Bedir Haber

Namaz Kulluk Talimidir

Namaz Kulluk Talimidir
Mustafa Öz( mustafa.oz@bedirhaber.com )
214 views
24 Aralık 2015 - 21:03

İnsan, ölüm kendine gelinceye kadar Rabbine kulluk etmekle mükelleftir. Allah’a ve Rasulüne iman eden Müslüman cennet yolcusudur. Yani onun en son hedefi cennette ebedi mutluluğu yakalamaktır. Bunun için “Sana vahyedilen Kur’an’ı oku. Ve namazı kıl. Gerçekten namaz; kötü işlerden ve uygunsuz davranışlardan alıkoyar.” (1) ayetine kulak vererek imtihan yeri dünya yaşantısında ve namazında takvayı yakalayan, manevi miracı gerçekleştirebilir.

**Abdest Kulluk Kapısına Dokunmaktır**
Dünyada kulluk testinden “Sizden biriniz güzelce abdest alır –onu tastamam yapar– sonra da: Eşhedü en lâ ilâhe illallâhüvahdehû lâ şerîke leh. Ve eşhedüenneMuhammedenabdühû ve resûlüh, derse, o kimseye cennetin sekiz kapısı açılır. O da dilediği kapıdan girer.” (2) hadisinde belirtildiği gibi güzelce abdest alarak Cennetin kapısını açarlar.

Abdestini kamil bir namazla tasdik ederek “Her kim şu beş vakit namazı eksiksiz kılarsa namazı, kıyamet gününde ona bir aydınlık, hakkında delil ve kurtuluş olur. Her kim de bu beş vakit namazı gereği gibi kılmazsa kıyamet gününde Karun’la, Haman’la, Firavun’la ve Ubeyyibn-i Halefle birliktedir.” (3) kendilerine aydınlık ve delil kılanlar, ötede namazları ile sonsuz kurtuluş ve saadeti elde etmiş olurlar.

**Kulluğun Özünde Namaz Vardır**
Nitekim Efendimiz (sav) “Bir kuldan kıyamet gününde, hesâbı ilk sorulacak ameli; namazdır. Eğer namazı düzgün çıkarsa artık o kimse felâha ulaşmıştır, kazanmıştır. Namazı, namaz olmamış olanlar ise kaybetmişlerdir” (4) buyurmuşlardır.

Müslüman doğunca kulağına okunan ezana musallaya konuncaya kadar icabet etmeli, ölünce de namazı kılınanlardan olmalıdır. Görevi “İstikamet üzere olun. Bunu tam başaramayacaksınız. O halde en hayırlı ameliniz namazdır. Kamil müminden başkası iyi abdest almaya ve abdestli kalmaya özen gösteremez.” (5) hadisine kulak vererek temiz kalmak, “Dinde namazın yeri, vücutta başın yeri gibidir” (6) hadisince namazı hayatın merkezine yerleştirmektir.

**Namaz İman İle Küfür Arasında Çizgidir**
Bu noktada “Gerçekten kişi ile şirk ve küfür arasında namazı terketmek vardır” (7) ikazı dikkat çekicidir. Küfre düşmeme adına “Parça parça kesilsende, yakılsanda Allah ‘a ortak koşma ve farz olan namazı bilerek terk etme. Kim ki farz olan namazı bilerek terk ederse Allah‘ın koruması ondan uzaklaşmıştır” (8) ikazına kulak tıkamamak ve gereğini yerine getirmek gerekir.

Namaz, İslâmın olmazsa olmaz şartı, imanın ve Allah’a teslimiyetin de alametidir.Kısacası Allah’ın tüm emirlerine uymanın ve yasaklarından korunmanın esasıdır.

**Namazı Olmayanın Dini Yoktur**
İman yoksa Allah adına, İslâm adına yapılan hiçbir şeyin de değer ve önemi yoktur. İman, insanı tevhid dışı her türlü inanç kirlerinden temizlerken, hakkı ile alınan abdest de bu gönül temizliğinin, organlara yansıyan görüntüsü olarak imana delâlet eder.

İman, kalbin tasdiki ve organların o tasdike boyun eğmesidir. Namaz, organların boyun eğdiğinin delilidir.
İmandan sonra ana ilke ise namazdır.

**Namaz; itaat etmenin temel eğitimidir.**
Namaz; kıyam, rükû ve secde halindeki tüm canlı-cansız varlıklarla meleklerin tesbihâtını özetler.

