DOLAR

38,4321$% 0.04

EURO

43,7671% 0

STERLİN

51,4979£% 0.48

GRAM ALTIN

4.107,46%0,19

ONS

3.329,48%0,32

BİST100

9.306,96%-1,33

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul AÇIK 12°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
a

Nefs ve İradeye Dair

Nefs ve İradeye Dair
0

BEĞENDİM

Değerli Müslümanlar!

Allah Resûlü (sav), kısa ve özlü ifadelerle derin manalar ihtiva eden veciz sözleriyle bizlere büyük dersler vermiştir. Buhârî ve Müslim’in rivayet ettikleri sahih bir hadisinde Efendimiz şöyle buyuruyor:

حُفَّتِ الْجَنَّةُ بِالْمَكَارِهِ وَحُفَّتِ النَّارُ بِالشَّهَوَاتِ

“Cennet, nefse ağır gelen zorluklarla; cehennem ise, bedenî arzularla kuşatılmıştır.” (Buhârî, Rikâk 28)

Bu hadis üzerinden cennet ve cehennemin doğası açıklanmaktadır. Hadis, cennetin nefse ağır gelen zorluklarla, cehennemin ise bedenî arzularla kuşatıldığını belirtir. Nefsin hoşuna gitmeyen: sabır, ibadet ve infak gibi ameller cennete ulaşmanın anahtarlarıdır. Aksine, haramlar ve şehvani arzular, cehenneme giden yolu açar. Cennete giden yol ibadet ve meşakkatlerle doludur; bu zorluklar aşıldığında cennete ulaşılır. Nefsi tatmin eden günahların işlenmesi cehenneme götüren perdeleri yırtar.

Kardeşlerim! Her bir günahta nefsin hoşuna giden bir lezzet ve küfre giden bir yol var, aynı zamanda itaat ve ibadetlerimizde de nefse hoş gelmeyen sıkıntı ve zorluklar vardır. Bu, hayatın doğal bir parçası olarak karşımıza çıkar ve bizlere önemli dersler sunar. Çünkü nefis, yaratılış itibarıyla günahlara yönelme eğilimindedir; bu, insanoğlunun zaaflarının en belirgin göstergesidir. Günahlar, başlangıçta tatlı bir lezzet sunarken, zamanla maddi ve manevi ızdırap getiren zehirli bir bal gibi ortaya çıkar. Bu durum, insanın kısa vadeli zevklere kapılmasının ardından uzun vadede nasıl bir pişmanlık ve acı ile karşılaştığını gözler önüne serer.

Kur’an’da Rabbimiz, insanlara bu imtihanları anlatır, hatta tanıtır ve uyarır; zira O, insanın özündeki iradeyi güçlendirmek ve ruhunu arındırmak için çeşitli yollar sunmaktadır. İşte bu yüzden günahlardaki lezzetlerin “zehirli bal” olarak tanımlanması son derece anlamlıdır. Bu ifade, günahların geçici ve aldatıcı zevklerini, sonuçlarının ağır bedelleriyle karşılaştırarak derin bir uyarıda bulunur. Yani, insanlar başlangıçta lezzetini hissettikleri bu günahlara kapıldıklarında, sonrasında yaşayacakları maddi ve manevi ızdırapla yüzleşmek zorunda kalacaklarını unutmamalıdırlar. Günahlardan kaçınmak, başlangıçta sıkıntı verici gibi görünse de, aslında ruhsal bir kurtuluşun ve huzurun kapılarını açar. (Fethu’l-Bârî, 1/186) Nefis, insana aldatıcı ve geçici hazlar sunarken, asıl gerçeklerin huzuru ve mutluluğu arayan ruhun derinliklerinde saklı olduğunu unutmamak gerekir.

O halde, kendimize soralım: Geçici zevkler mi yoksa kalıcı huzur mu bizim için daha değerlidir?

Nefisle mücadelede sabır ve irade göstererek, Allah’a olan bağlılığımızı güçlendirmeliyiz. Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz: “وَاعْلَمُوا أَنَّمَا أَمْوَالُكُمْ وَأَوْلَادُكُمْ فِتْنَةٌ ۖ وَأَنَّ اللَّهَ عِندَهُ أَجْرٌ عَظِيمٌ” “Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız(tüm insanlar için)bir imtihandır. Allah katında ise(bu imtihanları kazananlara)büyük bir mükafat vardır.” (Enfal, 28)buyurur. Bu ve benzeri bir çok ayet, insanların karşılaştığı imtihanları ve bu imtihanların manevi değerini vurgulamaktadır. Allah, insanları bu imtihanlara tabi tutar; zira O, insanın özündeki cevheri ortaya çıkarmak, iradeyi güçlendirmek ve insanın ruhunu arındırmak, dünyada ve ahirette mutlu ve huzurlu olması için yollar sunar. İman, itaat ve ibadet, başlangıçta zorlu ve sıkıntılı görünebilir; ancak sabır gösterenler için huzurun gerçek anahtarını taşır.

