DOLAR

35,5577$% 0.33

EURO

36,6462% 0.05

STERLİN

43,5124£% 0.18

GRAM ALTIN

3.104,33%0,36

ONS

2.714,41%-0,03

BİST100

9.866,73%1,30

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul AÇIK
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
a

SİHİR VE BÜYÜ NEDİR NASIL KORUNULUR?

SİHİR VE BÜYÜ NEDİR NASIL KORUNULUR?
0

BEĞENDİM

Sihir: Tanımı, Türleri ve İslam’daki Yeri


Sihir Kavramının Tanımı

Sihir, iki temel anlamda kullanılmaktadır:

  1. Gizli Güçler ve Tılsımlar:
    Cinler ya da tabiatüstü olduğuna inanılan güçlerle yakınlık kurulduğu iddiasıyla veya kemikler, cisimler, şekiller ve isimler gibi gizli güçler atfedilen nesneler kullanılarak yapılan işlemleri ifade eder. Bu tür uygulamalar arasında iksir, tılsım ve efsun gibi işlemler yer alır.
  2. El Çabukluğu ve Göz Yanıltması:
    El çabukluğu, göz boyama, renk ve duyu yanıltması, yaldızlı sözler söyleme gibi yöntemlerle insanlarda farklı algılar oluşturmayı amaçlayan işlemlerdir. Teknik aletler, kimyasallar veya telkin yöntemleri de bu tür sihir uygulamaları arasında sayılmaktadır.

Türkçede “sihir” ve “büyü” genellikle eş anlamlı olarak kullanılır. Tarihin her döneminde ilgi çeken bir olgu olan sihir, iyilik ya da kötülük yapmak, zarardan korunmak veya maddî-manevî bir menfaat sağlamak gibi amaçlarla uygulanmıştır.


İslam’da Sihir ve Büyü

İslam dini, sihri büyük günahlar arasında kabul etmiş ve kesin bir şekilde yasaklamıştır. Kur’an-ı Kerim’de sihirle uğraşanların ahirette nasibi olmadığı ve onların şerrinden Allah’a sığınılması gerektiği ifade edilmiştir:
“… ve şeytanlar insanlara sihir öğretmişlerdi…” (el-Bakara, 2/102)
“…düğümlere üfleyenlerin şerrinden…” (el-Felak, 113/4)

Sihirle uğraşmak, Allah’ın kudretinin üstünde güçlere inanmayı ve bu güçlere dayanmayı içerdiğinden tevhid inancına aykırıdır ve kişiyi şirke sürükleyebilir.


Hz. Peygamber’in Sihir Konusundaki Uyarıları

Hz. Peygamber (s.a.s.), sihirle uğraşmanın şirk olduğunu vurgulamış ve şöyle buyurmuştur:
“Her kim düğüm yapar ve ona üflerse sihir yapmıştır; her kim sihir yaparsa şirk koşmuştur.” (Nesâî, Muhârebe, 19 [4084])

Peygamberimiz, nazardan korunmak amacıyla Allah dışında varlıklara sığınmayı da İslam’ın ilkelerine aykırı bir davranış olarak nitelemiştir. Müslümanlar, kendilerini her an koruyan ve gözeten Allah’a yönelmeli ve başka güçlere itibar etmemelidir.

Göz Boyama ve Eğlence Amaçlı Gösteriler

Sihir kapsamında değerlendirilmeyen ve el çabukluğu, göz boyama gibi teknikleri kullanarak sadece eğlendirme amacı taşıyan gösteriler, dinen sakıncalı bir unsur barındırmadığı sürece haram sayılmaz. Ancak bu tür yöntemlerin, insanları yanıltmak, zarara uğratmak veya istismar etmek amacıyla kullanılması günahtır.

Sihre Karşı Müminlerin Tutumu

Sihir veya büyü kapsamındaki tüm davranışlardan özenle kaçınmak, müminlerin dikkat etmesi gereken bir yükümlülüktür. Sihirle uğraşanlara itibar etmemek, cinci, üfürükçü veya büyücülere başvurmamak, İslam’ın temel prensipleri arasındadır.

Sihre maruz kaldığını düşünen kişiler, öncelikle tıbbi destek almalı ve Hz. Peygamber’in öğrettiği dualarla Allah’a sığınmalıdır. Peygamberimiz, insanların bu tür durumlarda Allah’a yönelerek O’ndan yardım dilemelerini tavsiye etmiştir.