Namaz; Kâbe’ye yönelerek haccı, bir şey yemeyerek orucu, bedenin hakkı olan hareketlerle de zekâtı ihtiva eder.

Namaz; zikirdir, duadır. Kur’an kıraati, zikir, dua, tesbih, hamd, şükür, tefekkür vb. gibi ibadetleri içerir.

Namaz; her türlü günah ve kirden arınma yollarını kendinde toplayan kulluk zırhıdır.

**Her Namaz Bir Kulluk Yoklamasıdır**
Dünya hayatı bir pazardır. Bu pazarda, bir bakıma insanın dünya ve âhireti alınıp satılmaktadır. Bu pazarda kazananlar, “Nefislerini Allah’ın satın aldığı mü’minler” (9) Cennet karşılığında sahip olduklarını satanlardır. Ana rahminden geldik pazara, bir kefen aldık döndük mezara diyenler, “Bir kuldan kıyamet gününde, hesâbı ilk sorulacak ameli; namazdır. Eğer namazı düzgün çıkarsa artık o kimse felâha ulaşmıştır, kazanmıştır. Namazı, namaz olmamış olanlar ise kaybetmişlerdir” (10) hadisince İlahi huzura namazla dönerlerse, “Cennetin anahtarı namaz, namazın anahtarıysa abdesttir” (11) reçetesini uygularlarsa asli vatanın pasaportunu almış olurlar.

**İmtihan Yurdu Kulluk Pazarıdır.**
Her yeni gün herkes için yeni bir pazardır. Bu pazarda kimileri meşrû sınırlar içinde kalmaya çalışırken, kimileri de sınırlara dikkat etmez, ne pahasına olursa olsun arzularına ulaşmak isterler. Bir kısmı kendileri için kârlı bir gün geçirirken, bir kısmı da hiç de iç açıcı olmayan bir gelecek hazırlamış olurlar.

**Satan Olmak Mı Satılan Olmak Mı?**
Bu pazarda en hayırlı ve kazançlı amel, namazdır. Efendimiz (sav) “İstikamet üzere olun. Bunu tam başaramayacaksınız. O halde en hayırlı ameliniz namazdır” (12) buyurmuştur. Bunun için her gün beş vakit kulluk yoklamasına çağrılan insanlar “Parça parça kesilsen de yakılsan da Allah ‘a ortak koşma ve farz olan namazı bilerek terk etme. Kim ki farz olan namazı bilerek terk ederse Allah ‘ın koruması ondan uzaklaşmıştır” (13) ikazına uyarak namazlarından asla taviz vermezler. Her namaz kulluk yoklamasında varoluşun belgesidir. “Her kim şu beş vakit namazı eksiksiz kılarsa namazı, kıyamet gününde ona bir aydınlık, hakkında delil ve kurtuluş olur” (14) hadisince Cennete giriş vizesini almış olur. Ancak gaflet ve dalalete dalarak dünya rahatını, ahret rahatına tercih edenler “Her kim de bu beş vakit namazı gereği gibi kılmazsa kıyamet gününde Karun’la, Haman’la, Firavun’la ve Ubeyyibn-i Halefle birliktedir” hadisince kendilerini Cehenneme yakıt haline getirmiş, her ameli ile de yakıt taşımış olurlar.

Hayat kitabını “Sana vahyedilen Kur’an’ı oku. Ve namazı kıl. Gerçekten namaz; kötü işlerden ve uygunsuz davranışlardan alıkoyar” (15) emrince okuyarak, namazla kulluk kanaviçesini dokuyanlar için “Büyük günahlardan kaçınıldığı müddetçe, beş vakit namaz ile iki cuma, aralarında işlenen küçük günahlara keffârettir.” (16)

Her namaz vaktinde davete icabet ederek “Mümin namaza durduğunda, bütün günahları getirilir. Başı ve omuzları üzerine konulur. Rüku ve secdeye gittikçe dökülür, o insandan ayrılır” (17). Fakat davete kulak tıkayarak namazı terk edenler, şirke ve küfre düşerler. “Gerçekten kişi ile şirk ve küfür arasında namazı terketmek vardır” (18) ve “Bizimle onlar arasındaki ayırıcı temel unsur namazdır. Namazı terkeden kimse küfre düşer” (19) ikazı dikkat çekicidir.

