DOLAR

38,4292$% 0.2

EURO

43,8350% -0.02

STERLİN

51,3195£% -0.01

GRAM ALTIN

4.099,20%-0,71

ONS

3.318,98%-0,90

BİST100

9.432,55%-0,61

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul KAPALI 13°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
a

RAMAZAN RİSALESİ VE ŞÜKÜR(2)

**RAMAZAN’DAN MÜMİNLERE ŞAHSA ÖZEL BİR MEKTUP: İKİNCİ NÜKTE** Risale, kelime anlamı itibariyle “mektup” demektir. Bir mektup nasıl ki muhatabına özel yazılır ve onun haline, ihtiyacına, hissiyatına hitap ederse, Üstad Bediüzzaman da Risale-i Nur’un her bir bahsinde adeta mü’minlere özel bir mektup sunar. Özellikle Ramazan Risalesi, sanki Ramazan ayı bizzat bizlere bir mektup yazmış ve orucun hakikatini, hikmetlerini, insana kazandırdığı şükrü ve irfanı anlatmaktadır. Bu risalenin İkinci Nüktesi, Ramazan orucunun en önemli hikmetlerinden biri olan **şükür** vazifesini ele alır. Zira oruç, insanı gafletten uyandıran, nimetlerin hakiki sahibini hatırlatan, insana fakrını ve aczini hissettiren büyük bir ibadettir. İşte bu nükte, Ramazan’dan gelen bu özel mektubun derinliklerine bizi davet ediyor…

RAMAZAN RİSALESİ VE ŞÜKÜR(2)
0

BEĞENDİM

İKİNCİ NÜKTE: RAMAZAN ORUCUNUN ŞÜKÜRLE İLİŞKİSİ

İKİNCİ NÜKTE

Ramazan-ı Mübareğin savmı, Cenâb-ı Hakkın nimetlerinin şükrüne baktığı cihetle, çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:

Birinci Sözde denildiği gibi, bir padişahın matbahından bir tablacının getirdiği taamlar bir fiyat ister. Tablacıya bahşiş verildiği halde, çok kıymettar olan o nimetleri kıymetsiz zannedip onu in’âm edeni tanımamak nihayet derecede bir belâhet olduğu gibi; Cenâb-ı Hak, hadsiz envâ-ı nimetini nev-i beşere zemin yüzünde neşretmiş, ona mukàbil, o nimetlerin fiyatı olarak şükür istiyor. O nimetlerin zâhirî esbabı ve ashabı, tablacı hükmündedirler. O tablacılara bir fiyat veriyoruz, onlara minnettar oluyoruz. Hattâ, müstehak olmadıkları pek çok fazla hürmet ve teşekkürü ediyoruz. Halbuki, Mün’im-i Hakikî, o esbabdan hadsiz derecede, o nimet vasıtasıyla şükre lâyıktır. İşte Ona teşekkür etmek, o nimetleri doğrudan doğruya Ondan bilmek, o nimetlerin kıymetini takdir etmek ve o nimetlere kendi ihtiyacını hissetmekle olur.

İşte, Ramazan-ı Şerifteki oruç, hakikî ve hâlis, azametli ve umumî bir şükrün anahtarıdır. Çünkü, sair vakitlerde mecburiyet tahtında olmayan insanların çoğu, hakikî açlık hissetmedikleri zaman, çok nimetlerin kıymetini derk edemiyor. Kuru bir parça ekmek, tok olan adamlara, hususan zengin olsa, ondaki derece-i nimet anlaşılmıyor. Halbuki, iftar vaktinde, o kuru ekmek, bir mü’minin nazarında   çok kıymettar bir nimet-i İlâhiye olduğuna kuvve-i zâikası şehadet eder. Padişahtan tâ en fukaraya kadar herkes, Ramazan-ı Şerifte o nimetlerin kıymetlerini anlamakla bir şükr-ü mânevîye mazhar olur.

