Nizami Ölçü ve Dengemiz Ne Olmalı…

Nizami Ölçü ve Dengemiz Ne Olmalı…

İnsan Hayatı, aslında ölçülü ve dengeli olmasıyla beraber anlamlı, yararlı, hoş ve güzeldir. İnancında, işinde, söz ve davranışlarında ölçüsüz ve dengesiz olan insan; başarısız ve mutsuzdur. İnsanlar ölçülü, dengeli, âdil ve mutedil olsunlar diye yüce Allah, kutsal kitap ile birlikte “mizan”ı ifade etmiştir. “Mizan” kelime olarak ölçü ve denge demektir. “Mizan” pratik hayatımızda, maddî varlıkları ölçmede, eksik ve fazlalığı engelleyip hakkaniyetli olmayı ifade ederken; fert, âile ve toplum hayatında ölçülü, dengeli ve adaletli olmayı temsil eder. 

Çevremize baktığımızda, evrenin nizamının denge ile sağlandığı dikkatimizi çekiyor ve bu beşerî ilişkilerde dengenin şart olduğu, bunun ise ancak adalet ile sağlanabileceğini hakkalyakîn vurgulamalıyız. Ayetler: “…Ölçüyü ve tartıyı adaletle ve tam yapın…”,“Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın, doğru terazi ile tartın. Bu daha hayırlı, sonuç bakımından daha güzeldir”  bu gerçeği ifade etmektedir.

Sosyal hayatımızda ölçü, Kur’ân, sünnet, akıl ve sağduyulu birleşmelerdir. İnsanın, hayatını insanlığa yakışır biçimde düzenleyebilmesi için konan ilâhî kurallar, dengenin ortaya çıkmasıdır. Dengenin hayata geçirilmesi ve korunması, kişinin ilâhî kurallara uygun davranmasıyla ancak mümkün olur. Hayatımızın içerisindeki dengenin bozulması, hayatımızı felç eder, fitne, fesat, anarşi ve kargaşa oluşturur. 

Yüce Allah, âleme bir denge koymuştur. Âlemdeki bu dengenin bozulması, kâinatın ve yaşamımızın sonu demektir. Doğadaki yasalar dediğimiz “sünnetullâh”, âlemin dengesidir. Bizim hayatımızın da bir ölçüyle dengesi var, muhafaza edebilmeliyiz. Yoksa bizimde sonumuz demektir.

Güneş, ay, yıldız ve gezegenlerin yörüngelerinden saptıklarını, birbirlerine yaklaştıklarını veya uzaklaştıklarını düşünseniz! 

Âlemde nizam diye bir şey kalır mı? 

İki hidrojen ve bir oksijenden oluşan suyun ayrışıp hidrojenin tutuştuğunu düşünün! Irmaklar, göller ve denizler alev alev yansa ne olur? Hayat yaşanır ve çekilir mi? 

Yeryüzüne yağmurun dengesiz ve sürekli yağdığını veya hiç yağmadığını düşünün! Ne olur?

 Yeryüzü ya susuzluktan kurur, kavrulur ya da sellere mahkûm olur, yeryüzü yaşanmaz olur. 

Toplumda herkesin varlıklı ve zengin olduğunu düşünün! 

Zor ve meşakkatli işleri kim yapardı? İnsanlar birbirine hizmet ederler miydi? Onun için Allah insanlardan kimine az, kimine çok rızık vermektedir ki toplumda işler aksamasın, denge sağlanabilsin diye olsa gerek… 

Yüce Allah’ın her şeyi ölçülü ve dengelidir: “Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve denge ile yarattık.” ayeti bu gerçeğin beyanıdır. 

İnsan bir ölçü ve dengeye göre yaratıldığı gibi hayatının huzurlu ve sağlıklı olarak devamı da bir ölçü ve denge ile yaşanırsa mümkündür. 

İnsanın kendisini sıcak ve soğuktan koruması, sıcak havalarda ince, soğuk havalarda kalın giysiler giymesi, böylece vücut sıcaklığını 36-37 derecede dengede tutması gerekir.

Yemesine ve içmesine dikkat etmesi, midesini ne tıka basa doldurması ne de aç bırakması gerekir. Aksi takdirde vücudun dengesi bozulur ya çok şişman ya da çok zayıf olur. 

İnsanın; vücut, mide, göz, kulak ve diğer organlarında denge bozulunca hastalık ortaya çıkar. 

Yüce Allah, kâinatta her şeyi bir ölçü ve denge ile vâr ettiği gibi insanların da fert, aile ve toplum hayatlarında dengeli ve ölçülü olmalarını istemektedir. Ancak bu zamanda huzur ve mutluluğu yakalayabiliriz.

İşte gelecek yazımızda bu konuyu ifade eden “Yürüyüşünde mutedil ol, sesini biraz kıs.” anlamındaki Lokman Suresi’ndeki ayeti bundan yeni bir ufuk olması dileğiyle tahlil edeceğiz.

Efendim! Huzurlu Yarınlar için… Hoşça kalın.

İ. Sami AKTAŞ( isami.aktas@bedirhaber.com )

YORUM ALANI

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.