Osmanlı’da zaman işçiliği

İslamiyet’te ve özellikle Osmanlı’da zaman kavramı, ibadetlerin belli vakitlerde yapılması zorunluluğundan dolayı çok önemlidir. Peki Osmanlı’da mekanik saatlerin yaygınlaşmasına kadar ‘zamanın işçiliğini’kimler üstlenmiştir?

Osmanlı’da zaman işçiliği

**Muvakkithaneler**

İslam dünyasında zaman belirleme konusu daima önemli bir konu olmuştur. Çünkü İslamiyet’te zaman kavramı namaz, hac ve oruç gibi ibadetlerin belli vakitlerde yapılması zorunluluğundan ötürü çok önem kazanmıştır.  Hatta bu sebeple İslam medeniyetlerinde astronomi iliminin ilerlemesi ve kurumlaşmasının nedenini de buna bağlamak mümkündür. Muvakkit çağının el verdiği çeşitli astronomik araçlarla bir takım ölçümler yaparak zamanı belirleyen kişilerdir. Muvakkithaneler ise kurum olarak 13.yüzyılın sonlarında Kahire’de ortaya çıkmıştır. Bu tarihten sonrada da mimari anlamda çeşitli formlarda ve konumlarda kendine özgün yapılar olarak yer almışlardır. Bu nedenle bu yapılar eski dönemlerin bilim ve mimarlık tarihinin önemli örnekleri olarak incelenmelidir.

**
Muvakkit nedir?**

Muvakkit kelimesi “vakit”ten gelmekte ve böylece, vakti tayin kişilere “muvakkit” denilmektedir. Muvakkitin görevini yapabilmesi için ise irtifa almayı iyi bilmesi, ibadet için namaz vakitlerini doğru tayin edebilmesi, ayrıca saatlerin ayarını ve tamirini yapabilmesi gerekmektedir. Genellikle muvakkitler saray erkanından seçilir. Muvakkithane kelime anlamı olarak zamanı belirlemek üzere kurulan, genellikle camilerin külliyeleri içinde bir-iki odadan oluşan mekanlara denilmektedir. Esas görevleri namaz vakitlerini belirlemek ve çeşitli seviyede astronomi çalışmalarında bulunmak olan bu yapılar camilerin yanı sıra bazı türbe, dergah ve tekkelerin yanında da yer almaktadır. Bazı muvakkithaneler ise dönemin küçük bir rasathanesi veya astronomik gözlem merkezi olmuştur.

**Muvakkithanelerde Kimler Çalışabilirdi?**

Muvakkithânelere tayin edilecek kişilerde aranan şartlar kurumun bağlı bulunduğu vakfın vakfiyesinde belirtilirdi. Buna göre muvakkit ilm-i nücûma ait bilgilere, ilm-i mîkāta / san‘at-ı mîkāta vâkıf olacak, ezan vakitlerini müezzinlere bildirecek, irtifa alma fennini bilip muvakkithâne saatlerinin doğruluğunu kontrol ve tashih edecek, cuma ve bayram namazlarında hâfızlar ve müezzinlerle birlikte mahfilde hazır bulunacaktı. Beyazıt Camii’nde olduğu gibi farklı özelliklere sahip bazı muvakkithânelerde muvakkit olacak kişiler için değişik şartlar aranabilirdi. 

**Saray Muvakkitleri**

Saray muvakkitleri saray saatlerinin tamiri, bakımı, padişaha ve saray mensuplarına namaz vakitlerinin bildirilmesi gibi işlere bakardı.
![](http://www.mimarizm.com/V_Images/2011/Dis_Ses/fusun_secer_muvakkithane/yeni_cami.jpg)

