Okul Öncesi Dönemde Çocuklarda Değerler Eğitimi

Okul Öncesi Dönemde Çocuklarda Değerler Eğitimi
Bizlere birer emanet olarak gönderilen evlatlarımızın her biri kendisine özel nadide bir taş, bizler ise o kıymetli taşların işleyicileriyiz. Bir kuyumcu titizliği ile içine sonsuz sevgimizi ve bilgimizi katarak bu kıymetli taşları şekillendirmeliyiz.

Okul Öncesi Dönemde Çocuklarda Değerler Eğitimi

İlkler saklıdır çocuklukta. Baba ile camiye ilk gidiş, camideki bir dedenin cebinden şekerleme çıkarması… Anne ile gidilen mukabelelerde; Kur’an-ı Kerim tilaveti, gül kokusu… Sizi küçük bir melek gibi gören teyze ve amcaların camide, Kur’an kursunda, sohbette, bir ev ziyaretinde son derece munis ve sevecen yaklaşımı nasıl işler kalbinize. Sırf bu yüzden belki çok ama çok seversiniz camileri, Kur’an sesini, gül kokusunu… Bir fidanın kökleriyle sapasağlam toprağına tutunan bir ağaç olmasını sağlamak, bir tebessüm kadar kolaydır aslında. Sevgiyle bir çocuğun başını okşamak, ona değer verdiğini hissettirmek, onun hoşuna gidebilecek şeyleri birlikte yapmak, onunla sohbet etmek, oyuncak tasarlamak ya da bir oyun kurmak o insanın karakterinde büyük bir iz bırakmaktır.

Bütün eğitimcilerin, çocuk gelişimcilerin, psikologların, annelerin, babaların, büyüklerin herkesin ama herkesin hemfikir olduğu tek nokta, çocukluk yıllarının çok ama çok önemli olduğudur. Peki, amacımız ve niyetimiz halis iken biz bu kıymetli süreci nasıl değerlendirmeliyiz? Öncelikle çocuğu tanımalı, yaşının özelliklerini bilmeli ve potansiyelinin farkında olmalıyız. Her şeyden önce sevgiyi aşılamalıyız hücrelerine. Allah’tan bahsetmeliyiz onlara. O’nun -ne yaparlarsa yapsınlarçocukları çok ama çok sevdiğini anlatmalıyız. Allah; merhametli, şefkatli, yüce, güçlü, büyük ve biricik kalsın zihinlerinde.

Sonra Allah’ın çok güzel bir peygamber gönderdiğinden bahsetmeliyiz onlara. Ve o Peygamber’inin çocuklarla nasıl oyunlar oynadığını, onları ne kadar çok sevdiğini, torunlarını sırtına alarak namaz kıldığını, onlarla nasıl şakalaştığını anlatmalıyız. Kur’an-ı Kerim ile çocuk ilk tanıştırıldığında onun Allah’tan gönderilen çok önemli bir mektup, onun için hayatı boyunca bir yol gösterici ve çok kıymetli bir hazine olduğunu öğretmeli; bu hazineyi ömrü boyunca merak etmesini sağlamalıyız. Dupduru zihinlere sahip olan evlatlarımızı namaza hazırlamak adına sıkmadan, bunaltmadan doğru bir kıraati dinleterek kısa sure ve dua ezberleri de yaptırabiliriz. Eğer çocuk istekli ise oyun ve etkinliklerle Kur’an-ı Kerim okumayı da öğretebiliriz.

Görselliğin fazlasıyla ön planda olduğu pırıltılı bir çağda yaşayan çocuklarımızın kendisine özel bir tespihi, seccadesi, takkesi, başörtüsü, bir namaz köşesi olmalı… Evlatlarımız; dinî bayramlarını, kandillerini, cumalarını, ramazan-ı şerifi, bed-i besmele ve Kur’an törenlerini öyle renkli kutlamalılar ki farklı uyaranlar bu güzelliğin etkisini azaltmasın. Reklamlarla duyguları sömürülen; çizgi filmlerle sihir, büyü, şiddet ve benzeri uygunsuz görüntülere maruz kalan çocuklarımız olabildiğince doğaya, oyuna, uygun kitaplara ve faaliyetlere yönlendirilmelidir. Kitapların çocuğun yaşına uygun olup olmadığına bakılmalı, görselleri ve metinleri önceden gözden geçirilmelidir.

