Rusya Federasyonu, içinde pek çok ırktan ve inançtan insanları barındıran büyük bir ülkedir. 1990’lı yıllarda başlayan bağımsızlık hareketleri neticesinde pek çok ulus Rusya’dan ayrılarak kendi bağımsız devletlerini kurmuştur. Özellikle Türkî Cumhuriyetler olarak bilinen ve bağımsızlığını kazanan ülkelerin halklarının çoğu Müslümandır. Bu yüzden Rusya’daki Müslüman nüfusu azalsa da, şu anda Rusya’da yaklaşık 16 milyon Müslüman yaşamaktadır. Bu sayı azımsanamayacak bir rakamdır ve ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 12’sine denk gelmektedir.
1990’lı yıllarda Rusya’da komünizmin çöküşü ile birlikte baskı ortamı ortadan kalkmış ve her kesim gibi Müslümanlar için de dinlerini özgürce yaşayabilme imkânı doğmuştur. Bu süreçte Rusya’daki Müslümanlar camiler başta olmak üzere, hızlı bir şekilde müesseselerini de inşa etmeye başlamışlardır. Yıllardır özlemi duyulan İslamiyeti yaşama arzusuyla Müslümanlar çok kısa sürede pek çok cami, medrese gibi kurumlarla dinin öğretilmesi ve yaşanması için adeta bir seferberlik örneği sergilemişlerdir. Kuşkusuz bu kurumlar din adına çok büyük hizmetler yapmış ve halen de yapmaktadır. Ancak zamanla bu kurumlarda olan bazı eksiklikler de gün yüzüne çıkmaya başladı. Biz de faydalı olur mülahazasıyla İslamî müesseselerde gördüğümüz bazı eksiklikleri ve sıkıntıları özet olarak dile getirelim istedik.
Müftülükler: Rusya’da Müslümanların dinî faaliyetleri müftülükler tarafından sevk ve idare edilmektedir. Bu kurumlar bizim ülkemizdeki Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı müftülüklere benzemekle birlikte, yapısal ve işleyiş olarak pek çok farklılıklar da göze çarpmaktadır.
Öncelikle bu kurumlar bizdeki Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı kurumlar gibi resmî olarak devlete bağlı değildirler. Bir nevi azınlık kurumları gibi, kendi yağında kavrulan, özerk bir yapıya sahiptirler. Maddi kaynakları ise, tamamen Müslüman halkın bağış ve yardımlarından oluşur ve personel maaşı başta olmak üzere tüm giderler bu paralardan karşılanır. Tabi bu durum maaşların yetersiz olmasına ve buna bağlı olarak da nitelikli personel istihdamını zorlaştırmaktadır.
Rusya’da müftülüklerin en önemli sorunlarından biri de birlik beraberliğin olmamasıdır. Ülke çapında, hatta il çapında bile birbirinden bağımsız, kendi başına hareket eden müftülükler vardır. Mesela ülke genelinde birkaç tane baş müftülük vardır ve camiler başta olmak üzere, pek çok dini müessese de bu müftülüklerden birine bağlıdır. Bu durum Müslümanlar arasında fitnelere sebebiyet vermekte ve Müslümanların birlik beraberliğine büyük zarar vermektedir.
Camiler: Rusya’da komünizm öncesinde binlerce pek çok cami bulunmaktaydı. Ancak SSCB döneminde , özellikle Stalin yönetimde olduğu 1940-1950’li yıllarda bu camilerin neredeyse tamamı yıkılmıştı. Ortadan kaldırılanlar sadece camiler değildi, kiliseler ve diğer dinlere ait mabedler de devlet eliyle yıkılmıştı.
1990’lı yıllarda komünist sistemin çöküşü ile birlikte baskı ortamı da ortadan kalkmaya başlamıştı. Müslümanlar da özlemini duydukları bu özgürlük ortamında ellerini çabuk tutmuşlar ve yıkılan camilerini inşa etmeye başlamışlardır. Çok kısa sürede ülke genelinde binlerce cami inşa edilmiştir.
