38,4292$% 0.2
43,8350€% -0.02
51,3195£% -0.01
4.099,20%-0,71
3.318,98%-0,90
9.432,55%-0,61
Ramazan-ı Şerife dairdir
Birinci Kısmın âhirinde şeâir-i İslâmiyeden bir nebze bahsedildiğinden, şeâirin içinde en parlak ve muhteşem olan Ramazan-ı Şerife dair olan bu İkinci Kısımda, bir kısım hikmetleri zikredilecektir. Bu İkinci Kısım, Ramazan-ı Şerifin pek çok hikmetlerinden dokuz hikmeti beyan eden Dokuz Nüktedir.
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِۤى اُنْزِلَ فِيهِ الْقُرْاٰنُ هُدًى للِنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدٰى وَالْفُرْقَانِ
BİRİNCİ NÜKTE deneme bonusu veren siteler
Ramazan-ı Şerifteki savm, İslâmiyetin erkân-ı hamsesinin birincilerindendir. Hem şeâir-i İslâmiyenin âzamlarındandır.
İşte, Ramazan-ı Şerifteki orucun çok hikmetleri, hem Cenâb-ı Hakkın rububiyetine, hem insanın hayat-ı içtimaiyesine, hem hayat-ı şahsiyesine, hem nefsin terbiyesine, hem niam-ı İlâhiyenin şükrüne bakar hikmetleri var.
Cenâb-ı Hakkın rububiyeti noktasında orucun çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:
Cenâb-ı Hak, zemin yüzünü bir sofra-i nimet suretinde halk ettiği ve bütün envâ-ı nimeti o sofrada
مِنْ حَيْثُ لاَ يَحْتَسِبُ
bir tarzda o sofraya dizdiği cihetle, kemâl-i Rububiyetini ve Rahmâniyet ve Rahîmiyetini o vaziyetle ifade ediyor.
İnsanlar, gaflet perdesi altında ve esbab dairesinde, o vaziyetin ifade ettiği hakikati tam göremiyor, bazan unutuyor. Ramazan-ı Şerifte ise, ehl-i iman, birden muntazam bir ordu hükmüne geçer. Sultan-ı Ezelînin ziyafetine davet edilmiş bir surette, akşama yakın “Buyurunuz” emrini bekliyorlar gibi bir tavr-ı ubûdiyetkârâne göstermeleri, o şefkatli ve haşmetli ve külliyetli Rahmâniyete karşı, vüs’atli ve azametli ve intizamlı bir ubûdiyetle mukabele ediyorlar. Acaba böyle ulvî ubûdiyete ve şeref-i keramete iştirak etmeyen insanlar, insan ismine lâyık mıdırlar?
Şeâir-i İslâmiye, İslam’ın belirgin ve sembolik ibadetlerini ifade eden kavramdır. Bu ibadetler, İslam toplumunda dini kimliğin ve bağlılığın açıkça görünmesini sağlayan önemli unsurlardır. Namaz, ezan, oruç, hac gibi ibadetler ve dini semboller bu kavramın içinde yer alır. Şeâir, sadece bireysel ibadetler değil, aynı zamanda toplumun dini değerlerine olan bağlılığını gösteren ortak ibadetlerdir. Bunlar, Müslümanlar için birer hatırlatıcı ve birlik sembolüdür.
وَمَنْ يُعَظِّمْ شَعَائِرَ اللَّهِ فَإِنَّهَا مِنْ تَقْوَى الْقُلُوبِ
“Kim Allah’ın şeâirine (sembollerine) saygı gösterirse, şüphesiz bu, kalplerin takvasındandır.” (Hac Suresi, 32)
Bu ayet, şeâir-i İslâmiye’ye saygının, kalpteki takvanın bir göstergesi olduğunu vurgular. Müminler için bu semboller, imanın bir tezahürü ve İslam’ın toplum içindeki görünürlüğünün ifadesidir.