Dua, şükür, sevgi, merhamet, saygı, sorumluluk, yardımlaşma, sabır, iyilik, doğruluk, dürüstlük, adalet gibi dinî ve ahlaki değerlerimizin temellerinin çocukluk yaşlarında atılması için her türlü oyun, materyal, etkinlik geliştirilmeli; en önemlisi anne babalar, büyükler, yakınlar ve öğretmenler olarak örnek modeller olunmalıdır. Altı yaşına kadar çocuk, büyük ölçüde anne ve babasını örnek alırken bu yaştan sonra okul hayatı ile birlikte arkadaş çevresi ve öğretmenlerin etkisi artmaktadır. Karakter gelişiminin büyük ölçüde altı yaşına kadar tamamlandığını düşünürsek çocuğun üzerindeki etkimizin yoğun olduğu dönemleri çok iyi değerlendirmeli, onlara iyi bir okul ortamı sunmaya çalışmalı, ergenlik döneminde ise akıl danışıp güvenebileceği doğru arkadaşlıklar kurmasını sağlamalıyız.

Melek, cennet, cehennem, ölüm, kader, kaza, ahiret hayatı gibi konuları soru yöneltilmedikçe açmamak en sağlıklısı olarak görülmektedir. Bu gibi kavramlarla ilgili sorulara çocukça düşünerek net, açık ve doğru cevaplar verilmeli. Peygamber kıssalarından çocuklara hitap eden bölümler anlatılabilir.

Şiddet sahnelerine, gizli güçlere sahip çizgi film kahramanlarının görüntülerine maruz kalan çocuklarımızın doğal olarak algıları da bu doğrultuda açıldığı için ruhlarındaki saldırganlık ve davranışlarındaki hareketlilik duygusunu vatan sevgisi gibi konulara yönlendirmek gerekir.

Başta Peygamber Efendimiz olmak üzere tarihimizdeki büyük şahsiyetlerin hayatlarından kesitler sunmalı, odasında dinî materyalleri her an görmelerini sağlamalıyız. Örneğin; yatağının başına Kâbe, Mescid-i Nebevi yahut Mescid-i Aksa resmi, besmele yazılı bir tablo asabilir; odasının bir köşesinde kandillerle, balonlarla süslenmiş bir Ramazan köşesi oluşturabiliriz.

Osmanlı zamanında çocuklar, dört yaş dört ay dört günlük olduklarında okula başlar ve bu başlangıç oldukça özendirici bir tören ile kutlanırdı. Bilimsel olarak da bu yaşın öğrenme yaşı olduğu bilinmektedir. Peygamber Efendimizin çocuklarımızın yedi yaşında namaza başlaması gerektiğine dair hadisi bizler için oldukça yol göstericidir. Dört yaşında eğitime başlayan çocuk, yedi yaşına geldiğinde namaz kılabilecek durumdadır; on yaşına kadar namaz vakitlerini çoğaltarak kılmaya devam eder. Bugün yine bilimsel bir gerçek olarak biliyoruz ki kişi, on yaşına kadar taklit yoluyla kolayca davranış kazanabilir. On yaşından sonra artık davranışların sebebini anlayabilecek duruma gelir ama bu sefer de alışkanlık kazanabilmesi oldukça zordur.

Bizlere birer emanet olarak gönderilen evlatlarımızın her biri kendisine özel nadide bir taş, bizler ise o kıymetli taşların işleyicileriyiz. Bir kuyumcu titizliği ile içine sonsuz sevgimizi ve bilgimizi katarak bu kıymetli taşları şekillendirmeliyiz. Merak eden, çevresine karşı duyarlı, kendisini ifade edebilen, adabımuaşeret kurallarına uyan, saygılı, merhametli, dürüst, düzenli, sorumluluk sahibi, diğerkâm, hayal gücü kuvvetli, üretken, onurlu, sağlam karakterli insanlar yetiştirebilirsek ne mutlu bizlere…

Rümeysa Çayırpınar Ankara Keçiören Kur’an Kursu Öğreticisi

YORUM ALANI

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.