الدُّنْيَا سِجْنُ الْمُؤْمِنِ وَجَنَّةُ الْكَافِرِ “Dünya mü’minin zindanı, kâfirin ise cennetidir” (Müslim, Zühd 1). Hadis-i, bu hakikati güzel bir benzetme ile ifade eder.Mü’min için dünyanın zindan oluşu, cennetteki ebedi saadeti ile orantılıdır. Kâfir için de dünyanın cennet oluşu, cehennemdeki azabı ile doğrudan ilişkilidir. Aslında mü’min, akıl ve kalp cihetiyle kâfirden çok daha fazla lezzet alır. İnançsız kişilerin “ebedi yok oluş” düşüncesi, dünya nimetlerinin lezzetini aslında hiçe indirir.

Mesnevi-i Nuriye’de Üstadımız şöyle buyurur: “Dünyanın lezzetleri, zevkleri ve zinetleri Halikımızı ve Mevlamızı bilip, emirlerini yerine getirmediğimiz takdirde, cennet olsa bile cehennemdir.” Bu ifade, dünya lezzetlerinin geçici ve aldatıcı doğasını vurgular. Kabir hayatında, dünyanın varlıkları hiçbir değer taşımaz. Dünya ehlince güzel görülen şeyler, kabir hayatında çirkinleşir. Ama kabirde güzel olan şeylerse dünyada nefis ve şeytanın dostlarının hoşuna gitmez.

Değerli kardeşlerim! Nefisle olan mücadelemizde sabırlı ve kararlı olmalıyız. Zorluklarla karşılaştığımızda, bu durumun geçici olduğunu unutmadan ibadetlerimize devam etmeliyiz. Her nefesin kıymetini bilerek, dünyadaki zindandan ahiretteki cennete ulaşma yolunda gayret göstermeliyiz. Allah, bizlere doğru yolda sabit kalmayı nasip etsin!

Aziz Kardeşlerim!

Iyi ve helal dairesinde yaşamak meşakkatli gözükür. Ama ibadetlerin zorluğuna katlanmak; iç huzur, psikolojik doyum ve Allah’a yakınlaşma yolunda önemli bir adımdır. Peygamberimiz (sav) şöyle buyurur; “أَلاَ أَدُلُّكُمْ عَلَى مَا يَمْحُو اللَّهُ بِهِ الْخَطَايَا، وَيَرْفَعُ بِهِ الدَّرَجَاتِ؟ قَالُوا: بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ، قَالَ: إِسْبَاغُ الْوُضُوءِ عَلَى الْمَكَارِهِ…” ” “Size, Allah’ın günahları nasıl affettiğini ve dereceleri nasıl yükselttiğini söyleyeyim mi?Evet ya Rasulallah dediler. Peygamberimizde: Soğukta güzelce abdest almak, günahları yok eder ve dereceleri yükseltir.” Buyurdular.(Müslim, Tahâret 41)

Bu hadisten anladığımız ana mesajlar şunlar:Peygamberimiz (sav), ibadet yaparken karşılaşılan zorlukların, soğukta abdest almak, kış günleri namaz kılmak, gece namazı ve sabah namazına kalkmak, pazartesi Perşembe günleri oruç tutmak vd. ibadetlerin manevi yükseliş ve huzur adına bir fırsat olduğunu vurgulamıştır. Zorluklara rağmen Allah’a yönelmek, kişinin hem günahlarının affına hem de manevi derecelerinin yükselmesine vesile olur. Bu, ibadetin sadece fiziksel bir eylem olmadığını, aynı zamanda sabır, sebat ve Allah’a olan bağlılığın da bir göstergesi ve görünmeyen akıl ve ruh dünyamızla da bir bağlantısı olduğunu öğretir. Zorlukları aşarak yapılan ibadetler, kişinin Allah katındaki değerini artırır ve dünyadaki manevi huzuzrunun artışına bir vesile olur. Özellikle olumsuz şartlar altında yapılan ibadetlerin, kişinin manevi dünyasında büyük bir etkisi olduğu vurgulanır.

Sevgili Müminler!