Fakat cami inşası sorunun küçük bir bölümünü halletmiş, problemin asıl ve önemli kısmı ise tam da bu süreçte hissedilmiştir. O da nitelikli din adamı ihtiyacıdır. Müslümanların camileri olmuştu olmasına ama, onlara camide imamlık ve rehberlik yapacak, eğitimli ve bilgili din adamı bulunamıyordu. Bu durum yetmiş yıllık din adına her şeyin yasaklanmasının doğal bir sonucuydu.
Bu sorunu çözmek için bir yandan Müslüman ülkelerden din görevlileri çağırılmakta, diğer yandan da Müslüman ülkelerde eğitim görmesi için öğrenciler gönderilmektedir. Ayrıca Rusya’da medrese adı verilen dinî kurumlar vasıtasıyla da din adamı ihtiyacı karşılanmaya çalışılmaktadır.
Camilerin en büyük sorunlarından biri de, imamların resmî bir statüye sahip olmamalarıdır. İmamlar caminin bağlı bulunduğu müftülüğün onayı ile göreve başlasa da, iş garantisi yoktur ve maaşı da cami cemaati tarafından toplanan sadakalardan ödenir. Maaşların çok düşük olması, ayrıca cami cemaati tarafından ödeniyor olması imamlık mesleğinin itibarına büyük zarar vermektedir. Bu şartlarda çalışmak çok zor olduğu için, imamların bir kısmı başka iş arayışlarına girmektedir.
Camilerle ilgili bir diğer sorun da daha önce de belirttiğimiz gibi, birbirinden bağımsız pek çok müftülüğün olmasıdır. Camilerin her biri bu müftülüklerden birine bağlıdır ve bu durumun bir sonucu olarak sevimsiz rekabetler ortaya çıkmakta, hatta bu rekabetler düşmanlık boyutuna varabilmektedir. Tabi bu durum en çok Müslümanlara zarar vermektedir.
Medreseler: Rusya Müslümanlarının dinî kurumlarından biri de kuşkusuz medreselerdir. Tamamen dinî eğitim veren bu okullar müftülüklere bağlıdır ve bir kısmı iki yıllık, bir kısmı da dört yıllık eğitim vermektedir. Din adamı ihtiyacının karşılanmasında önemli bir görev îfa eden bu okulların finansmanı da tıpkı camiler gibi tamamen Müslümanların sadakalarından karşılanmaktadır. Haliyle bu kurumdaki öğretmenlerin özlük hakları da istenen düzeyde değildir.
Bu okulların devlet tarafından resmî bir statüsünün olmaması nedeniyle buraya gelen öğrenci kalitesi de arzulanan düzeyde değildir. Ayrıca buradan mezun olan öğrencilerin iş garantisi de yoktur. Yani bizim ülkemizdeki gibi merkezi bir sınav yapılarak imam olma imkanı söz konusu değil. Zaten imamlık mesleğinin de dile getirdiğimiz sorunlarından dolayı fazla cazibesi olmadığı için, bu okullara talep istenen düzeyde olmamaktadır.
En başta dile getirdiğimiz sorun bu kurumlar için de geçerlidir. Yani bu medreselerin her biri tıpkı camiler gibi, birbirinden bağımsız müftülüklere bağlıdır. Dolayısıyla bu okulların müfredatları da birbirinden farklı olabilmektedir.
Sonuç olarak Rusya’da Müslümanlar dinlerini yaşama adına samimi olarak bir gayret ortaya koymaktadırlar. Müftülükler, camiler ve medreseler gibi müesseseler vasıtasıyla dinî faaliyetlerini özverili bir şekilde sürdürmektedirler. Tüm bu kurumların inşası başta olmak üzere, istihdam edilen personelin maaşları ve diğer tüm harcamalar da halkın samimi duygularla yaptıkları yardımlarla karşılanmaktadır. Müslümanlara ait bu kurumların devlete bağlı resmî hüviyetlerinin olmaması, biri diğerinden bağımsız müftülüklere bağlı olmaları, nitelikli personel ihtiyacı, personellerin maaş ve itibarları başta olmak üzere, özlük haklarındaki sıkıntılar gibi pek çok problem de çözüm beklemektedir.