Rüyalalar Yaşayan Toplumuz Vessalam

0

BEĞENDİM

0

Din görevlisi olduğumuzdan dolayı en çok karşılaştığımız sorular rüyalarla alakalı oluyor. Toplum hocaya olan itimadından dolayı en mahrem bilgilerini hiç çekinmeden sorabiliyor. Bir manada onay bekliyor. Tabi bizde sıkılıyoruz. Kuran, hadis,ibadet ve muamelatla ilgili insanların bir çok eksiği varken böyle suya sabuna dokunmayan işlerle insanların kendini avutması hoş bir şey değil ama ne yapalım madem toplumun isteği bu yönde kırmayalım deyip ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyoruz.

Rivayetlerde peygamber efendimiz (sav) in bazen sabah namazından sonra sahabeden rüya gören var mı? Diye sorup o rüyayı tevil etmesi olmuş fakat bu diğer vaazlarının,hutbelerinin ve sohbetlerinin yanında devede kulak mesabesinde. Buhârî’nin Sahîhu’l-Buhârî adlı kitabının 91. kitabı “Kitâbu’t-Ta’bîr” adını taşımaktadır. Buhârî burada bab adı verilen 48 alt başlık altında 60 civarında hadis zikretmiştirBuralarda verilen hadislerden anlaşıldığına göre Hz. Peygamber, kişinin uykuda gördüklerini, rüya ve hulm diye ayırmış; “rüya Allah’tan, hulm ise şeytandandır” demiştir. Bazı hadislerde kişinin uykuda gördükleri, “iyi ve güzel rüyalar” (er-ru’yâ el-hasene – er-ru’yâ es-sâliha) ve “kötü rüyalar” diye ayrılmıştır. Bundan anlıyoruz ki, daha önceki hadiste geçen hulm ile kötü, anlamsız, saçma sapan rüyalar kastedilmiştir. Başka bir takım hadislerde ise rüyalar üç kısımda değerlendirilmiştir; (i) salih rüyalar -ki bunlar Allah’tan bir müjdedir-; (ii) şeytanın verdiği hüzün ve korkudan ibaret olan rüyalar; (iii) kişinin kendi vehimlerinden kaynaklanan rüyalar. Burada şuna da işaret etmek gerekir ki, hadiste kötü rüyanın şeytandan olması, bunları onun yarattığı veya onun bu konuda tasarruf yetkisine sahip olduğu anlamına gelmez. İslam kültüründe, her türlü eylemin yaratıcısı Allah olmakla birlikte, kötü fiiller O’na nisbet edilmez. Bu, O’ndan başka yaratıcı olduğu anlamına gelmez. Ancak bir edep kuralı olarak böyle davranılır ve bu tür yerlerde şeytana yapılan nisbet, tamamen mecazî bir nisbettir. Esasen Kur’an da bunu yapmıştır. Ayrıca bazı Müslüman alimler, rüyayı, “Allah’ın melek veya şeytan vasıtasıyla insanın kalp ve şuuruna hakikat veya kinaye olarak koyduğu ruhî idrâkler” diye tarif ederek, kötü rüyaların şeytandan olmasını bu şekilde açıklamaktadırlar.

İnsanlar her rüyanın altında illaki bir mesaj var diye algılıyorlar. Halbuki her rüya illaki bir manaya gelmeyebilir. Gelse bile peygamberimiz (sav) in tavsiyesi üzerine ehil ve iyi insanlara tabir ettirilmesi lazımdır. Hz. Peygamber, ashabının gördüğü rüyaları yorumladığı gibi, başkalarının o rüyaları yorumlamasını da uygun görmüştür. Bazı rivayetlerde ashabının gördükleri rüyaları ona anlattıkları, onun da bunları tevil ettiği belirtilmektedir. Nitekim, yahudi iken müslüman olan Abdullah b. Selâm adlı sahabi, ona, rüyasında bir bahçede olduğunu gördüğünü söylemiş, sonra da şöyle devam etmiştir: Bahçenin ortasında bir direk, direğin tepesinde bir sağlam ip vardı. Bana, “ona tutun” denildi. Ben yapamayacağımı söyleyince, biri bana yardım etti, ben de onu tuttum. Sonra onu tutuyor olduğum halde uyandım.” Hz. Peygamber, Abdullah’ın bu rüyasını şöyle yorumlamıştır: “O bahçe, İslam bahçesidir; o direk, İslam direğidir; tuttuğun sağlam ip ise, Allah’ın kopmayan sağlam ipi olan bu dindir ki, sen ölünceye kadar onun üzerinde kalacaksın.

İnşallah rüyadan çok İslami temel ilimlerle mücehhez,devri iyi okuyup anlayıp onun şartlarına göre yaşayabilen Müslümanların sayısı artar,cahillik azalır,bizde asıl meselelerimizle uğraşmaya başlarız. Cumhur ulmanın fetvası kesin’’rüya ile amel edilmez’’ o zaman işimize bakalım. Net rahmani rüya görürsekte Allah’ın(cc) lütfu olarak sevinmemizdede sakınca yok tabii.