SÖZLEŞMELİ PERSONELİN MAĞDURİYETİ GİDERİLSİN

SÖZLEŞMELİ PERSONELİN MAĞDURİYETİ GİDERİLSİN

 

Diyanet Hak ve Adalet Sen Genel Başkanı İbrahim Kaya, Diyanet İşleri Başkanlığında 4-B statüsünde sözleşmeli olarak istihdam edilen personelin aile birliğinin sağlanması ayrıca özlük ve mali haklarının kadrolu personelle eşit seviyeye getirilmesi için düzenleme yapılması gerektiğini söyledi.

Kamuya personel alımlarının 4-A, 4-B, 4-C gibi statülerde yapıldığını; özellikle sözleşmeli olarak istihdam edilen personelin özlük ve mali haklarıyla diğer istihdam şekillerinde farklılık olduğunu belirten Kaya, bu durumun mağduriyete neden olduğunu, bunun çözülmesi içinde tüm sözleşmeli personelin kadroya alınması gerektiğini belirterek şunları söyledi:

“Farklı istihdam şekilleri Anayasa’nın 10. Maddesinin 1. Fıkrasında yer alan “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetmeksizin kanun önünde eşittir”  ilkesine aykırıdır. Farklı istihdam şekilleri, aynı iş yerinde aynı işi yapan ancak farklı özlük ve mali haklara sahip olan çalışanlar arasında moral ve motivasyonun ve iş barışının bozulmasına neden olmaktadır. 

Sözleşmeli personelin kendi kurumunda diğer çalışanlarla eşit haklara sahip olmaması ayrı bir konu, aile birliğinin sağlanamaması ise çok daha ciddi bir konudur. Anayasa’nın 41. Maddesi (Değişik: 3.10.2001-4709/17 md.) “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve bakımdan yararlanması ile birbirleri ile doğrudan ailevi ilişkiler kurma ve bu bağlarını sürdürme haklarına sahiptir” hükmüne rağmen Anayasal kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığında mağduriyete göz yumuluyor. Öte yandan dini hükümlerin topluma doğru olarak yansıtması gereken yani hak, hukuk, adalet gibi kavramları gözetmesi ve idari uygulamalarında da bunlara dikkat etmesi gereken Diyanet, ne yazık ki Allah’ın ailenin korunması, aile birliğinin sağlanması ve sürdürülmesi konusundaki ayetleri göz ardı ediyor. Allah Teâla, günlük hayatın iş ve yaşam şartlarının getirdiği zorlukların, stresin, yükün altından kurtulup rahatlanacak yer olarak aileyi işaret etmiştir. Yani aile kurumu sükûnet bulma yeridir. Çünkü orada yardımlaşma, dayanışma, sevgi, şefkat, merhamet vardır. Nitekim Cenabı Allah Rum Suresi 21. Ayette şöyle buyuruyor: “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” Dolayısıyla aile korunmak için bir limandır. Eşlerin birbiriyle huzur bulacağı tek yerdir. Anne ve babanın ayrı yaşaması çocukların fikri ve bedeni gelişimlerini olumsuz etkiler. Bu çerçeveden baktığımızda aile kurumunun güvenliğinin sağlanması, 4-B statüde sözleşmeli istihdam edilen personelin aile birliğinin sağlanmasıyla mümkün olabilir. Sözleşmeliler için getirilen 3+1 şartı aile birliğini sağlamaktan uzaktır. Kamu personel rejiminde yeni düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır. Hukuka ve eşitlik ilkesine uygun düzenleme yapılmalı, aile birliğinin sağlanmasına dayalı insan haklarını gözeten bir düzenleme ile bu vahim hata acilen giderilmelidir.  

Diyanet İşleri Başkanlığında çalışan sözleşmeli personel için getirilen 3+1 şartının eş durumu ve aile birliği mazeret tayinini göz ardı etmesi, getirilen süreyle sınırlı kalması vicdanları yaralamaktadır. Köyde veya kentte sözleşmeli olarak çalışan; anne ve babasına bakmakla yüküm olan, çocuklarının çeşitli hastalıklarının bakım ve tedavisinde yanında bulunamayan, eşinin sevgisinden, şefkatinden ve merhametinden mahrum kalan bir sözleşmeli personel ne yazık ki üç yıl aynı yerde çalıştıktan sonra kadro ihdas edilmesi halinde daimi statüye geçebilecek ve bir yıl daha bekledikten sonra tayin isteyebilecek. Diyanet, sözleşmeli personelin eşiyle aynı ilde yaşamasına izin vermiyor. Bu, büyük bir kusurdur ve acilen çözülmeye muhtaçtır. Aile birliğinin sağlanamamasını, “Bu şartları kabul ederek göreve başladınız” tarzındaki yaklaşımların, aynı yerde aynı işi yaparken farklı özlük ve mali haklarla çalışmayı sözleşmeli personele mobbing olarak değerlendiriyoruz. Sözleşmeli çalışanlar haklarını arayamıyorlar çünkü mevzuat hak arama yolunu tıkamış durumdadır. Bu nedenlerle sözleşmeli çalışanlar kendilerini yalnız ve ötekileştirilmiş hissetmektedir. 

Esas çözümün yolu iki şekilde olabilir; birincisi; 3+1 şartının kaldırılması; ikincisi ise sözleşmeli çalışanların kadroya alınmalarıdır. Diyanet İşleri Başkanlığının bu konuda gerekli düzenlemeyi yapmasını talep ediyoruz. Bu mağduriyet giderilmelidir.”

YORUM ALANI

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.