Su

0

BEĞENDİM

0

Su hayattır sözü hiç de yabana atılacak bir söz değildir. Susuz bir hayat düşünmek neredeyse imkânsızdır. Mesela, Mars’ta hayatın olup olmadığının araştırmaları ilk etapta orada su arayarak başlamıştır. Kur’an-ı Kerim’dede suyla ilgili; “Bütün canlıları sudan meydana getirdik.” (En’am, 30) ayeti, suyun hayatımızdaki önemini vurgulamaktadır.

Yaklaşık olarak dünyanın dörtte üçü, vücudumuzun yüzde 70’i, kanımızın yüzde 83’ü, kalbimizin yüzde 79’u ve beynimizin yüzde 75’i sudur.

Canlı hücrelerdeki hayati biyokimyasal reaksiyonlar, sulu ortamda gerçekleşir ve günlük hayatta birçok işimizi su ile yaparız. Temizlik aracı olarak kullanmaktan tutun elektrik üretimine kadar suyun kullanıldığı alanlar saymakla bitmez.

Suyun (H2O) kimyasal yapısını inceleyecek olursak; Yanıcı bir gaz olan hidrojen (H2) gazı ile yakıcı bir gaz olan oksijenin (O2) birleşmesi sonucu, söndürme özelliğine sahip hayat kaynağımız su meydana gelir.

1 atm’de suyun donma noktası 0 0C, kaynama noktası ise 100 0C’dur. Maksimumyoğunluğu +4 0C de 1 gr/cm3 tür. Polar (pozitif ve negatif uçlara sahip)yapısından dolayı birçok tuzu çözme özelliğine sahiptir. Su molekülü iki hidrojenve bir oksijen atomundan meydana gelir. Bu atomlar arasındaki çekimkuvveti su molekülünü meydana getirir. Oksijene bağlı olan hidrojen atomlarıarasındaki açı 104,5 derecedir.

Moleküller arasındaki hidrojen bağı diye adlandırılan çekim kuvveti ise moleküllerin bir arada tutularak suyun oda şartlarında sıvı hâlde olmasını sağlar. Su ile ilgili birçok kanun gibi bu bağ da çok önemlidir.
Mesela, su bu bağ sayesinde 100 0C de kaynar, hidrojen bağı diye adlandırılanbu bağ olmasaydı, su -80 0C de buhar hale geçecekti. Yani hayatın kurallarındanbiri olan bu kimyasal bağ olmasaydı, moleküller oluşamayacak, su diyebir varlık yani hayat olmayacaktı.

Bütün varlıklar gibi su da belli kanunlar çerçevesinde bütün canlıların ihtiyacınıbilen Âlim olan Rabbimiz tarafından yaratılmıştır.