Bedir Haber

Şehidim!

Şehidim!
Zübeyde MERYEM( zubeyde.meryem@bedirhaber.com )
170 views
05 Şubat 2016 - 9:11

Rütbeli birkaç komutan getirdi haberini çileyle yoğrulmuş baba ocağına. Onları görünce nefesi kesilen kalbi yerinden çıkmış da cehennem alevlerine atılmış gibi yanan annen, baban ,bacın, eşin ve gardaşının bağrına kezzaplar döküldü . Yanardağlar yandı sinelerinde ve ateş sadece düştüğü yeri yaktı. Seni dünya gözüyle bir kez daha görememenin ağırlığı bindi çaresiz omuzlarına.
Merteben Nebilerden ve Sıddıklardan sonraki mertebeydi. Nöbet tutan gözlerine Allahu Teala ateşi haram kılmıştı. Allah katında en değerli olan damlanın senin kanının damlası olduğunu müjdelemişti Nebi aleyhisselam. Rabbinin en çok hoşuna giden iki izden birinin cihad meydanlarında alınan yara bere izi olduğunu buyurmuştu.

Biliyoruz Allah katında ölü değilsin bizim bilmediğimiz bir rızıkla rızıklanırsın. Cennet yamaçlarıdır yurdun. Kanayıp dursa da yaran, misk saçar kokusu iki cihana. Bin canın olsa tekrar tekrar dirilip de Allah yolunda feda etmek istersin.
Şehidim ! Hakkını helal eder misin bize ?
Alıştık biliyor musun hergün yeni bir şehit haberiyle uyanmaya. Değil bir tane bin tane haber gelse elem duymuyor yüreklerimiz artık. Sıcacık evlerimizde, yumuşak yataklarımızda uyurken kimbilir sen hangi dağ başının zemheri soğuğunda ellerini nefesinle ve ana duasıyla ısıttın. Kaç kez uykuyu unutmuş gözlerinde anneciğinin hayali dolaşıp durdu.
Biz rahat uyuyalım diye ayakların kimbilir kaç kez buz tuttu nöbette. Bacının namusuna, vatanının toprağına, ananın ak sütüne, babanın ak saçına leke düşmesin diye o dağ senin bu tepe benim talim yaptığında biz hep unuttuk seni dualarımızda biliyor musun ?

Şehadet haberin geldiği günün akşamında donuk bakışlı spikerlerin hissiz sesiyle, acıklı bir fon müziği eşliğinde fazla değil beş dakika izledik nasıl vurulduğunu. Birkaç dakika koynunda fotoğraflarını sakladığın , kalbinde dar-ı bekaya götürdüğün sevdiklerine şehadet haberinin nasıl verildiğini izledik. Nasıl kahraman olduğundan beş dakika bahsettiler adının son kez geçtiği haberlerde. Sonra yoksul gecekondunda yarı aç, yarı tok nasıl hayat mücadelesi vererek büyütüldüğünün edebiyatını yaptılar. Sosyal medyada birkaç gün fotoğrafını paylaşıp fukara evinin damına asılan bayrağın fiyakasından dem vurdular.

Şehidim ! Hakkını helal eder misin bize? Uğruna can feda ettiğin şeyleri o kadar ucuza harcadık ki. Hiçbir şeyden habersiz bebenin tabutuna boş gözlerle nasıl baktığını gördük birkaç saniye. Perişan olmuş eşin ağıt yakarken burnumuzun direği sızladı bir anlık. Sonra unuttuk biliyor musun? Annen, baban yürümeye mecal bulamazken tabutunun ardında biz akşam sofrasında aile saadetiyle hem olan biteni izliyor hem çayımızı yudumluyor hem de hainlere beddua ediyorduk. Olanca gücümüzle siyasi analizler yapıp vatanı kurtarıyorduk bir elimizde kumanda bir elimizde klavyeyle. Ve biraz sonra saçma sapan insanların hayatlarını beynimize bir zift gibi akıtan magazinler , şarkı yarışmaları, seviyesiz diziler , kavgalar, gürültüler şamatalar başlıyordu.

Herkes kendi dünyasına dalıp seni unutuyordu biliyor musun?
Sen verirken en değerli emanetini vatana, belki birçoğumuz bir fatihayı bile çok gördü sana. O dondurucu soğukta elinden bırakmadığın silahın, buz tutmuş ayaklarını ısıtamayan potinlerin, adının yazılı olduğu kolyen, ısıtmaya bile fırsat bulmadığın yemeklerin, kanının damladığı toprak parçası, kanınla bezenmiş kefenin olan kıyafetlerin ve şehitlerin piri Hazreti Hamza (r.a) şahit olsun ki kurtuldun gitti.
O nail olduğun mertebe seçilenlere verilen mertebeydi. Sana “Muhammedcik” diyerek Resulullahın yolunda olduğunu öğütleyen bir ecdadın ahfadısın. Bir kez ölüp bin kez dirilenlerin safındasın. Şehadetin Gül kokar . Şehitliğin nur saçar aleme. Hamzalar ile birliktesin.
Bizleri de yarın ruz-i mahşerde unutma. Mücrimlere şefaatçi ol o nimet içinde yüzdüğümüz günleri affettir Rahmana. Davacı olma bizden. Hayatının baharında kör bir kurşunla hain bir mayınla ayrıldığın şu dünya gene aynı. Gittikçe kirleniyoruz bizler. Dünya kötü ve insanlar daha acımasız. Bilmiyoruz ki biz mi nasipliydik şu dünyada yoksa sen mi?

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi…
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
‘Gömelim gel seni tarihe’ desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb…
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
‘Bu, taşındır’ diyerek Kâ’be’yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına…

Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın…Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât…

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
หนัง JAV UNCENSOREDหนังAV JAV JAPANXXX หนังโป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนังหนังav ดูหนังโป๊ญี่ปุ่น หนังxญี่ปุ่นหนังAV JAV หนังโป๊ญี่ปุ่น หนัง JAV CENSOREDtürk ifşatürk pornoหนังavหนัง JAV CENSOREDหนัAV JAV JAPANXXX หนังป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนัง Rate R HD

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.

maltepe evden eve nakliyat

ensest porno