**Toprağı Kulluk Boyası İle Boyamak**
Özü toprak olan en şerefli varlık insanoğlu, “Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde, abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten kimse bunu yapsın” (20) abdestle tanınır hale gelirken, namazla kulluk boyası ile boyanarak fırınlanır.
Günde beş defa ezana kulak vererek kulluk eğitimine icabet ederek Allah’a karşı vazifelerini yapan, yalnız O’nun huzuruna yönelen mü’minler, her namaza duruşlarında Allah’la başbaşa olmanın manevi zevkine erer, şehvet ve şöhretin esiri olmaktan sıyrılır. Tüm mahlukatın halifesi sıfatını üstlenerek bir vücut haline gelme fırsatını elde eder. Onlar adına da şükür ve tesbihte bulunma imkanına kavuşur.

**Her Namaz Yeni Bir Başlangıçtır**
Her yeni gün yeni bir başlangıç, aldanan, kaybeden olmama adına fırsattır. İman ve küfür arasında gel-gitlerin yaşandığı bir ortamda yeni bir sayfa açmak ve iman penceresinden kâinata bakmak önem arz etmektedir. Her nefeste iki defa ölümün kendini hissettirdiği ortamda mümin olmak ve Cehennem ateşine yakıt olmamak olmazsa olmaz bir hakikattir.

Beş vakit namazı, günde beş kez alevli bir ateşten kurtulmaya benzeten Efendimiz (sav) “Ey insanlar, siz alevlenip yanıyorsunuz. Fakat kalkıp sabah namazını kıldığınızda o namaz ateşinizi söndürüyor. Sonra tekrar alevlenip yanmaya başlıyorsunuz, öğle namazını kıldığınız, o namaz ateşinizi söndürüyor…” (Her namaz için aynı ifadeyi tekrarlar.) “En son yatsı namazını kıldığınız zaman ateşiniz tamamen sönüyor. Sonra uyuyorsunuz; uyanıncaya kadar size bir şey yazılmıyor” (Taberani) buyurmuştur.

Namazla kulluk görevini hakkı ile eda edenler “Büyük günahlardan kaçınıldığı müddetçe, beş vakit namaz ile iki cuma, aralarında işlenen küçük günahlara keffârettir” (21) hadisince hayatlarında yeni bir sayfa açmış olur.

Efendimiz (sav) beş vakit namaz kılmanın tıpkı günde beş kez yıkanmak gibi tüm pislik ve kirliliklerden temizlenme olduğunu “Beş vakit namazın benzeri, sizden birinizin kapısı önünden akıp giden ve her gün içinde beş defa yıkandığı bol sulu bir ırmak gibidir” (22) hadisinde belirtmiştir.

Başka bir hadislerinde de ashabına “Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa da, o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır mı?” diye soruncaSahâbîlerin “O kimsenin kirinden hiçbir şey kalmaz,” demeleri üzerine “Beş vakit namaz işte bunun gibidir. Allah beş vakit namazla günahları silip yok eder.” buyurmuşlardır. (23)

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar. Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur” (24) hadisine kulak veren mümine düşen; güzel bir abdestle eda ettiği her namazıyla, İslâm’ın “uzaklaşın” dediği tüm kötülüklerden uzaklaşmak, “temizlenin” buyurduğu bütün pisliklerden arınmak, “terk edin” direktifini verdiği cümle haramlardan ilgi ve alakasını kesmek, namaz sonrası günlük yaşantısına madden ve manen kirlenmeden, gönül dünyasını kirletmeden devam edebilmektir.

Akıllı ve kulluk şuuruna sahip insana düşen secdede günlük hayatında âdeta baş tacı ettiği günahları bırakmak; günah yükünden sıyrılmış olarak secde yerinden kalkmak, insanların huzuruna başı dik ve alnı açık olarak dönebilmektir.

**Manevi Kirler Manen Yüktür**
Günümüz dünyasında her gün değil, her an kirlenme tehlikesi ve tehdidi ile karşı karşıyayız. Her tarafta günah olukları zehirlerini beden denizine boşaltmaktadır.Günah kirlerinin katılaşmaması, kalplerin kas katı kesilmemesi adına insanın, en az günde beş kez namaz ırmağında yıkanıp arınmaktan başka çaresi yoktur.

