Peygamberimiz (s.a.s.) Nasıl Bir Baba ve kayınpederdi?

0

BEĞENDİM

0

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), her yönüyle bizlere örnekti. Acaba O (s.a.s.) nasıl bir kayınpeder? Nasıl bir babaydı? Soruları aklımıza gelebilir.

Hatıraları daha çok Hz. Ali (r.a.) ve Hz. Fâtıma (r.a.) ile olmuştu. Hz. Peygamber (s.a.s.), Hz. Ali (r.a.) ve Hz. Fâtıma (r.a.) arasında sevgi ve saygı bağlarını kuvvetlendirmekle kalmaz, onların arasını düzelterek hakemlik yapardı. Her evlilikte anlaşmazlıklar olabilir. Önemli olan karşılıklı anlayıştır. Efendimizin (s.a.s.), göz bebekleri Hz. Fâtıma (r.a.) ile Hz. Ali’nin (r.a.) evliliklerinde de zaman zaman anlaşmazlıklar yaşanmıştır. Böyle durumlarda Efendimiz (s.a.s.), hakemlik yapar ve damadıyla kızının arasını düzeltirdi.

Sehl bin Sad Hz. Ali (r.a.) ile eşi Hz. Fâtıma (r.a.) arasında geçen bir hadiseyi şöyle anlatır:

Bir gün Resulullah (s.a.s.), kızı Hz. Fâtıma’nın (r.a.) evine gitti. Damadı Hz. Ali’yi (r.a.) evde bulamadı. Bunun üzerine Hz. Fâtıma’ya (r.a. anha): “Amcamın oğlu nerede?” diye sordu. Biricik kızı: “Aramızda bir şey oldu da darıldık. Bundan dolayı dışarı çıktı ve gündüz uykusunu benim yanımda uyumadı”dedi.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) bir sahabeden damadını bulmasını istedi. O sahabe Hz. Ali’yi (r.a.) buldu ve: “Ya Resulullah, damadınız mescitte uyuyor” dedi.

Resulullah (s.a.s.) mescide gitti. Hz. Ali (r.a.) yan tarafına yatmış, elbisesi bir yandan sıyrılmış, vücudu toz toprak içerisindeydi. Peygamberimiz (s.a.s.): “Ey Eba Turab! Ey Eba Turab, kalk!” diye toprağı Hz. Ali’nin (r.a.) üzerinden temizlemeye başladı. Damadının gönlünü alarak birlikte kızının saadet hanesine gittiler. Peygamberimizin (s.a.s.) birkaç saat sonra neşeli çıktığını gören sahabeden birisi, sebebini sorunca: “Nasıl sevinçli olmayayım, en yakınlarımı barıştırdım” dedi.
Bu hadisede Peygamberimizin (s.a.s.) damadının ve kızının arasını düzelttikten sonra kendisine iki cihanın en güzel nimetleri verilircesine sevinmesi, evli çiftlerin arasını bulmanın maddi-manevi faydasına işaret etmektedir. Aile büyüklerine düşen en önemli görev, çiftler arasında sevgi ve saygı bağlarını geliştirmektir. Böyle bir kayınpedere sahip olmak büyük bir şerefti. Hz. Ali’nin (r.a.) evinde her zaman huzur ve sükûnet hâkimdi.

### EN HAYIRLI KAYINPEDER

Peygamber Efendimiz (s.a.s.), damadı Hz. Ali’ye (r.a.) evlenme giderleri, mehir ve düğün harcamaları hususunda son derece anlayışlı davranmıştır. Bir ailenin asgari ihtiyaçları karşılanmış; yuvanın kurulmasında mütevazı bir anlayış sergilenmiştir. Bu durum ailelerin evlenecek gençlere maddi ve manevi destek olmaları ve ihtiyaçlarını karşılamaları hususunda orta yol izlemeleri gerektiğini göstermektedir.

Mesela; Hz. Ali (r.a.), eşine çeyiz olarak aldığı eşyalar şu şekildedir: Kadife kumaş, su kabı ve kenarları süslü yastık… Ayrıca Hz. Ali’nin (r.a.) verdiği mehirlesedir, yün yatak, hurma lifi minderi, kilim, yatak örtüsü, su kabı ve bir takım elbise alındı (Nesai Sünen, 81).

Bu örnek bize her şeyin para ve makam olmadığını, maddi imkânsızlıklar sebebiyle mutlu bir yuvanın kurulmasına aileler tarafından engel olunmaması gerektiğini göstermektedir. Evlilikte esas olan asgari geçim şartlarının yanında, huzuru yakalamak için gayret etmektir.

Resulullah (s.a.s.), düğün gecesi Hz. Ali’nin (r.a.) kapısına gidip kapısını çaldı. Ümmü Eymen (r.a.), kapıyı açtığında, “Kardeşim burada mı?” diye sordu. Ümmü Eymen (r.a.), “Nasıl olur? Hz. Ali’yi (ra) hem kardeş olarak çağırıyorsun hem de kızını onunla evlendiriyorsun!” dedi. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.): “Söylediğim gibi” dedi ve ardından da: “Esma bint-i Umeys de burada mı?” diye sordu. “Evet!” deyince: “Sizler Peygamberin kızına olan saygınız için mi buradasınız?” buyurdu. Yine “Evet!” cevabını alınca: “Çok iyi!” dedi ve hayır duasında bulundu.