39,3583$% 0.47
45,7116€% 1.43
53,6553£% 1.1
4.286,87%1,51
3.389,51%1,07
9.520,22%-1,71
En büyük servet,Şükreden bir kalptir.
İnsan…
Ne garip bir varlıktır…
Rabbinin nice nimetlerine gark olur da, çoğu zaman başını göğe kaldırıp bir kez bile “Şükür” demez. Kendine sunulan bunca lütfu unutur; sanki ebediyen kalacakmış gibi dünyaya sarılır. Ayet der ki: اِنَّ الْاِنْسَانَ لِرَبِّه۪ لَكَنُودٌۚŞüphesiz insan, nankördür” (Âdiyât 100/6). Ve bu nankörlüğün sanki iliklerine işlemiş bir huy gibi olduğunu haber verir bize.
Bazı müfessirler, burada geçen “insan” kelimesiyle genel olarak insan türünün kastedildiğini söyler. Çünkü nankörlük, mal hırsı, şükrü ihmal gibi haller az ya da çok her insanda vardır. Fakat Râzî gibi bazı âlimler, bu ayetlerde özellikle hidayetten nasibini alamamış, kalbi kararmış, dünya malının peşine düşüp Rabbinin izini kaybetmiş insanların anlatıldığını ifade eder. Bunlar, Allah’ın verdiği nimetlere karşı kadir bilmez, vefasız, doymaz ve kanaatsizdir.
Âyetin kalbimize dokunan bir kelimesi vardır: Kenûd…
Sanki kuru bir toprak gibidir bu insan. Ne yağmurla yeşerir, ne de güneşle ısınır. Hadiste tarif edilirken, onun yalnız başına yediği, kölesini dövdüğü, zekâtını vermediği, malını kimseyle paylaşmadığı bildirilir. Öyle bir nankörlük ki, ne gönülde iz bırakır ne de vicdanda merhamet…
Ve Kur’an der ki:وَاِنَّهُ عَلٰى ذٰلِكَ لَشَه۪يدٌۚ“Buna kendi vicdanı da şahittir.”(Âdiyât 100/7)İnsan, kendi iç âleminde bilir aslında nankörlüğünü… Yüreğinde bir ses, ona bu vefasızlığın utancını fısıldar. Bazı âlimler, bu âyeti “Allah da buna şahittir” diye yorumlamışlardır. Çünkü insanın içinden geçen her şeyi bilen, onun gizli-açık tüm amellerini kaydeden bir Rab vardır. O halde bu bir uyarıdır; nimet karşısında başını eğmeyen, şükrü unutan, kalbini sadece mala kilitleyen insana ilahî bir ikazdır.
Mal…
Araplar bu kelimeyi “hayır” diye tarif ederdi eskiden. Ve hayır, sadece servet değil; akıl, fazilet, adalet gibi değerlerdi onlar için. Fakat zamanla hayır, sadece elde tutulanla ölçülmeye başlandı. O yüzden burada geçen “hayır” kelimesiyle çokça mal, dünyalık, sahip olunan zenginlik kastedilmiştir. İnsan, bu malı o kadar sever ki, kendisi için bir kurtuluş sandığı şeyin aslında gönlünü prangaladığını fark edemez.
Ve böylece ayet, bir ayna tutar kalbimize:
Ey insan! Dön kendine…Dünya nimetiyle övünme,Kalbinin şükrünü unutma. Çünkü bir gün, malın değil,Yüreğindeki niyetin konuşacak.
Çünkü en büyük servet,Şükreden bir kalptir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.