**Muvakkitler Namaz Saatini Nasıl Hesaplardı**

Mekanik saatlerin yaygınlaşmasına kadar muvakkitler namaz vakitlerinin tesbitini güneş saati, kum saati, su saati veya astronomik birtakım hesaplar vasıtasıyla yaparlardı. XVIII ve XIX. yüzyıllarda yaygınlaşmaya başlayan mekanik saatler muvakkitlerin işini nisbeten kolaylaştırdı. Ayrıca bu saatlerin muvakkithânelere girmesiyle muvakkitlerin görevi zaman içerisinde saatleri tamir ve ayarlarını kontrol etmeye dönüştü. Muvakkitler ayrıca astronomi, astroloji ve takvim gibi konularda ders verir, vakit tayiniyle ilgili basit aletlerin yapımını da öğretirlerdi. Bazı muvakkithâneler dönemin küçük birer rasathânesi gibi çalışmaktaydı. Bir kısım muvakkitler sahalarına dair eserler vermişler, saat ve astronomi aletleri imal etmişlerdir.
![](http://www.mimarizm.com/V_Images/2011/Dis_Ses/fusun_secer_muvakkithane/suadiye.jpg)

Muvakkithânelerin idaresi bağlı bulundukları vakfın mütevellisine ait olup muvakkitlik vakıfların imâmet, hitabet, müezzinlik gibi “cihât-ı ilmiyye” denilen kısmındandı. Muvakkitlerin, yerine geçecek birini bırakmadan veya tayin etmeden vefat etmesi durumunda, ayrıca yeni açılan muvakkithânelere muvakkit tayininde adayların imtihanları müneccimbaşı tarafından yapılırdı (BA, Cevdet-Belediye, nr. 2045; BA, Cevdet-Maarif, nr. 3693). Bu hususta XIX. yüzyılın sonlarına kadar takip edilen resmî prosedür şöyledir: Adaylardan imtihanı kazananlar tayin için Dîvân-ı Hümâyun Ruûs Kalemi’ne kaydedilir. Aday bir arzla divana müracaat eder. Divan, muvakkithânenin son durumu hakkında Evkaf Muhasebesi Kalemi’nden bilgi ister, ilgili şahsın imtihanı kazandığına dair müneccimbaşından i‘lâm alınır. Ardından bir yazıyla beratının verilmesi emredilir.

İstanbul’un fethinden önce bazı şehirlerde muvakkitlerin varlığına dair kayıtlara rastlanırsa da muvakkithâne bulunup bulunmadığı kabul edilir. tesbit edilememiştir. Fâtih Camii’nin (875/1470) avlusundaki muvakkithâne İstanbul’daki ilk muvakkithâne 894 (1489) yılına ait bir muhasebe defterine göre burada 15 akçe yevmiye ile Mûsâ adlı bir muvakkit görev yapmaktaydı. Aynı yıl Ayasofya Camii’nde muvakkit olan Alâeddin ise 13 akçe almaktaydı. 

![](http://www.mimarizm.com/V_Images/2011/Dis_Ses/fusun_secer_muvakkithane/kasimpasa_beylerbeyi.jpg)
**Camilerdeki Muvakkithâneler**

XVIII. yüzyılın sonlarından itibaren sayıları giderek artan muvakkithâneler inşa edilmiştir. Beyazıt, Sultan Selim, Şehzade, Üsküdar Yeni Vâlide ve Lâleli camileriyle Yenicami, Kasımpaşa, Emirgân, Teşvikiye camilerindeki muvakkithânelerden başka özellikle Üsküdar Selimiye, Nusretiye, Dolmabahçe, Ayasofya ve Beylerbeyi camilerinde olduğu gibi son derece güzel binalara sahip muvakkithâneler yapılmıştır. 

**Osmanlı’da Astronomi Çalışmaları **

Muvakkithâne içerisinde rubu‘ tahtası, kadran, usturlap, sekstant, kum saati, güneş saati, mekanik saatler gibi astronomi aletleriyle zaman ve takvimle ilgili hat levhaları bulunurdu. Ayrıca astronomiye ve matematiğe dair çok sayıda eserden oluşan kütüphaneleri vardı. İstanbul’da camiler dışında sarayda, bazı türbe, tekke ve dergâhlarda da muvakkithâne mevcuttu. Galata Mevlevîhânesi ile Bâlâ ve Koca Mustafa Paşa külliyeleri içindeki muvakkithâneler bunlar arasında sayılabilir.