Günaha ve harama, isyana ve nisyana, nefse ve şeytana karşı zayıf yaratılan insan, sık ve yoğun kir saldırılarından ancak namaz gibi sık ve sıkı bir ibadetle; arınma biçimiyle temize çıkabilir.

Namaz zırhını günde beş kez kuşanmasına rağmen Şeytanın ve nefsin esaretinden kurtulma imkânına sahip değilken namazla arasına mesafe koyanların hali nice olur?

Kirlilik katsayısı her geçen gün artan şu dünya hayatında günde beş kez günah kirlerinden arınma çağrısına icabet etmeyen bir kul, kendini temize çıkararak, Rabbinin rahmetini umabilir mi?
Namaz Arınma Vesilesidir

“Büyük günahlardan kaçınıldığı müddetçe, beş vakit namaz ile iki cuma, aralarında işlenen küçük günahlara keffârettir” (25) buyuran Efendimiz (sav), namazı, bir insanın kapısının önünden akıp giden bir ırmağa benzetmiştir.Günde beş vakit namazı kılmayı da bu ırmakta her gün beş kere yıkanmak olarak tasvir etmiş ashabına “Ne dersiniz, birinizin kapısının önünden bir ırmak geçse ve o kimse orada günde beş kere yıkansa bedeninde hiç kir kalır mı?” diye sormuştur. Sahabelerin”Kalmaz, ey Allah’ın Rasûlü” demesi üzerine Peygamberimiz (asv.), “İşte beş vakit namaz buna benzer. Allah namaz sayesinde günahları siler” (26) müjdesini vermiştir.

Günümüz dünyasında her an kirlenme tehlikesi ve tehdidi ile karşı karşıya olan insanın, en az günde beş kez namaz ırmağında yıkanıp arınmaktan başka çaresi yoktur! Zira bu kadar sık ve yoğun kir, ancak namaz gibi sık ve sıkı bir ibadetle; arınma biçimiyle giderilebilir.

Bir başka hadis-i şerifte de beş vakit namazı, günde beş kez alevli bir ateşten kurtulmaya benzeten Efendimiz (sav) “Ey insanlar, siz alevlenip yanıyorsunuz. Fakat kalkıp sabah namazını kıldığınızda o namaz ateşinizi söndürüyor. Sonra tekrar alevlenip yanmaya başlıyorsunuz, öğle namazını kıldığınız, o namaz ateşinizi söndürüyor…” (Her namaz için aynı ifadeyi tekrarlar.) “En son yatsı namazını kıldığınız zaman ateşiniz tamamen sönüyor. Sonra uyuyorsunuz; uyanıncaya kadar size bir şey yazılmıyor” (Taberani) buyurarak namazla günah ateşini söndüren yangın havuzuna ya da evin önünden geçen ırmağa girmeye davet etmiştir.

**Namaz Zırhtır**
Günaha ve harama, isyana ve nisyana, nefse ve şeytana karşı zayıf yaratılan insana namazın hazırlık aşaması bile günahlardan arınma vesilesidir. Namaz için mümin abdest alırsa “gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest suyu ile yüzünden çıkar. İki elini yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu ile ellerinden çıkar. Ayaklarını yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah abdest suyu ile ayaklarından çıkar. Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur” (27) hadisince günahlardan temizlenmiş olur.

Namaz zırhını günde beş kez kuşanmak ve kendini koruma altına almak için abdest alırsa kar içinde kar elde eder.“Bir kişi güzelce abdest alır, sonra başka hiçbir maksatla değil, sadece namaz kılmak üzere câmiye gelirse, câmiye girinceye kadar attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir ve bir günahı bağışlanır. Câmiye girince de, namaz kılmak için orada durduğu sürece, tıpkı namaz kılıyormuş gibi sevap kazanır. Biriniz namaz kıldığı yerden ayrılmadığı, kimseye eziyet etmediği ve abdestini bozmadığı müddetçe melekler:

Allahım! Ona merhamet et!
Allahım! Onu bağışla!
Allahım! Onun tövbesini kabul et! diye ona dua ederler”(28) hadisini yaşayarak hayatlarına hakim kılanlar cennete giriş biletini kazanmış olur.

