Öfkeyi yenme ve affedebilme

Öfkeyi yenme ve affedebilme

insanların kusurlarından dolayı onları dışlamak alay etmek kusurlarını yüzlerine vurmak doğru değildir. bütün işlerimiz de hoşgörülü olabilmeli hoşgörünün yollarını araştırmalıyız. Bizi eleştirenlere karşı eğer mülayemet içinde davranırsak bir gün bizim dostumuz olduklarını da görebiliriz. A’raf suresinde “sen af yolunu tut iyiliği emret cahillerden yüz çevir.(199.ayet)” buyrulmaktadır. Yine Taha suresi “Ona yumuşak söz söyleyin,belki öğüt alır,yahut korkar.(44.ayet)” Mü’minun suresinde “kötülüğü en güzel olan şeyle uzaklaştır. biz onların yakıştırmakta oldukları şeyleri daha iyi biliriz.(96.ayet)” kötülüğe kötülükle karşılık vermenin ne bir faydası ne de bir manası vardır.

Fikir düşünce ve ya ekol ayrılığı sebebiyle kalemlerini veya dillerini ok gibi sinelerimize salanlara bizim de aynı şekilde mukabelemiz sadece aradaki husumeti körükleyecek ve bu türlü düellolar kendimizi yaralamadan yıpratmadan yaralamadan öte de bir işe yaramayacaktır. Onun için günümüzde en çok muhtaç olduğumuz davranışlardan biri fitneyi uyandıracak davranışlardan sakınmak kin ve düşmanlıkları hoşgörünün ılımlı ikliminde eritmektir. Bunu becerebildiğimiz takdirde pek çok problem kendiliğinden çözülecektir, Allah’ın izni ve inayetiyle. Bütün bunlarla birlikte bizde, her zaman söylediklerimizde ısrarlı ve bunları temsilde de son derece kararlı olmalıyız. İçimiz insanlığa ait sevgi ve muhabbetle dolup taşmalı ; kalblerimiz de her türlü düşmanlığa kapalı kalmalıdır. Şunda hiç kimsenin şüphesi olmasın ki gelecek asır, sevginin yayıldığı bir muhabbet asrı olacaktır. Hususiyle dünyanın globalleştiği bir dönemde bunun tahakkuku hiç de uzak bir ihtimal değildir. İnşallah dinin özünü kavramış hayatına islamı tatbik etme gayretinde olan güzel insanlar bu misyonu da eda edeceklerdir.

Can sıkıcı olaylar karşısında kızmamak öfkelenmemek insan tabiatına zıttır ama bizden beklenen de işte budur. Kur’an’ın bizden istediği öfkemizi yutmak öfkelendiren şeyi sineye çekip sabretmektir. Al’i İmran suresinde ” onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar öfkelerini yenenler insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever.”(3/134) buyrulmaktadır. Öfkelenmeme ile öfkeyi yutmak arasında çok fark vardır. Öfkelenmeyen kızmayan bu gayri tabii davranışından dolayı sevap kazanamaz. Ama yanardağlar gibi lav püskürtmeye hazırlanmışken öfkesini yutabilen insan bazen bu davranışıyla velayet derecesi bile elde edebilir.

Düşüncelerimizi uygulamaya koymadan önce düşüncelerimizi kitap sünnet ve cumhuru ulemanın dediklerine göre süzgeçten geçirmeliyiz.Biz aciziz, kudret onun;fakiriz,servet O’nun. Öyleyse şükür O’nadır. Bize düşen aşkla şevkle dini mübini İslam’a aşkla şevkle hizmet etmektir. Bu yolda davranışlarımıza yön verecek en önemli kriterimiz kitap ve sünnet olacaktır. Kur’ana ve sünnete uygun bir hayat yaşamayı Allah cümlemize nasip eylesin.

Cevdet EMİNYAŞAR( cevdet.eminyasar@bedirhaber.com )

YORUM ALANI

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.