Müzik Kültürümüz Üzerine

Müzik Kültürümüz Üzerine

Bir işle ilgilensin ilgilenmesin günün akışı içerisinde insanların en sık tercih ettiği uğraşların başında müzik dinlemek gelir. İnsanların bu ihtiyaçlarından dolayı televizyonlar, radyolar yayın akışı içerisinde müzik programlarına geniş yer ayırır. Adını müzikle duyurmuş, müzikle bir yerlere gelmiş sanatçıların, diğer sanat dallarındaki meslektaşlarına göre daha tanınır olması da gösteriyor ki müzik, hayatımızda önemli bir yere sahip. Müzik, önemli olmasına önemli de özellikle gençlerimizin tercih ettiği müziklere ne kadar bizim diyebiliyoruz? Ne kadarında kültürümüzün izleri var?

Meslekte on altı yılı geride bıraktım. Branşım gereği müzik konusu derslerde sık sık açılır. Öğrencilerime müzikle ilgili tercihlerini sorduğumda yazık ki aldığım cevaplar çok üzücü. Halk müziğimizi yani türkülerimizi, sanat müziğimizi yani şarkılarımızı dinlemeyi tercih edenler oldukça az. Ne kadar acı bir sonuç değil mi? Türk’e ait melodi anlamına gelen türküye Türk gençliği yabancı! O türküler ki her birinin ayrı ayrı hikayesi var. Nesilden nesile aktarılan, asırlar geçse de unutulmayan, acıları dillendirir türküler. Dinlerken türkü- lerdeki acıları iliklerimize kadar hissederiz. Bir “Muş türküsü”ndeki gidip de dönmeyenler gözlerimizi yaşartır. “Hastane önünde incir ağacı türküsü”ndeki delikanlının çaresizliği yüreğimizi burkar. “Selanik türküsü”ndeki ölüm karşısındaki çaresizlik, her dinleyişte dünyanın faniliğini fısıldar benliğimize. “Çanakkale türküsü”nün her mısrasına savaşın acıları sinmemiş midir?

Bedri Rahmi Eyüboğlu ne güzel anlatmıştır şiirinde türkülerin bizdeki yerini:
Ah bu türküler
Türkülerimiz
Ana südü gibi candan
Ana südü gibi temiz
Türkülerde tüter dağ dağ, yayla yayla
Köyümüz, köylümüz, memleketimiz.
Ah bu türküler,
Köy türküleri
Dilimizin tuzu biberi
Memleket ahvalini onlardan sor
Kitaplarda değil, türkülerde ara Yemen’i
Öleni, kalanı, gidip gelmeyeni…
Ben türkülerden aldım haberi.

Gençlerimiz türkülerin sesine kulak vermeyip pek çoğu itibariyle anlamsız sözlerden oluşan,nefsi arzuları ön plana çıkaran,nefsin istekleri doğrultusunda bir hayat anlayışını empoze eden müziklere ilgi duymasının sebebi ne olabilir.Dinledikleri müziklerin dilini anlamamaları da ayrı bir garabet.Büyük şairlerimizden Yahya Kemal,Varşova’da büyükelçi olarak bulunduğu sıralarda Slav müziğini dinlemiş lakin beğenmemiş;

Bir erganun ahengi yayılmakta derinden…

Duydumsa da zevk almadım İslav kederinden.

Mısralarıyla bu durumu dile getirmiş.Yahya Kemal’in Slav müziğine karşı hissettiklerini gençlerimiz türkülerimize ve şarkılarımıza karşı hissediyorlar ki türkü ve şarkı dinleyenlerin oranı az. Umarım bu sonuç en kısa zamanda değişir.Kültürümüzün en zengin unsurlarından olan türkülerimiz ve şarkılarımız ilgisizlik girdabından kurtularak gereken değeri görür.Bu kadar türkülerden bahsettikten sonra sözlerimi de güzel bir türkü güftesiyle bitireyim.

### Daha Senden Gayrı

Daha senden gayrı aşık mı yoktur
Nedir bu telaşın vay deli gönül
Hele düşün devr-i Adem’den beri
Neler gelmiş geçmiş say deli gönül

Şu fani dünyadan umudunu üz
İnanmazsan var kitaba yüz-be-yüz
Evin mezaristan malın bir top bez
Daha duymadınsa duy deli gönül

Gördüm iki kişi mezar eşiyor
Gam gasavet gelmiş boydan aşıyor
Çok yaşayan yüze kadar yaşıyor
Gel de bu rüyayı yor deli gönül

Mevla’m kanat vermiş uçamıyorsun
Bu nefsin elinden kaçamıyorsun
Ruhsati dünyadan geçemiyorsun
Topraklar başına vay deli gönül

Şarkı ve türkü tadında bir ömür yaşamanız temennisiyle.

İzzet ÖZCANOĞLU( izzet.ozcanoglu@bedirhaber.com )

YORUM ALANI

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.