34,3122$% 0.21
37,2200€% -0.48
44,4322£% 0.46
3.017,79%-0,07
2.736,14%-0,26
8.885,00%0,24
Ölüyü Hayırla Anmak
İslam ahlakı, ölen bir Müslümanın arkasından iyi yönleriyle anılmasını öğütlerken, onun kusurlarını ve eksikliklerini dile getirmemeyi tavsiye eder. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), insanların ölenler hakkında hayırla konuşmalarının gerekliliğine dikkat çekmiş, bu konuda da kıymetli tavsiyelerde bulunmuştur.
Abdullah bin Ömer (radıyallahu anh) şöyle rivayet etmiştir:
اذكروا محاسن موتاكم وكفوا عن مساويهم
“Ölülerinizin iyiliklerini, güzelliklerini anın; kötülüklerini ise görmezden gelin.”
(Tirmizî, Sünen, Cenâiz; Ebû Dâvûd, Sünen, Edeb)
Bu hadis-i şerif, Müslümanların cenaze sonrasında ölü hakkında hüsn-i şehadette bulunmalarının, kötü özellikleri dile getirmekten kaçınmalarının önemini vurgular. Kişinin hayatındaki olumlu izlenimlerin, toplumun huzur ve ahlakına da katkı sağlayacağı, bu tür bir tavrın geride kalan yakınlarına teselli vereceği ve İslamî nezaket kurallarına uygun olacağı belirtilmiştir.
Enes bin Malik (radıyallahu anh) şöyle rivayet etmiştir:
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) sahabeden bazıları ile birlikte otururlarken bir cenaze yanlarından geçti. Sahabelerden bazıları, bu cenazeyi hayırla andı. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem):
Bir süre sonra bir cenaze daha geçti. Orada bulunanlar bu cenazeyi kötülükle andılar. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) yine:
Bunun üzerine Hazreti Ömer (radıyallahu anh):
İslam ahlakına göre, bir Müslüman vefat ettiğinde onun hakkında hüsn-i şehadette bulunmak, hayırlı özelliklerini anmak teşvik edilen bir davranıştır. Allah Teâlâ, salih kulların bu tür şahitliklerini kabul eder ve ölen kişinin gizli kalmış kusurlarını bağışlayacağını bildirir. Bu bağlamda, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şu ilahi hitaba dikkat çekmiştir:
يا أيها المؤمنون! قبلت شهادتكم في هذا الميت، وغفرت له ما لا تعلمون.
“Ey müminler! Sizin bildiğinizi, bu ölü hakkındaki şehadetinizi kabul ettim, sizin bilmediğiniz kusurlarını da ben affettim.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 3/242 [13565])
Bu hadis, ölen kişi hakkında yapılan hayırlı şehadetin Allah katında makbul olduğunu, ölen kişinin bilinen güzellikleri sebebiyle bağışlanmaya vesile olabileceğini ifade eder. Allah Teâlâ’nın müminlere, birbirleri hakkında hüsn-i şehadet bulunmalarının ne denli değerli olduğunu hatırlatan bu hadis-i şerif, İslam’da güzel ahlakın ve kardeşlik bağlarının önemini vurgular.Tezkiye için cenaze namazından önce veya sonra, “Bu kişiyi nasıl bilirsiniz?” şeklindeki soruya, iyi olarak bilinen kişiler için “iyi biliriz” diye şahitlik etmek, kötü olarak bilinen kişiler için susmak, tanınmayan kimseler için ise “Allah rahmet eylesin” demek uygun olur. Zira Hz. Peygamber (s.a.s.), “Ölülerinizi iyilikleriyle anınız, kötülüklerinden bahsetmeyiniz.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 49 [4900]; Tirmizî, Cenâiz, 34 [1019]) buyurmuştur.
Din İşleri Yüksek Kurulu 12.07.2017)
SONUÇ
Her canlı gibi insan da bir gün ölecektir. Ancak ölüm yok olmak değil yeni bir doğum, yeni bir hayatın başlangıcıdır. Kabir hayatı. İnsan bu hayatı iman ve ibadetiyle cennet bahçesi yapabilir. Müslümanların sağlıklarında birbirlerine karşı görevleri bulunduğu gibi ölüm sonrasında da görevleri vardır. Ölenin müslümanın teçhiz ve tekfin işlerini yapmak, cenaze namazını kılmak, arkasından hayır dua etmek, geride kalanlara baş sağlığı dilemek, bu görevlerin
başında gelir. Yakınları ölensin vasiyetini yerine getirmelidirler.
Ölen insanlar hayır ile yad edilmeli, ölümden ibret alınmalı, ölümü hatırlamak için
kabirler ziyaret edilmelidir. Ölenin arkasından bağırıp çağırarak, yaka paça yırtarak ağlamak, cenazede alkış tutmak İslam’a uymayan davranışlardır.
Derleyen Erdal Atak
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.