Hesap gününde “Kulun hesaba çekileceği ilk ameli onun namazıdır. Eğer namazı düzgün olursa, işi iyi gider ve kazançlı çıkar. Namazı düzgün olmazsa, kaybeder ve zararlı çıkar. Şayet farzlarından bir şey noksan çıkarsa, Azîz ve Celîl olan Rabb’i: “Kulumun nâfile namazları var mı, bakınız? der. Farzların eksiği nafilelerle tamamlanır. Sonra diğer amellerinden de bu şekilde hesaba çekilir” (29)

O gün namazına rağmen iflasla karşı karşıya kalma ihtimali de vardır.“Gerçekten benim ümmetimden müflis, kıyamet gününde namaz, oruç ve zekâtla gelecek kimsedir. Fakat şuna sövmüş, buna zina isnadında bulunmuş, şunun malını yemiş, bunun kanını dökmüş, diğerini dövmüş olarak gelir. Şuna buna hasenatından verilir de şayet davası görülmeden hasenatı biterse, onların günahlarından alınarak bunun üzerine yüklenir, sonra da cehenneme atılır”(30). Namaz gemisini günah mızrakları ile delenler, Cennetin sahillerine ulaşamama, hesap gününün dehşetli dalgalarında alabora olma tehlikesi vardır.

**Namaz Kulluğa Atılan İmzadır**
İnsanoğlu Allah’a kul olmak üzere yaratılmıştır. Ölünceye kadar da kulluk görevini yerine getirmek zorundadır. Fakat bu kulluk görevini tam manası ile yapan çok azdır.Hz. Ali (ra) “Bir grup insan bir şeyler umarak kulluk yapar; bu tüccar kulluğudur. Bir grup insan da korkudan dolayı kulluk yapar; bu da köle kulluğudur. Bir grup insan da vardır ki, şükür olsun diye kulluk yapar; işte bu, tüm duygulardan yakasını kurtarmış seçkin kimselerin kulluğudur” buyurmuştur.

İmanın ve kulluğun alameti namazın şartlarından biri abdest, ahirette Peygamberine görmeden inanan müminlerin ayırıcı belgesidir. Efendimiz (sav) “Sizler benim ashâbımsınız. Kardeşlerim ise henüz gelmemiş olanlardır” demiş, sonra da kendilerini kardeşlikle tebşir ve teşrif etmiş olduğu bu müminleri; onlarla dünyada karşılaşmadığı halde nasıl tanıyacağını ashabına anlatırken “Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde, abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten kimse bunu yapsın” (31), “Kardeşlerim; yüzleri, el ve ayakları abdest nûruyla parıldamış olarak geleceklerdir. Ben de onlardan önce gidip havuzun başında onları bekleyeceğim” (Müslim) buyurmuşlardır.
Abdestle mümin dünyanın kirlerinden temizlenirken manen de günah kirlerinden arınmış olur. “Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar. Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (32)

İnsanoğlu, “Sizden biriniz güzelce abdest alır –onu tastamam yapar– sonra da: Eşhedü en lâ ilâhe illallâhüvahdehû lâ şerîke leh. Ve eşhedüenneMuhammedenabdühû ve resûlüh, derse, o kimseye cennetin sekiz kapısı açılır. O da dilediği kapıdan girer.” (33) hadisinin gereğini yerine getirerek “Parça parça kesilsende, yakılsanda Allah ‘a ortak koşma ve farz olan namazı bilerek terk etme. Kim ki farz olan namazı bilerek terk ederse Allah ‘ın koruması ondan uzaklaşmıştır.” (34) ikazına kulak verirse, “Her kim şu beş vakit namazı eksiksiz kılarsa namazı, kıyamet gününde ona bir aydınlık, hakkında delil ve kurtuluş olur. Her kim de bu beş vakit namazı gereği gibi kılmazsa kıyamet gününde Karun’la, Haman’la, Firavun’la ve Ubeyyibn-i Halefle birliktedir.” (35) eda ettiği namazla kulluk boyası ile boyanır, katı kalpli olmaktan ve kötülerle birlikte haşrolunmaktan kurtulur.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
หนัง JAV UNCENSOREDหนังAV JAV JAPANXXX หนังโป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนังหนังav ดูหนังโป๊ญี่ปุ่น หนังxญี่ปุ่นหนังAV JAV หนังโป๊ญี่ปุ่น หนัง JAV CENSOREDtürk ifşatürk pornoหนังavหนัง JAV CENSOREDหนัAV JAV JAPANXXX หนังป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนัง Rate R HD

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.

maltepe evden eve nakliyat

ensest porno