Sihir ve Büyüye Dair Hadis ve Ayetler:

1. Kur’ân-ı Kerîm’deki Ayetler

  • Bakara, 2/102:


    وَاتَّبَعُوا مَا تَتْلُوا الشَّيَاط۪ينُ عَلٰى مُلْكِ سُلَيْمٰنَۚ وَمَا كَفَرَ سُلَيْمٰنُ وَلٰكِنَّ الشَّيَاط۪ينَ كَفَرُوا يُعَلِّمُونَ النَّاسَ السِّحْرَۗ وَمَٓا اُنْزِلَ عَلَى الْمَلَكَيْنِ بِبَابِلَ هَارُوتَ وَمَارُوتَۜ وَمَا يُعَلِّمَانِ مِنْ اَحَدٍ حَتّٰى يَقُولَٓا اِنَّمَا نَحْنُ فِتْنَةٌ فَلَا تَكْفُرْۜ فَيَتَعَلَّمُونَ مِنْهُمَا مَا يُفَرِّقُونَ بِه۪ بَيْنَ الْمَرْءِ وَزَوْجِه۪ۜ وَمَا هُمْ بِضَٓارّ۪ينَ بِه۪ مِنْ اَحَدٍ اِلَّا بِاِذْنِ اللّٰهِۜ وَيَتَعَلَّمُونَ مَا يَضُرُّهُمْ وَلَا يَنْفَعُهُمْۜ وَلَقَدْ عَلِمُوا لَمَنِ اشْتَرٰيهُ مَا لَهُ فِي الْاٰخِرَةِ مِنْ خَلَاقٍ۠ وَلَبِئْسَ مَا شَرَوْا بِه۪ٓ اَنْفُسَهُمْۜ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ
  • “Onlar, Süleyman’ın diliyle şeytanların okuduğu, Babil’deki Harut ve Marut adlı iki meleğin insanlara öğrettikleri sihirle ilgilendiler. O ikisi, kimseye sihir öğretmeden önce, ‘Biz bir sınavız, sakın küfre düşme!’ derlerdi. Ama insanlar, o ikisinden sihri öğrenip, onunla kadınla kocasının arasını açmaya çalışırlardı. Halbuki sihirle kimseye zarar veremezlerdi, ancak Allah’ın izniyle. Onlar, insanların zararına olan ve fayda sağlamayan şeyleri öğreniyorlardı. Zaten sihir öğrenenler, ahirette bunun kendilerine hiçbir fayda sağlamayacağını biliyorlardı. Ne kötü bir şey satın aldılar, keşke bilselerdi!”

  • Felâk, 113: Bu ayetler, Felak Suresi (el-Felak, 113. sure) olarak bilinir. Felak Suresi’nin tamamı, Müslümanları kötülüklerden Allah’a sığınmaya teşvik eden, korunma ve dua amacıyla okunan bir suredir. Surenin Arapça metni ve Türkçe meali:

    قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ
    مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ
    وَمِنْ شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ
    وَمِنْ شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ
    وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ

    Felak Suresi (Türkçe Meali):
    De ki: “Ben, sabahın Rabbine sığınırım,
    Yarattığı şeylerin şerrinden,
    Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden,
    Düğümlere üfleyenlerin şerrinden,
    Ve haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden.”

    Bu sure, kötülüklerden ve şerlerden korunma amacıyla sıkça okunur ve dualarda yer alır. Felak Suresi, Allah’ın koruyuculuğuna sığınmanın ve O’na güvenmenin önemini vurgular.

2. Hz. Peygamber (s.a.s.)’in Hadisleri

  • Buhârî, Vesâyâ, 23 [2766]:
    عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: “اجْتَنِبُوا السَّبْعَ الموبِقَاتِ.” قَالُوا: “يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا هُنَّ؟” قَالَ: “الشِّرْكُ بِاللَّهِ وَالسِّحْرُ وَقَتْلُ النَّفْسِ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إِلَّا بِالْحَقِّ وَأَكْلُ الرِّبَا وَأَكْلُ مَالِ الْيَتِيمِ وَالتَّوَلِّي يَوْمَ الزَّحْفِ وَقَذْفُ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلاتِ الْمُؤْمِنَاتِ.”
    “Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: ‘Yedi büyük günahı sakının.’ Sahabeler: ‘Ey Allah’ın Elçisi, onlar nelerdir?’ diye sordular. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle cevap verdi: ‘Allah’a şirk koşmak, sihir yapmak, haksız yere cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaşta geriye durmak, iffetsiz kadınlara zina isnadında bulunmak.'”
  • Buhârî, Hudûd, 44 [6857]:
    “مَنْ تَعَارَفَ بِالسِّحْرِ فَلا تَقْبَلُوا مِنْهُ صَلَاةً.”
    “Kim sihir öğrenirse, ondan namaz kabul edilmez.”
  • Müslim, Îmân, 145 [89]:
    عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: “مَنْ فَعَلَ السِّحْرَ فَإِنَّهُ كَفَرَ
    “Sihir yapan kimse, küfre düşer.”

