormana koştular. Ancak Ermeni askerleri, orman yolunu da tutmuştu.

Ölüm önlerini kesti.

Rahile Guliyeva, katliam günü üç aylık hamileydi. İki yaşındaki oğlunu kimselere veremedi. O’nu sıkı sıkı göğsüne bağladı. Kaçarken tam 4 kurşun isabet etti bedenine. Kendi bedenini delip geçen kurşunlardan biri, oğlunun ölümüne neden oldu. Biricik evladı kollarının arasında can çekişerek öldü.

Bu kadar değil…

Eşini, kayınvalidesini, kayınbabasını, görümcelerini, kaynını ve onların çocuklarını da kaybetti.

Ölüm kokan ormandan ağır yaralı halde kaçmayı başardı.

Karnındaki bebeği, yaşama sımsıkı tutundu.

Katliamdan 6 ay sonra dünyaya geldi.

Babasının, kardeşinin kanlar içindeki cesetlerin görerek büyüdü Zarife…

20 yaşına geldiğinde katliamın faillerine hesap sormak istedi.

Önce Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’a, sonra Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’ye birer mektup  yazdı. 20 yaşında bir genç kızın duygusallığı ve samimiyetiyle, onlardan kendisiyle empati yapmalarını istedi. **(****Rahile Guliyeva)**

**İnsanın insana ettiği…**
Soğuk, gökten kar değil de kan yağıyordu sanki…  Kırılanlar kırıldı, sağ kalanlar meşeye (ormana) doğru kaçıştı, aksakallılar,  körpe uşaklar, hamile kadınlar, hastalar, gecelikle yalın ayak baş açık… Gülleden kaçanlar, soğuktan dondu.  O gece meşelikte ne ana balasını ne bala anasını bulabildi.”  Mihriban Hanım da o gece beş kızı, bir oğlu, kız kardeşi, eniştesi ve sekiz yaşındaki yeğeniyle meşeliğe kaçanlar arasındaymış. Yeğeni Nezaket ve eniştesi orada gözlerinin önünde vurulmuş, kız kardeşi omzundan yaralanmış. Bir buçuk gün sonra kendilerini Ağdam’a atmışlar; ama geride kimleri bırakmışlar? “Bir bacımın kızı 13 yaşından 14 yaşına geçmişti, esir düştü, biz 20 yıldır onu gözlüyoruz. Atası (babası) yüreği patladı öldü. Anası hastadır. Bir bacımın yoldaşını ve yedi evladını kırdılar. Yoldaşımın emmisi oğulları, bibisi oğulları herkesi kırdılar. Benim erimin de bir kolunu bir bacağını getirdiler. Başka hiçbir yeri yoktu.”  İnsanın insana ettiği… Mihriban Hanım taş kesilmiş sanki biz de kaya, ne onun dili lâl oluyor, ne bizim kulağımız sağır… “Kocam okumuş adamdı, beş dil bilirdi, vatanperverdi, evvel kalemiyle dövüşürdü. Ermeniler derdi ki, Hocalı kâtibi elimize düştü mü onu doğrayacağız, yazan elini konuşan dilini keseceğiz. Öyle de yaptılar. Kocamın meyyitini 36 gün bekledim.  Bir koluyla bir bacağını da paltarından (giysi) tanıdım.” **(****Mihriban Aliyeva)**

**’Türk olduğunuz için’
**”Dokuz gün çok soğuk, derme çatma bir yerde tuttular. Her gün de dayak atıyorlar. Su vermiyorlar. Susuzluktan ölecek gibiyim. Daha sonra Hankendi polis bölmesine götürdüler bizi. Oraya daha sonra getirilen bir kişi, Alesker isimli öğretmen kollarımda can verdi. İki ay boyunca en olmaz işkencelerini gördüm. Dayak atmadıkları, işkence etmedikleri gün olmuyordu. Neden böyle yapıyorsunuz diye sorduğumda, ‘Türk olduğunuz için’ cevabını veriyorlardı. Günlerin birinde, beni ve bazı esirleri Ermeni esirlerle değişeceklerini söylediler. Eskeran’a götürdüler. Belirlenen yerde esir değişimi gerçekleşti. Ermeni esirlerle aramızda fark vardı ama. Biz yürüyecek durumda değildik. Kucaklayarak, yardım ederek teslim ettiler kendi tarafımıza. Ermeni esirler ise yürüyerek, hiçbir şey olmamış gibi geldiler. Ağdam’da Ermeni esirlerin kaldığı yeri görünce iyice şaşırdık. Sıcak yastıkları, battaniyeleri, yiyecek peksimetleri vardı. Bize ise üç günde bir, 5 kişiye bir bardak su, iki günde bir ise sadece üç lokma ekmek veriyorlardı.” **(Kanaat Hacıyev)**

