38,4292$% 0.2
43,8350€% -0.02
51,3195£% -0.01
4.099,20%-0,71
3.318,98%-0,90
9.432,55%-0,61
Ramazan Ayında Yapılabilecek En Hayırlı Ameller
Hamd, Allah’a mahsustur. Salât ve selam, Rasulullah’a olsun.
Ramazan ayı, müminler için büyük bir fırsattır. Gündüzleri oruç, ilim öğrenmek ve öğretmekle; geceleri ise yemek yedirmek, namaz kılmak ve dua etmekle değerlendirilmelidir. Günlerini birbirine eşit geçirenler zarardadır. Aynı şekilde, Ramazan’ı Şaban ayı gibi geçirenler de zarardadır. Müslüman, bu mübarek ayı hayırlı amellerle değerlendirmeli ve bu ayda önceki halinden daha iyi olmalıdır. Ramazan sonrasında da bu aydaki halini daha da ileriye taşımalıdır. Selef-i salihin, Ramazan’da ve diğer zamanlarda ibadet konusunda örnek bir tutum sergilemişlerdir.
Tabiinin büyüklerinden Basralı Hammad bin Seleme (ö. 167/783) şöyle demiştir:
“Tabiinin büyüklerinden Basralı Süleyman et-Teymi’yi (ö. 143/760) Allah’ın itaat edildiği bir saatte ziyaret ettiğimizde, mutlaka ona itaat halinde bulurduk. Eğer namaz vakti ise namaz kılıyor, değilse ya abdest alıyor, ya hasta ziyaretine gidiyor, ya cenazeye katılıyor ya da mescitte oturuyor olurdu. Onun Allah’a isyan etmeyi beceremediğini düşünürdük.”
Bu söz, Süleyman et-Teymi’nin hayatını Allah’a itaatle geçirdiğini ve boş vakitlerini bile ibadetle değerlendirdiğini göstermektedir. Onun bu hali, İslam’ın özünde olan sürekli Allah’ı anma ve O’na yakın olma anlayışını yansıtır. Hammad bin Seleme’nin bu gözlemi, Süleyman et-Teymi’nin ne kadar örnek bir mümin olduğunu ortaya koymaktadır.
Ramazan ayında Peygamberimiz (s.a.v.) ve onun izinden giden sahabeler, tabiin ve sonra gelen salih kullar çeşitli ibadetler ve hayırlı ameller gerçekleştirmişlerdir. İşte bu amellerden bazıları:
Hadiste efendimiz şöyle buyurur:
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ قَامَ رَمَضَانَ إِيمَانًا وَاحْتِسَابًا غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ.
Ebu Hureyre (r.a.) rivayet ediyor: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kim Ramazan’da inanarak ve sevabını Allah’tan umarak gece namazı kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari, 37; Müslim, 759)
Teravih namazı, Ramazan ayının en önemli sünnetlerindendir. Bu namaz, hem bedeni hem de ruhu arındırır. Gece ibadeti, teravih, teheccüd, hacet namazı Allah’a yakınlaşmanın en güzel yollarından biridir. Selef-i salihin, geceleri ibadetle geçirir ve bu vakitleri değerlendirirdi.
Ayette Rabbimiz Şöyle Buyurur:
وَإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِي عَنِّي فَإِنِّي قَرِيبٌ أُجِيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ إِذَا دَعَانِ فَلْيَسْتَجِيبُوا لِي وَلْيُؤْمِنُوا بِي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ
“Kullarım sana beni sorduğunda, şüphesiz ben (onlara) çok yakınım. Bana dua ettiğinde dua edenin duasına icabet ederim. O halde onlar da benim davetime icabet etsinler ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulabilsinler.” (Bakara, 186)
Dua, kulun Allah’a olan ihtiyacını ve acizliğini ifade eder. Ramazan ayında dua etmek, özellikle de iftar vakitlerinde, kabul edilme ihtimali yüksek olan vakitlerdendir. Dua, ibadetin özüdür ve mümin, her halinde Allah’a yönelmelidir.
Hadis-i şerifte peygamberimiz(s.a.v) şöyle buyurmuştur:
عَنِ ابْنِ عُمَرَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا: أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يَعْتَكِفُ فِي الْعَشْرِ الْأَوَاخِرِ مِنْ رَمَضَانَ.
İbn Ömer (r.a.) rivayet ediyor: “Peygamber (s.a.v.) Ramazan’ın son on gününde itikâfa girerdi.” (Buhari, 1921; Müslim, 1171)
İtikâf, kişinin dünya işlerinden uzaklaşıp mescitte ibadetle meşgul olmasıdır. Bu ibadet, kalbi dünyevi meşgalelerden arındırır ve Allah’a yöneltir. İtikâf, özellikle Ramazan’ın son on gününde yapıldığında Kadir Gecesi’ni ihya etme fırsatı da sunar.
