Sahabe ve Bizler

0

BEĞENDİM

0

Biz insanları imtihan için dünyaya gönderen Yüce Rabbimiz, bizleri rehbersiz bırakmamış, yoktan var etme kadar önemli bir nimet olan ilahi mesajlarını tebliğ ve temsil ile görevli Peygamberler de göndermiştir. Peygamberler de Allah’tan aldıkları bu mesajları hem insanlara tebliğ etmiş hem de onları hayata aktararak bizzat temsil etmişlerdir. 

Peygamberlerden sonra ise bu mesajları onların yakınında bulunan insanlar sonraki nesillere aktarmışlardır. İlk insan ve ilk Peygamber Hz. Adem (a.s.) ile başlayan bu süreç, ondan sonra gelen Peygamberlerle de devam etmiştir.  Fakat Kur’an’dan önce gönderilen Tevrat, Zebur ve İncil gibi ilahi kitaplar, zamanla asıllarını muhafaza edemeyerek tahrif edilmişlerdir. Kur’an-ı Kerim ise Hz. Peygamber (s.a.v) nazil olduğu şekliyle bizzat  Cenab-ı Hak tarafından muhafaza edilerek, günümüze kadar eksiksiz intikal etmiştir. Şüphesiz Kur’an-ı Kerim’in bu şekilde korunup bizlere kadar ulaştırılmasında Sahabenin çok önemli bir rolü vardır.

Ayrıca, Kur’an-ı Kerim’in vahiy eksenli ilk yorumcusu olan Efendimizin sünneti de bize Sahabi efendilerimiz kanalıyla gelmiştir. Bunun yanında Kur’an-ı Kerim’in ilk muhatabı olan ve Hz. Peygamber’in gözetiminde yetişen bu insanların nassları yorumlamadaki görüşleri de sonraki nesillere dini anlama ve yorumlamada rehberlik  yapmışlardır.

Sahabenin İslam dininde çok önemli bir yeri vardır. Bu önem, Sahabenin bir yandan İslam dininin temel iki kaynağı olan Kur’an ve Sünnet’i bizlere nakletmeleri, diğer taraftan da Kur’an’da bir çok ayette kendilerinden bahsedilmiş olmasıdır.

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de Hz. Peygamber (s.a.v) Efendimizi “Üsve-i Hasene” (Ahzab 33/21) yani “En Güzel Örnek” olarak anlatmıştır. Efendimizin arkadaşları olan Sahabe de bu güzel örneğin en yakınlarında olan kimselerdi. Efendimiz: “Ashâbım yıldızlar gibidir. Hangisine tâbi olsanız hidayete erersiniz.” buyurmuştur (Beyhakî, el-Medhal, s.164; Kenzu’l-Ummal, h. no: 1002). Hadis kriterleri açısından senedi zayıf bir Hadis olsa da onların bizler için birer örnek olma durumu söz konusudur. İslam dininin temel kaynaklarının gerek naklinde gerekse yorumlanmasında kilit vazifesi gören bu insanlar, çok iyi bilinip tanınmalı ve ona göre değerlendirilmelidir.

Her biri bizim için yıldız olan hayatlardan bahsedeceğiz. Mü’minlerin annesi ilk Müslüman kadın Hz. Hatice (r.ah) annemizi anlatacağız. Peygamberimizin Hicret arkadaşı “Sıddık” yani dosdoğru ve doğrulayıcı olan Hz. Ebu Bekir (r.a) efendimizi tanıyacağız. Adalet timsali Hz. Ömer (r.a), haya ve edep örneği Hz. Osman (r.a), ilim ve kahramanlık timsali Hz. Ali (r.a) Efendilerimizi tekrar anacağız. Mü’mine hanımların efendisi Hz. Fatıma (r.ah) ve yine mü’minlerin annesi alime kadın Hz. Aişe (r.ah), Peygamberimizin manevi oğlu Zeyd b. Harise (r.a), Efendimizin hizmetçisi Enes b. Malik (r.a), İslam’ın ilk ve en zor yıllarında evini tebliğe açan fedakar sahabi Erkam b. Ebi’l-Erkam (r.a), her türlü haksızlığa direnen yalnız sahabi Ebu Zerr (r.a), İlk müezzin Hz. Bilal (r.a) ve ilk İslam şehitlerinin oğlu Ammar b. Yasir (r.a) güzel hayatları ile ele alınacak. Abdurrahman b. Avf, Ebu’d-Derda, Hz. Abbas, Hz. Hamza, Mus’ab b. Umeyr ve Muaz b. Cebel (Allah hepsinden razı olsun) gibi birçok Sahabe efendilerimizi tanıtmaya çalışacağız.

Değerli okuyucular, bundan böyle “Yıldız Hayatlar” köşemizde Efendimizin arkadaşları olan Sahabeden bir tanesini kısaca sizlere tanıtmak istiyorum. Ama öncelikle haber sitemize adını veren “Bedir” kelimesinden hareketle, Bedir Savaşı’na katılan Ashab-ı Bedir ve onların fazileti hakkında bir sonraki yazımızda buluşmak üzere…