** ‘Kamyon dolusu insan cesedi’
**Gördüğüm vahşeti unutamıyorum ve hayatım boyunca da unutamayacağım. Ermeniler bize hiç acımadı. Büyük insanlar bir tarafa, küçük çocuklara bile acımadılar. Anne karnındaki çocukları süngülerle katlettiler. Ben kaçarak Ağdama geldim. Orada yaşadığım bir olayla daha da sarsıldım. Daha önce kamyonla taş, kum taşındığı görmüştük. Ağdam Camisine kamyon dolusu insan cesedi getirilmişti. Bu cesetlerin gözleri çıkarılmış, beden uzuvları kesilmişti **(Qalip Behramov)**

**Ermeni gazeteci Daud Kheyriyan
**Bazen ölü vücutların üstünden yürümemiz gerekti. Hatta Dashbulak denilen bölgenin yakınlarındaki bir bataklığı geçmek için ölü bedenlerden kendimize yol yaptik. Ben ölü vücutların üstünden yürümeyi reddettim. Ardından Albay Oganyan bana korkmamamı emretti. Daha sonra 9-10 yaşlarındaki yaralıbir kızın göğsüne tek ayağım ile bastım ve yürüdüm… Bacağım ve fotoğraf makinem kan içindeydi…” **(****Ermeni gazeteci Daud Kheyriyan)**

**”Donan evlatlarımı paltomla örttüm”**
Kanlı hadiselerin canlı tanığı Sadakat Hüseyinova, Ermeni askerlerinin kuşattığı ormanda, 10 gün yaşam mücadelesi verdiklerini bildirdi. Kendileri gibi yüzlerce sivilin kışın dondurucu soğuğunda aç susuz kaldıklarını söyleyen Hüseyinova, “Çocukların acı acı ağlamaları, yakarışları, yaşlılar ve bayanların iniltileri hala kulaklarımda” diyor. 

Hüseyinova göz yaşları içerisinde “Kız kardeşim ve 3 çocuğu ile benim 3 evladım orada donarak can verdi. Üzerimdeki paltomu onların üstüne serdim ki kurda kuşa yem olmasınlar. 8 kişi çıkmış olduğumuz yolda sadece ben sağ kaldım.” dedi.

**”Esarette yaşamak ölmekten beterdi”**
Babasıyla beraber 25 akrabasını kaybeden ve Ermenilerin eline tutsak düşen Kerimov ise esaretin de katliamdan farkı olmadığını söyledi. Ermenilerin en ağır işkence metotlarını üzerilerinde denediklerini belirterek “Yaşamak ölmekten beterdi.” dedi. 

Katliam gecesi, yaralıların iniltileri ve babasına son bir kez daha sarılamadan veda etmesini unutamadığını belirten Kerimov, hadiselerde bizzat iştirak edenlerin hala cezalarının verilmemesini anlamada zorlandığını ifade etti. **(Ebülfet Kerimov)**

**”Doğum günümde kocam ve kızımın cesedini hediye ettiler”**
Hocalı katliamında kocası ve 4 yaşındaki kızını kaybeden Melehat Aliyeva ise yaşatılan dehşetin kelimelerle ifade edilemeyeceğini söyledi. Doğum gününün katliamın tarihiyle aynı günlere denk geldiğini bildiren Aliyeva, “Ermeniler bana doğum günümde kocamın ve kızımın cesedini hediye ettiler.” dedi.

Her yıl Şubat ayı geldiği zaman hafakanlar yaşadığını belirten Melehat Aliyeva, ”Keşke Şubat ayı boyunca uyusam, hiç uyanmasam da yaşadığımız vahşeti, minik kızımın kollarımda, kocamın da gözlerimin önünde can vermesini hatırlamasam.” ifadeleriyle her yıl yaşadığı acıyı anlattı. **(Melehat Aliyeva)**

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.