**Saat Kuleleri İle Bir Dönem Kapandı Mı?**

Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde mekanik saatlerin yaygınlaşması ve özellikle II. Abdülhamid devrinde saat kulelerinin yapılmaya başlanması ile muvakkitliğe olan ilgi giderek azalmıştır. Son müneccimbaşı Hüseyin Hilmi Efendi’nin 1924 yılında vefatıyla müneccimbaşılık müessesesi lağvedilince yerine aynı yıl başmuvakkitlik adıyla yeni bir müessese kurulmuş ve başına Ahmet Ziya (Akbulut) getirilmiştir. Bu müessese de 20 Eylül 1952 tarihinde kapatılmıştır. Osmanlı devrinde bazıları müneccimbaşılığa yükselen meşhur muvakkitler arasında Mustafa b. Ali el-Muvakkit, Yûsuf b. Ömer es-Sââtî, Küfrî Hasan Çelebi, Müneccimek Mehmed Efendi ve Cihangirli Mehmed Sâdık Efendi sayılabilir.

![](http://www.mimarizm.com/V_Images/2011/Dis_Ses/fusun_secer_muvakkithane/ayasofya.jpg)

**Camilere Ait Depo Olarak Kullanılır Hale Gelen Muvakkithaneler**

Muvakkithâne binaları istimlâk ve ilgisizlik yüzünden ya tamamen harap olmuş yahut camilere ait meşruta veya depo olarak kullanılmıştır. İstanbul’da otuz kadar muvakkithâne binası halen ayaktadır. Bunların içindeki astronomiye ait aletler ve saatlerin çok az bir kısmı bazı merkezlerde toplanmıştır. Birçok muvakkithâneden, büyük saatlerin konulması için yapılmış mermer kaidelerden ve camilerin duvarlarındaki güneş saatlerinden başka bir şey kalmamıştır. Bazı İslâm ülkelerinde de muvakkithâne binaları varlığını sürdürmektedir. Bosna’da Gazi Hüsrev Bey Muvakkithânesi uzun süre eski geleneği sürdüren müesseselerin başında gelir ve içindeki aletler de korunmuştur.

![](http://www.mimarizm.com/V_Images/2011/Dis_Ses/fusun_secer_muvakkithane/galata.jpg)

**Muvakkıthane Binaları**

Tarih boyunca başta büyük şehirler olmak üzere, belli başlı yerleşim merkezlerinde daha ziyade cami müştemilatı içerisinde yer alan muvakkithane binaları, İslam bilim ve mimarlık tarihinin son derece zengin örneklerini teşkil etmişlerdir. Medrese ve daruşşifa gibi kurumlardan sonra belki de en yaygın kurum olan muvakkithanelere yeteri kadar değer verilmediği gibi üzerine pek fazla araştırma da yapılmamıştır. Konuyla ilgili ilk ve en geniş çalışmayı yapmış olan A. Süheyl Ünver Bey, bu kurumları bilim tarihimizin en kıymetli ve üzerinde en çok durulması lazım gelen ilim yuvaları olarak niteler.Gerçekten de bazı muvakkithaneler, muvakkidinin ilmî muktesabıt ve imkânları dâhilinde dönemin küçük bir rasathanesi veya tabir-i diğerle basit bir astronomik gözlem merkezi gibi çalışmış, başta astronomi olmak üzere yakın konularda ve matematikte dersler verilmiş bir nevi bir eğitim kurumu olarak da fonksiyon icra etmiştir. Bu çalışmaların ve faaliyetlerin neticesi olarak bu kurumlarda çok sayıda eser telif edilmiş ve öğrenciler yetiştirilmiştir.

Kaynak: http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=310414

YORUM ALANI

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.