Hadis sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed şöyle buyurur:
عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ: كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَجْوَدَ النَّاسِ، وَكَانَ أَجْوَدَ مَا يَكُونُ فِي رَمَضَانَ حِينَ يَلْقَاهُ جِبْرِيلُ، وَكَانَ يَلْقَاهُ فِي كُلِّ لَيْلَةٍ مِنْ رَمَضَانَ فَيُدَارِسُهُ الْقُرْآنَ.
İbn Abbas (r.a.) rivayet ediyor: “Rasulullah (s.a.v.) insanların en cömerdiydi. Ramazan’da Cebrail (a.s.) ile buluştuğunda ise daha da cömert olurdu. Cebrail, Ramazan’ın her gecesinde ona gelir ve Kur’an’ı müzakere ederlerdi.” (Buhari, 6; Müslim, 2308)
Ramazan, Kur’an ayıdır. Bu ayda Kur’an okumak, anlamak ve üzerinde düşünmek büyük önem taşır. Ayrıca cömertlik, özellikle Ramazan’da artırılmalıdır. Peygamberimiz (s.a.v.), bu ayda daha fazla infak ederdi.
Hadiste şöyle buyrulur:
عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لِامْرَأَةٍ مِنَ الْأَنْصَارِ: مَا مَنَعَكِ أَنْ تَحُجِّي مَعَنَا؟ قَالَتْ: كَانَ لَنَا نَاضِحٌ فَرَكِبَهُ أَبُو فُلَانٍ وَابْنُهُ – لِزَوْجِهَا وَابْنِهَا – وَتَرَكَ نَاضِحًا نَنْضَحُ عَلَيْهِ، قَالَ: فَإِذَا كَانَ رَمَضَانُ اعْتَمِرِي فِيهِ؛ فَإِنَّ عُمْرَةً فِي رَمَضَانَ حَجَّةً.
İbn Abbas (r.a.) rivayet ediyor: Rasulullah (s.a.v.) Ensar’dan bir kadına, “Bizimle hacca gelmene ne engel oldu?” diye sordu. Kadın, “Bizim bir su devesi vardı. Ona kocam ve oğlu bindi. Başka bir deve bırakmadılar,” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.), “Ramazan geldiğinde umre yap. Çünkü Ramazan’da yapılan umre, bir hacca bedeldir,” buyurdu. (Buhari, 1690; Müslim, 1256)
Ramazan’da umre yapmak, büyük bir sevap kaynağıdır. Bu ibadet, hem bedeni hem de ruhu arındırır ve kişiyi Allah’a yakınlaştırır.
Hadis peygamberimiz şöyle buyurdu:
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ لَمْ يَدَعْ قَوْلَ الزُّورِ وَالْعَمَلَ بِهِ فَلَيْسَ لِلَّهِ حَاجَةٌ فِي أَنْ يَدَعَ طَعَامَهُ وَشَرَابَهُ.
Ebu Hureyre (r.a.) rivayet ediyor: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kim yalan söylemeyi ve yalanla iş yapmayı bırakmazsa, Allah’ın onun yemesini ve içmesini bırakmasına ihtiyacı yoktur.” (Buhari, 1804)
Oruç, sadece yemek ve içmekten uzak durmak değildir. Aynı zamanda kötü söz ve davranışlardan da uzak durmaktır. Ramazan, günahlardan arınma ayıdır.
Rabbimiz Kur’an’da şöyle buyurur:
وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلَى حُبِّهِ مِسْكِينًا وَيَتِيمًا وَأَسِيرًا. إِنَّمَا نُطْعِمُكُمْ لِوَجْهِ اللَّهِ لَا نُرِيدُ مِنْكُمْ جَزَاءً وَلَا شُكُورًا.
“Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler. ‘Biz size sadece Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz.’ derler.” (İnsan, 8-9)
Hadis-i şerifte şöyle buyrulur:
عَنْ زَيْدِ بْنِ خَالِدٍ الْجُهَنِيِّ قَالَ: قَالَ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ فَطَّرَ صَائِمًا كَانَ لَهُ مِثْلُ أَجْرِهِ غَيْرَ أَنَّهُ لَا يَنْقُصُ مِنْ أَجْرِ الصَّائِمِ شَيْءٌ.
Zeyd bin Halid el-Cüheni (r.a.) rivayet ediyor: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, onun sevabı kadar sevap alır. Bu, oruçlunun sevabından hiçbir şey eksiltmez.” (Tirmizi, 807; İbn Mace, 1746)
Yemek yedirmek, özellikle Ramazan’da büyük bir ibadettir. Bu davranış, hem toplumsal dayanışmayı artırır hem de kişinin manevi derecesini yükseltir.
Ramazan, müminler için bir rahmet ve mağfiret ayıdır. Bu ayda yapılan ibadetler, diğer zamanlara göre daha faziletlidir. Mümin, bu ayı en iyi şekilde değerlendirmeli ve hayatını düzene sokmalıdır.
Allah, hepimizi bu ayın feyzinden en güzel şekilde istifade edenlerden eylesin.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.