3. Sihir ve Büyüye Karşı Korunma

  • Buhârî, Ehâdîsü’l-enbiyâ, 10 [3371]:  
  • أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّةِ مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ وَهَامَّةٍ، وَمِنْ كُلِّ عَيْنٍ لاَمَّةٍ
    “Hz. Peygamber (s.a.s.) Fâtıma, Hasan ve Hüseyin’i şeytanlardan, kem gözlerden ve zehirli haşerelerden korumak için şöyle dua ederdi: ‘Allah’ın eksiksiz kelimelerine sığınırım, her türlü şeytan ve zehirli haşaratın şerrinden, her türlü kötü gözden.'”

4. Sonuç ve Değerlendirme:

İslam dini, sihri büyük günahlar arasında saymış ve buna karşı çok açık bir şekilde yasaklamalar getirmiştir. Kur’ân-ı Kerîm ve Hz. Peygamber (s.a.s.)’in hadisleri, sihrin insanları Allah’tan uzaklaştıran, ruhsal ve manevi zararlara yol açan bir uygulama olduğunu vurgulamaktadır. Ayetler ve hadislerde sihir yapanların âhirette büyük bir azapla cezalandırılacağı, sihirle uğraşmanın insanı küfre düşürebileceği ifade edilmiştir. İslam, sihirin her türlüsünü reddederken, insanların bu tür kötü alışkanlıklardan korunmalarını sağlamak için manevi çözümler sunmaktadır.

Sihirle uğraşan kişilerin genellikle şeytanlarla iş birliği içinde olduğu, insanların inançlarını saptıran ve toplumsal huzuru bozan bir faaliyet olduğu belirtilmektedir. Bunun yanında, Câhiliye devrinde olduğu gibi, bu tür batıl inançların insanların hayatında derin izler bırakabileceği göz önünde bulundurulduğunda, İslam’ın sihir ve büyüye karşı duyduğu bu keskin tavır son derece anlamlıdır. Ayrıca, sihrin bir insanın yaşamını karartma potansiyeline sahip olduğuna dair uyarılar, insanların bu tür karanlık pratiklere itilmelerinin önlenmesi için son derece önemlidir.

Hz. Peygamber (s.a.s.) ve sahabe uygulamaları, sihre karşı korunmanın yollarını da göstermektedir. Felâk ve Nâs sûreleri gibi korunma ayetlerinin okuması, zihinlerin ve kalplerin kötülüklerden arındırılmasına yardımcı olmakta; aynı şekilde, Peygamber Efendimizin torunlarını sihre karşı korumak amacıyla yaptığı dualar, İslam’ın manevi tedbirlerinin gücünü ortaya koymaktadır. Bunun yanında, sihre maruz kalmış olan kişilerin Kur’ân-ı Kerîm’den şifa bulabileceklerine dair tavsiyeler, bireylerin psikolojik ve manevi huzurunu sağlayan bir yaklaşım olarak öne çıkmaktadır.

Öte yandan, İslam, sihrin pratikte zararlı etkilerinden korunmak için yalnızca dua ve zikirle yetinilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Kur’ân okumak ve Allah’a güvenmek, sihri ve büyüyü etkisiz hale getiren başlıca manevi tedbirlerdir. Ancak, bu noktada önemli olan bir husus da, batıl yollara sapmadan, gerçek şifa kaynağının yalnızca Allah olduğu inancıdır.

İslam’ın sihirle ilgili yasakları, bireylerin manevi huzurunu koruma, toplumsal düzeni sağlama ve tevhid inancını muhafaza etme açısından büyük önem taşır. Sihir, sadece kişisel değil, toplumsal hayatta da olumsuz etkiler yaratabilir. Bu nedenle, İslam sihri bir günah ve toplumsal düzeni bozan bir suç olarak görür.

Sihre karşı en doğru yaklaşım, Allah’a sığınmak, yalnızca O’na güvenmek ve Kur’an ve Sünnet’in rehberliğinde bir yaşam sürmektir. Müminlerin, sihirle ilgili her türlü uygulamadan ve bu tür işlerle uğraşan kişilerden uzak durması, tevhid inancının bir gereğidir. Allah’a tevekkül, her türlü kötülükten korunmanın en güvenilir yoludur.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.