38,7918$% -0.02
43,4824€% 0.02
51,6377£% -0.16
3.956,92%-2,37
3.188,81%-1,87
9.701,55%0,01
Nazar, Arapça kökenli bir kelime olup “bakış, fikir, niyet” gibi anlamlara gelirken Türkçe’de “kem göz” manasında kullanılmaktadır. Arapçada “isabetü’l-ayn” olarak adlandırılan nazar, bir kişinin bakışıyla canlı veya cansız varlıklara zarar verdiğine inanılan bir olgudur. Nitekim Resûlullah (s.a.s), Resûlullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
إِنَّ الْعَيْنَ حَقٌّ.
“Göz değmesi gerçektir.”
(Buhârî, Kitâbü’t-Tıb, Bâbü’l-Ayn Hakk; Müslim, Kitâbü’s-Selâm, Bâbü İstihbâbi Rukyeti’l-Marîz).buyurarak bu gerçeği tasdik etmiştir.
Nazara dair dolaylı işaretler içeren ayetlerden biri, Kalem Suresi’nde geçmektedir:
“وَإِنْ يَكَادُ الَّذِينَ كَفَرُوا لَيُزْلِقُونَكَ بِأَبْصَارِهِمْ لَمَّا سَمِعُوا الذِّكْرَ وَيَقُولُونَ إِنَّهُ لَمَجْنُونٌ”
“İnkâr edenler, Kur’an’ı duyduklarında neredeyse seni gözleriyle devireceklerdi ve ‘O mutlaka delidir’ diyorlardı.” (el-Kalem, 68/51). Bu ayette geçen “gözleriyle devireceklerdi” ifadesi, müfessirler tarafından nazar olarak yorumlanmıştır (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili).
Peygamber Efendimiz (s.a.s), nazarın etkisini şu şekilde ifade etmiştir:
“إِذَا اسْتَغْرَقَ النَّظَرُ فِي شَيْءٍ، فَإِنَّهُ لَيُصِيبُهُ”
“Göz, bir şeyi sürekli odaklanarak seyrettiğinde, ona mutlaka zarar verir.” (Buhârî, Tıb, 36; Müslim, Selâm, 41)
Esma bint Umeys (r.a) şöyle demiştir:
عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ عُمَيْسٍ قَالَتْ: يَا رَسُولَ اللَّهِ! إِنَّ بَنِي جَعْفَرٍ تُصِيبُهُمُ الْعَيْنُ، أَفَأَسْتَرْقِي لَهُمْ؟ قَالَ: نَعَمْ، فَإِنَّهُ لَوْ كَانَ شَيْءٌ سَابَقَ الْقَدَرَ لَسَبَقَتْهُ الْعَيْنُ.
”Ya Resûlallah! Cafer’in oğullarına nazar değiyor. Onlara okuyarak şifa talebi yapabilir miyim?”
Resûlullah (s.a.s):
“Evet, çünkü kaderle yarışan bir şey olsaydı, bu nazar olurdu” buyurdu (Muvatta, Ayn, 3).
Peygamberimiz (s.a.s), nazardan korunmak için maddi tedbirlerden çok, manevi önlemleri tavsiye etmiştir:
“قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ” ve “قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ”
“Felâk ve Nâs surelerini okuyarak Allah’a sığınırım” derdi (İbn Mâce, Tıb, 34).
“بِاسْمِ اللَّهِ الَّذِي لَا يَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ”
“Yerde ve gökte ismi anıldığında hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın adıyla…” (Tirmizî, Deavat, 34).
Nazar boncuğu ve benzeri uygulamalar, İslam’ın tevhid inancına aykırı bulunmuştur. İmam Ahmed, Resûlullah’ın şu hadisini nakleder:
“مَنْ عَلَّقَ تَمِيمَةً فَقَدْ أَشْرَكَ”
“Kim bir nazarlık takarsa şirk koşmuş olur” (Ahmed b. Hanbel, IV, 154).
İslam, nazarın varlığını kabul etmekle birlikte, hurafelerden uzak durmayı ve yalnızca Allah’a tevekkül ederek, O’ndan korunma dileğini emretmiştir. Felâk ve Nâs sureleri gibi manevi dualar, nazardan korunmanın en etkili yoludur. Nazar boncuğu gibi inançlar ise, tevhid inancına zarar veren hurafelerdir. Allah Resûlü’nün hayatından alınan bu derslerle, nazar olgusuna hem inanç hem bilim çerçevesinde yaklaşılmalıdır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.