Seni kördüğüm gibi seviyorum ya Aişe diyen bir peygamberin ümmetiyiz yani kendi eşine karşı sevgisini ve duygularını ifade eden önce seni seviyorum diyen arkasından eşinin kendisini ne kadar sevdiğini sorması üzerine kördüğüm gibi diye cevap vermiş arkasından kördüğüm nasıl diye sorulduğunda ise eskisi gibi diye cevap vermiştir peygamber efendimiz(sav). Buradan anlaşılacağı üzere bu haftaki konumuz hem evlilik hem de eşler arasındaki diyaloğun Peygambercisinden bahsetmek istiyoruz nedeni mi çünkü kaynaklara bakarken dikkatimden kaçmadı ki bizim eşlerimize ilgimiz ile Peygamberimizin ilgisi sanki ayrı iki vadi gibi. Biz eşimize seni seviyorum diyemezken Peygamberimiz hem sevdiğini hem de sevgisinin ne kadar olduğunu da söylemiştir hem de yüzüne. Biz eşlerimizi döverken Peygamberimiz sevmekten onları zirveye çıkarmıştır.
Kuran bize bu konuda şu ayetiyle evliliğin kimle ve nasıl yapılması gerektiğini ifade etmektedir: Kimle evlenilir sorusunun cevabını Bakara suresi 221.ayetinde: Müşrik kadınlar iman etmedikçe onlarla evlenmeyin. Mümin bir cariye, çok hoşunuza giden müşrik bir kadından daha hayırlıdır. Mümin kadınları da, onlar iman etmedikçe, müşriklere nikâhlamayınız. Mümin bir köle hoşunuza giden bir müşrikten daha hayırlıdır. Müşrikler sizi cehenneme davet ederler. Allah ise sizi kendi izniyle, cennete ve mağfirete davet eder ve üzerinde düşünüp gerekli dersi alsınlar diye ayetlerini insanlara açıklar. Buyurarak evlilikte muhakkak evlenilen kişinin dininin ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Peygamberimiz bir hadisinde: kadın dört şeyden dolayı evlenilir bunlar malı, dini, nesebi ve güzelliğinden dolayı evlenilir siz dini güzel olanı seçin demiştir. Peygamberimiz ilk evliliğini Hadice validemizle yapmıştır ve o vefat ettikten sonra bile ona olan sevgisi artarak devam etmiştir bunun en güzel örneğini bu olayda görmekteyiz; bir gün Peygamberimize Aişe validemiz sorar eşlerinden hangisini çok seviyorsun diye?
Peygamberimiz Hadiceyi diye cevap verince Aişe validemiz kıskanınca Peygamberimiz: o benim en zor zamanımda hem malı hem de canıyla bana yardım etti demiş o öldükten sonra bile kurban bayramlarında onun için koç keser ve Hadice validemizin dostlarına dağıtırdı Allahım bu ne vefa?
Şimdi bunları söyleyip 21.yy kadınları öldüren bir milletin onun ümmeti olduğu nasıl düşüneceğiz zor bir durum değil mi? Biz bir vadideyiz Efendimiz başka vadide galiba…
Evlenelim de çeyizim olmadan olmaz diyenler: Peygamberimiz kızı Fatıma validemizi Hz. Ali ile evlendirdiğinde çeyiz olarak şunlara sahipti Fatıma validemiz: seccade, 3 adet minder, yastık, el değirmeni, su tulumu, testi ve bardağı, elek, battaniye, havlu,sedir,divan,yorgan ve sofrası vardı çeyizinde.Bugün evlerinde her şey var ama huzur yok eşya var, mal var ama huzur yok niye mi doyumsuzluk var maalesef bizlerde ve gönüllerimizde. Allah’a iman azalınca gözümüz doymuyor. Peki, Rabbimiz bu konuda Nur suresi 33.ayetinde; Evlenme imkânı bulamayanlar ise, Allah lütfu ile onların ihtiyaçlarını giderinceye kadar iffetli kalmaya çalışsınlar. Eliniz altındaki köle ve cariyelerinizden mükâtebe yapmak isteyenler olursa ve siz de onlarda liyakat görürseniz mükâtebe yapınız. Allah’ın size ihsan ettiği maldan siz de onlara veriniz. Mecburî hizmet bedellerini ödemelerine yardım ediniz. Dünya hayatının geçici metâını elde etmek için, sakın cariyelerinizi -hele iffetli olmak isterlerse- fuhşa zorlamayın. Her kim onları fuhşa zorlarsa, bilinmelidir ki zorlanmalarından sonra, Allah kendileri hakkında gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur). Buyurarak parası olmayanlara kız verilmez diyenlere cevabın en güzelini vermektedir. Demek ki evlenmek rızkı bollaştırır yeter ki kıymetler bilinsin eşler birbirini, aileler birbirini üzmesin. Bunları söylerken bir de hayırsız eş nasıl olur bunu öğrenelim.
Hayırsız eş:
Tahrim suresinin 10.ayetinde: Allah, kâfirlere Nuh’un eşi ile Lût’un eşini misal getirir. Her ikisi de iki iyi kulumuzun mahremi idiler. Ama inkâr tarafına giderek eşleri olan peygamberlere hıyanet ettiler, kocaları da Allah’tan gelen cezadan eşlerini asla kurtaramadılar. Onlara (ölürken veya kıyamet günü): “Haydi, cehenneme girenlerle beraber siz de girin!” denilir. Bu eşler Salih inananların eşleri iken yaptıkları işlerle ve Allah düşmanlığı yaparak hayırsız eş olmuşlardır. Kuran bu örneği verirken inanlara eşlerin muhakkak dindarlık olarak birbirlerine uyumlu olmasını öğütlemektedir ve bizlere dindar eşlerle evlenmeye gayret edin demektedir.
Sonuç: bizlerde evleneceğiz çoğalacağız ki Peygamberimiz çokluğumuzla övünsün ama bunu yapalım derken insanların canı pahasına yuvalar kurmayıp yuvamızı din ekseninde kuracağız ki mutlu olalım. Peygamberimiz hem kendi evliliği hem de kızını evlendirmesiyle bu evliliklerin nasıl olması gerektiğini bizlere uygulamaları ile gösterir. İnşallah onun uygulamalarından ders alır ve eşlerimize güzel muamele ederiz onların Allah’ın emaneti olduğunu unutmayız. Ve emanete güzel sahip çıkarız yoksa eşini öldürme haberleri ve çocukları cami önlerine bırakma haberleri yüzde 90’ı Müslüman olan bir millete yakışmıyor.