RUHUMUN RIZKI; NAMAZ

 Her fırsatta Müslümanız elhamdülillah diyerek coşkuyla haykırıyoruz. Birisi çıkıp dinimize laf etse hemen karşısına hiddetle dikiliyoruz. Müslümanlığı kimseye bırakmıyoruz ama Müslümanlıktan haberimiz var mı, İslam’ın bilgisine haiz miyiz ve namazlarımıza ne kadar titiz davranıyoruz?

İslam’ın şartlarından ilki kelime-i şahadet getirmek ikincisi ise namaz kılmaktır. Peki Müslüman olduğunu iddia eden bizlerde şu soruların karşılığı ve cevabı nedir acaba?

-Birer Müslüman olarak namaz kılmayı seviyor muyuz?

-Namaz vakti gelse de namaz kılsam diyor muyuz?

-Canım namaz kılmak istiyor dediğimiz oluyor mu?

-Namaza karşı bir heyecan ve özlem duyuyor muyuz?

-Farz namazlarını eksiksiz kılıp nafile takviyesinde bulunuyor muyuz?

-Namaz kılma arzusu ile kulağımızı ezanlara odaklayıp, ezan biter bitmez coşkun bir ruh haliyle kıbleye yöneldiğimiz oluyor mu?

HER İNSAN KENDİ İRADESİ İLE KADERİNİN ÇOCUĞUDUR

Bedenin rızkı yemek içmek olduğu kadar ruhun gıdası ise namaz ve ibadetlerdir. Ruhumuzu besleme adına ibadetlerde ne durumdayız? Namaz noktasında hangi aşamadayız? Acıkınca, susayınca yiyip içmeye olan arzumuzu ruhumuzun açlığını gidermek için de canlı tutuyor muyuz? Midemizin ihtiyaçlarına gösterdiğimiz hassasiyeti kalbimizin açlığına gösteriyor muyuz? Çok acıkınca yanımızdakilerin konuşmalarını duymaz anlamaz hale geldiğimiz olduğu halde yemekten başka şeyler düşünmediğimiz gibi namaz içinde böylesi hallerimiz oluyor mu? Çok acıkmadığımızda bile atıştırmalık abur cubur yemek içmek istemelerimiz olduğu gibi yahut gece yarısı uyku arası içimiz kıyılıp mutfağa koşup kendimizi buzdolabına attığımız gibi, farz, vacip, sünnet namazlarına ek olarak geceleri teheccüd, kuşluk vakti duha, akşam namazının akabinde evvabin gibi tabiri caizse atıştırmalık namazlarımız var mı? Ruhumuzu namaz ve ibadetlerle takviye ediyor muyuz?

Davetlerde, misafirliklerde ya da konuk ağırlamalarda, birileriyle yemekli buluşmalarımız ve ziyafetlerimizde özene bezene hazırlandığımız gibi namazlarımıza da aynı hassasiyeti aynı özeni gösteriyor muyuz? Aynı yemeği iki gün üst üste yemek durumunda kaldığımızda hoşnut olmadığımız gibi kahvaltı da ya da çorba yanında çıtır kızarmış ekmek istemelerimiz olduğu gibi farklı sure ve ayetlerle uzun kıyam ve kıraatlerimiz oluyor mu? Bir öğünde çorba, ana yemek, yardımcı yemek, ara sıcak, ara soğuk, salata, meyve, tatlı, çay kahve meşrubat istemelerimiz gibi detaylardan haz alıp, zengin sofralarda kurulmaktan hoşlandığımız gibi namazda da ruha, gönüle mükellef ziyafetler çekme titizliği ile özendiğimiz, ihlas, ihsan, takva ile samimane namazlarımız oluyor mu?

Sevdiklerimiz ile masa başı sohbetlerimizi uzatıp birbirimize ikramlarda bulunduğumuz gibi tabaklara bir tane daha ısrar etmelerimiz gibi rükû ve secdelerimizi uzatmalarımız oluyor mu?Mübarek gün, gece ve aylarda, ramazanda daha fazla kılmalarımızı diğer günlere serpiştirmelerimiz oluyor mu?

‘’Namaz göz nurumdur’’, ‘’ Bedende baş ne ise dinde namaz odur’’, ‘’Namaz dinin direğidir.’’ diyen Hz Peygamber’i tasdiklercesine namaz ile baş’lanıyor muyuz?  Direk gibi dinimizi namazla ayakta tutmaya çalışıyor muyuz? Gözümüz nuru gibi bakıyor muyuz? Namaz ile namazlanıp, namazlaşıyor muyuz?
Namaz müminin miracı baş tacı gönül ilacı ruhun gıdası… Rabbim hakkıyla namaz kılanlardan etsin.
Kılmayanlara da namaz nasip etsin. Namaz kılanların namazlarını mübarek etsin…