SENİNLE DOST OLABİLİR MİYİZ?

0

BEĞENDİM

0

Senin Dostun Olabilir miyim?

Sen ben demeden bir olabilirmiyiz?

Mesela sır nedir bilir ve sırra sadık kalabilir misin?

Her şeye rağmen ölürüm ama dostumu satmam, onu mahcup etmem diyebilir misin ?

Ya da Gerçekten Seninle İyi bir Hayırhah veya hayırlı birer danışmanın Olabilir miyiz?

Dost dost diye hayaline yeldiğim,
Dost ise ayırmış özünü benden
Çatık kaşı benlerini saydığım,
Dost ise çevirmiş yüzünü benden, güzelim…

Hani dost uğruna can baş verenler,
Hasbeten söylesin gözle görenler
Şimdi bizden yüz çevirmiş yarenler,
Evvel çektirmezdi gözünü benden, güzelim…

Gözüm yaşı döner mola sellere,
Bu ayrılık har düşürür güllere
Evvel aşinaydım herbir hallere
Şimdi sakınıyor sözünü benden, güzelim…

Hayat yolculuğunda aranan dostluk, bazen insanlarda bulunamaz. İşte o dostluğu hemcinslerinde bulamayan insan: bazan derin bir boşluk içinde, samimi bir dostun sıcaklığına, anlayışına ve desteğine ihtiyaç duyduğunda kendini dağlara, ıssız yerlere veya mağaralara atabilir. Bu sığınaklar, beklentisiz, sebepsiz oldukları için insana huzur verecek bir dost olur. İşte bu noktada, tüm varlıklara ev sahipliği yapan doğa, toprak, sadakati ve vefasıyla insanı bağrına basar, hayatına şenlik olur, moral olur… Ve hiçbir beklentisi olmaksızın karşılıksız sevgi ve merhamet sunar.

Ancak, insanın samimi bir dost arayışı bu kadim sessizlikte bitmemeli. Çünkü hakiki dostluk, insanı sadece bu dünyada değil, ebedî bir kurtuluşa taşıyan değerli bir bağdır. Bu yüzden insan, dostluklarında samimiyetin, sadakatin, muhabbetin, gönül alma ve gönüllere huzur verme çabasının ve takvanın peşinde olmalı; dostlarını bu hikmetle seçmeye çalışmalıdır. Bir dost, sadece bu dünyada değil, ahirette de seni kurtuluşa götürebilecek bir yoldaş olmalıdır.

Şimdi sana soruyorum:
“Senin dostun olabilir miyim? Veya sen benim dostum olabilir misin? Gerçekten seninle iyi bir hayırhah veya danışman olabilir miyiz?” Eğer cevabın “evet” ise, bil ki bu dostluk, Rabbimizin rızasını kazanma gayesiyle beslenecek; aramızda sevgi, samimiyet, muhabbet ve hikmet ışığında gelişecektir. Dostluğumuz, sadece bu dünyaya değil, ahiret âlemine de uzanan bir yolculuğun başlangıcı olacaktır.

Unutma, gerçek dost, seni hatalarınla baş başa bırakmayan, kalbini kırmaktan sakınan, seni yücelten ve iyiye yönlendiren kişidir. Rabbimiz, böyle bir dostluğu tarif ederken şöyle buyuruyor:

“وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوَى وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ ۚ وَاتَّقُوا اللَّهَ ۖ إِنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ”
“İyilik ve takvada yardımlaşın; günah ve düşmanlıkta yardımlaşmayın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, cezası çetin olandır.” (Maide, 5/2)

İşte, böyle bir dostluk, insanın ruhuna huzur verecek, kalbine ferahlık katacak ve onu ebedî kurtuluşa hazırlayacaktır. O hâlde, gel, bu yolda birlikte yürüyelim. Rabbimizin rızasını gözeterek dostluğumuzu inşa edelim ve bir araya gelmiş kalpler olarak O’na yönelip sığınalım.