38,7973$% 0.04
43,4117€% 0.83
51,6472£% 0.91
4.052,07%0,43
3.250,23%0,43
9.700,17%-0,48
Ölüm ahret inancı olan bir insan için yok olmak değil bir mekan değişikliğidir, sevdiklerine kavuşmaktır, dünya vazifesinden terhistir, fani hayattan ebedi ve daha iyi bir hayata geçmektir. İnanmayan bir insan için de mekan değişikliği olacak ama sevdiklerine kavuşma olmayacak, daha iyi bir hayat elde edemeyecek. Burada ki konu, inanan bir insan ölümü istemeli mi istememeli mi? İnanmayan zaten istemez.
Ölüm hayatta bir insanın başına gelebilecek en büyük musibettir. Kuranı kerim de ‘size bir musibet isabet edince O’ndan geldik ve yine O’na döneceğiz deyin’ diyor. Bir insan öldüğü zaman söylediğimiz bu sözün aslında bir musibetten sonra söylenmesi isteniyor. Yani bir hastalık, bir kaza ve ya başka bir musibet gelince de bu ayet okunmalıdır.
Büyüklerimiz ölümden korkmamışlar ve gülerek karşılamışlar ama hesap vermekten korkmuşlar, imansız gitmekten korkmuşlar. İmanlı yaşamak başka imanlı ölmek başka bir şeydir. Kalbi hayat çok önemlidir, Kuranı Kerim kalbi selim olarak ölmeye bakın diyor. Çünkü ölüm anında insanın dili kalbine bağlanıyor ve kalbinde ne varsa onu zikrederek ölüyor.
Bir insan düşünün ki gecekonduda yaşıyor, elektrik, su, yol, yakıt sorunları var. Birden piyango çıkıyor ve kendisine bir yalı veya saray gibi ev yaptırıyor. Bu insan gecekondu da oturmaya devam mı eder ya da yeni yerinemi geçer? İşte inanan bir insanın dünyası saray gibi ahreti de gece kondu gibi ise niye ölmek istesin? Bütün sermayesini hep dünyaya yatırım yapmış insanlar için ölmek ve ölümü istemek çok zordur
Bu dünya da yapmamız gereken sorumluluklarımız vardır, bunların başında kulluk gelir, sorumlu olduğumuz kişiler gelir, inandığımız değerler gelir. Vazifesini yapmış insanlar Hz Yusuf(as) gibi “Sana tam itaat içinde bir kul olarak canımı al ve beni hayırlı ve dürüst insanlar arasına dahil eyle” demiş ve ölümü istemişlerdir. Hz peygamber(as) efendimizin de “er-Refika’l-âla, yüce dostu istiyorum” demiştir. Beri taraftan bazıları da, Hz Musa(as) Hz Azrail’e yumruk atımsı gibi vazifem daha bitmedi diye ölümü istememişlerdir.
Demek ki bir Müslüman, hayatı ve ölümü isterken hayırlı bir istikamette kullanmak için istemeli ve Ya Rabbi bana hayırlı, bereketli ve uzun ömür ver diye dua etmeli. Bir Müslüman yaşatmak için yaşamalı, yaşamasının bir ulvi gayesi olmalı yoksa çok yaşamış ama boş yaşamış ve ya günah dolu yaşamışsa çok yaşamak onun için zarardır. Yeri gelmişken bir yanlışı ifade etmek isterim, hapşıran insanlar çok yaşa demenin bir anlamı konumuz gereği yoktur. Hayırlı ve faydalı olarak çok yaşamanın manası vardır. Onun için hadislerde belirtildiği gibi hapşırana Allah rahmet etsin, hidayet versin denilmelidir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.