İslam’ın alametleri ve toplum içinde bilinen en belirgin ibadetleri arasında şunlar yer alır:
Ramazan ayı, şeâir-i İslâmiye içinde en parlak ve muhteşem olanlardan biridir. Kur’an’ın bu ayda indirildiği, müminler için bir hidayet kaynağı olduğu bildirilmiştir.
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِۤى اُنْزِلَ فِيهِ الْقُرْاٰنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدٰى وَالْفُرْقَانِ
“Ramazan ayı, insanlara hidayet olarak ve doğru yolu gösteren açık delillerle Furkan’ın indirildiği aydır.” (Bakara Suresi, 185)
Ramazan, sadece bir ibadet ayı değil, aynı zamanda İslam toplumunun manevi olarak en yüksek seviyeye ulaştığı bir zaman dilimidir. Oruç, İslam’ın beş temel şartından biri olup, aynı zamanda şeâir-i İslâmiye’nin en büyüklerinden biridir.
Allah, yeryüzünü nimetlerle donatıp, kullarına rahmetini gösterir. Ancak insanlar, çoğu zaman gaflet içinde bu nimetleri sorgusuzca tüketirler. Oruç, insanın nimetlere olan bağımlılığını keserek, gerçek manada rızkın Allah’tan geldiğini hatırlamasına vesile olur.
وَفِي السَّمَاءِ رِزْقُكُمْ وَمَا تُوعَدُونَ
“Sizin rızkınız ve size vaat edilen şeyler göktedir.” (Zâriyât Suresi, 22)
İnsan, Ramazan boyunca yemeden, içmeden uzak durarak nefsini terbiye eder ve Allah’ın nimetlerine olan şükrünü artırır. Akşam ezanıyla birlikte orucunu açan mümin, Rabb’inin sofrasına davet edilmiş bir kul gibi hisseder.
Ramazan, sadece bireysel bir ibadet değil, aynı zamanda toplumun manevi bir birlikteliğe kavuştuğu bir aydır. Müslümanlar, aynı saatte oruçlarını açarak ortak bir ibadeti yerine getirirler. Fakirlerin hâlini anlama, paylaşma ve dayanışma ruhu bu ayda zirveye ulaşır.
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
لَيْسَ الْمُؤْمِنُ الَّذِي يَشْبَعُ وَجَارُهُ جَائِعٌ
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” (Hakim, el-Müstedrek)
Bu hadis, Ramazan’ın ruhuna uygun olarak Müslümanların açlık ve fakirliği bizzat hissedip, paylaşma ve yardımlaşma bilinci kazanmaları gerektiğini göstermektedir.
Ramazan, nefsi terbiye etmenin en güzel yollarından biridir. Açlık, insana acziyetini hatırlatır ve Allah’a karşı daha derin bir kulluk bilinci kazandırır. Dünyevi hırslar azalır, sabır ve şükür duyguları güçlenir.
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurmuştur:
الصِّيَامُ جُنَّةٌ
“Oruç bir kalkandır.” (Buhari, Savm, 2)
Bu hadis, orucun insanı kötülüklerden, dünyevi aşırılıklardan ve nefis terbiyesizliğinden koruyan bir zırh olduğunu ifade etmektedir.
Şeâir-i İslâmiye, İslam toplumunun manevi kimliğini muhafaza eden önemli ibadetlerdir. Ramazan-ı Şerif, bu şeâirin en parlak ve kapsamlı olanıdır. Oruç, insanın hem Allah’a bağlılığını kuvvetlendiren hem de toplumsal yardımlaşma ve dayanışmayı artıran mübarek bir ibadettir. Ramazan, müminler için bir arınma, şükür ve kulluk ayıdır. Bu bilinçle Ramazan’ı en güzel şekilde ihya etmek, hem bireysel hem de toplumsal bir sorumluluktur.
NOT: Bu makale hazırlanırken Risale’i nur külliyatından 29. mektub olan Ramazan Risalesinden istifade edilmiştir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.