Hem gündüzdeki yemekten memnûiyeti cihetiyle, “O nimetler benim mülküm değil. Ben bunların tenâvülünde hür değilim. Demek başkasının malıdır ve in’âmıdır; Onun emrini bekliyorum” diye, nimeti nimet bilir, bir şükr-ü mânevî eder.

İşte, bu suretle oruç çok cihetlerle hakikî vazife-i insaniye olan şükrün anahtarı hükmüne geçer.

İKİNCİ NÜKTE: RAMAZAN ORUCUNUN ŞÜKÜRLE İLİŞKİSİ

1. Ramazan Orucu ve Şükrün Hakikati

Ramazan-ı Mübareğin orucu, Allah’ın nimetlerine karşı şükür vazifesini yerine getirme noktasında büyük bir hikmet barındırır. Zira insan, sahip olduğu nimetlerin kıymetini ancak onları kaybettiğinde veya erişimi sınırlandığında daha iyi idrak eder.

Nitekim, birinci Söz’de de ifade edildiği gibi, bir padişahın sofrasından gelen yiyecekler, hizmetkârlar tarafından taşınsa bile, asıl nimet sahibi padişahtır. Hizmetkârlara gösterilen minnettarlığın çok ötesinde, bu nimetleri ihsan eden padişaha şükretmek gerekir. Aynı şekilde, yeryüzünde insana sunulan sınırsız nimetler de zahiren birtakım sebepler vasıtasıyla insanlara ulaşır. Ancak bu sebeplere aşırı derecede minnet göstermek, fakat asıl nimet vereni unutmak büyük bir gaflettir.

Ramazan orucu, bu gafleti kırarak, insanı hakiki nimet sahibini tanımaya ve ona şükretmeye sevk eder. Çünkü oruç tutan kişi, nimetlerin gerçek kaynağını hatırlayarak, o nimetlerin Allah tarafından verildiğini kabul eder.

2. Oruç ile Nimetlerin Kıymetini Anlamak

İnsan, günlük hayatında çoğu zaman nimetlerin kıymetini tam anlamıyla idrak edemez. Özellikle sürekli erişimi olduğu gıdalar, onun gözünde sıradanlaşır. Açlık hissetmeyen bir kimse için kuru bir ekmek parçası değersiz görünebilir. Ancak Ramazan’da oruç tutan bir mü’min, açlık hissiyle nimetlerin gerçek değerini kavrar.

İftar vaktinde alınan bir lokma ekmek bile, büyük bir lezzet ve minnettarlıkla karşılanır. Zira oruç, insana nimetlerin kıymetini hissettiren bir ibadettir. Fakir de olsa zengin de olsa, herkes Ramazan ayında bu şükrü derinden hisseder.

3. Oruç ile Nimetlerin Sahibini Tanımak

Oruç, sadece nimetlerin kıymetini anlatmakla kalmaz, aynı zamanda bu nimetlerin kime ait olduğunu da öğretir. Gün içerisinde yemek yemekten men edilen kişi, şu gerçeği idrak eder:

  • “Bu nimetler benim mülküm değil.”
  • “Onları istediğim zaman tüketme hakkına sahip değilim.”
  • “Onlar bana Allah’ın bir ihsanıdır ve ancak Onun izniyle yiyebilirim.”

Bu bilinç, insanın nimetler karşısındaki gafletini giderir ve ona gerçek şükrü öğretir.

4. Oruç: Şükrün Anahtarı

Oruç, insana nimetlerin kıymetini idrak ettirdiği gibi, o nimetlerin Allah’a ait olduğunu da hatırlatarak hakiki şükrün kapısını açar. Böylece oruç tutan bir insan:

  • Nimetlerin değerini daha iyi anlar,
  • Onların asıl sahibinin Allah olduğunu idrak eder,
  • Yalnızca O’nun izniyle nimetlerden faydalanabileceğini kabul eder,
  • Bu bilinçle Allah’a daha içten ve samimi bir şükür sunar.

İşte bu sebeplerle Ramazan orucu, insanı kulluk vazifesinin temel taşlarından biri olan şükre yönelten en büyük ibadetlerden biridir.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.