İslam, sadece nefsi disipline etmekle kalmaz, onu doğru yola yönlendirir. Efendimiz’in (sav) bildirdiği gibi, şehvetle kuşatılan Cehennemden korunmanın yolu, nefsi kontrol altına almaktır. İnsan, arzu ve isteklerine uymadıkça ve iradesi güçlenir, sabrı öğrenir. Şehvetin insanı sürüklediği felaketler ise onu dünya ve ahirette ziyan eder. Iradesiz bir varlık haline getirir. Rabbimiz, Tevbe Sûresi’nde şöyle buyurur:

إِنَّ اللّهَ اشْتَرَى مِنَ الْمُؤْمِنِينَ أَنفُسَهُمْ وَأَمْوَالَهُم بِأَنَّ لَهُمُ الْجَنَّة “Allah müminlerden canlarını ve mallarını, karşılığında cenneti vermek üzere satın almıştır.” (Tevbe,111) Allah yolunda sabredenler, bu ticarette en büyük kazancı elde ederler. İmam-ı Gazâli bu konuda şöyle buyurur: “Aklı olanlar, bu dünyada nefisle bir ticarette olduklarını anlarlar. Kazanılan şey Cennet, kaybedilen ise Cehennemdir.” (İhyâ-u Ulûmiddîn)

Kardeşlerim!

Nefisle mücadele ederken sabırlı ve kararlı olmak gerekir. Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“العَاقِلُ هُوَ الَّذِي يُحَاسِبُ نَفْسَهُ وَيَفْعَلُ الأَعْمَالَ النَّافِعَةَ لِلْآخِرَةِ.”

“Akıllı kişi, nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için yararlı iş yapan kişidir.” (Tirmizî, Kıyamet 25) hesaba çekilmeden kendimizi hesaba çekelim çünkü esas hesap çok çetin…İbn Abbas anlatıyor: Ömer’i rüyamda görebilmek için tam bir sene dua ettim. Neticede bir gün onu rüyamda gördüm. Alnındaki terleri siliyordu. Sordum: “Ne ile karşılaştın?” Cevap verdi: “Hesaptan şimdi kurtuldum. Eğer Rabbimi Raûf ve Rahîm bulmasaydım, ben bu gün mahvolmuştum.”(İbn Sa’d, et-Tabakâtü’l-kübrâ, 3/375.)

Nefisle mücadelede sabır ve kararlılık önemlidir. Resulullah (sav) akıllı kişinin, nefsini hesaba çekip ahiret için yararlı işler yapması gerektiğini belirtmiştir. Bu hadis ve ayetlerden şunları anlıyoruz:

1. Kendini Hesaba Çekme: Akıllı kişi, eylemlerini ve seçimlerini değerlendirmeli; manevi anlamda doğru ve yanlışını sorgulaya bilmelidir.

2. Ahiret Bilinci: rabıtayı mevt yani ölüm ve sonraki yaşamı düşünmek, davranışları şekillendirir ve kalıcı olan ahiret hayatına hazırlık yapma gerekliliğini hissettirir.

3. Yararlı İşler Yapma: ölümü düşünen, kendini hesaba çekebilme cesareti gösteren İnsan, hem dünya hem de ahiret için faydalı işler yapma sorumluluğuna ulaşır.

4. Tüm bu güzel özellikleri elde eden akıl sahibi bir mümin, hayatın geçici olduğu gerçeğini ve her anın kıymetini bilip en iyi şekilde değerlendirmesi gerektiğini anlar.

Öyleyse değerli müminler! Etrafımızdaki her bir kula şunu öğretmeye çalışmalıyız; nefsine hesap sorabilmeyi ve şehevani duygularını kontrol altında tutarak ibadetlerinde ve salih amellerde kararlı olabilme şuurunu… Günlük ibadetlerimizde, haramlardan uzak durmada ve salih amel işlemekte nefsi frenlemeli ve günahlara karşı sabır, ibadetler ve helallerde sebat göstermeliyiz.

Son olarak İmam-ı Gazâlî’nin şu tavsiyesiyle hutbemi bitirmek istiyorum: “Ey nefis! Bugün senin ticaret günün. Elinde bulunan her nefes, paha biçilemez bir hazine… Sakın bu büyük sermayeyi elden kaçırma!” (İhyâ-u Ulûmiddîn)Allah hepimize, nefsimizi kontrol altına alarak, O’nun rızasına uygun bir hayat yaşamayı nasip eylesin. Rabbimiz, ülkemize birlik beraberlik versin, dünyada ve ahirette Cennetini kazananlardan eylesin, ayağımızı iyi işlerde sabit kılsın.

Derleyen

Erdal Atak

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.