Bu dünyada rahat etmek için ya münafık olmalı, ya müşrik ya da behlül. Mümin olup, dünya telaşına rağmen helal-haram çizgisine dikkat etmek, ibadetlere samimiyetle sarılmak yerine, mesela münafık olup; inkâr etmeden ama itaat de etmeden yaşayabiliriz hayatı. Veya müşrik olup inkâr edebiliriz mesela. O da olmadı akıl baliğ olmamış insanlar zümresine katılıp bihaber yaşayabiliriz hayatımızı. Oh ne rahat! Cennet-Cehennem, Rızayı İlahi, hesap günü bunlarla meşgul olmak, Mümin olmak zor zanaat. Namaz vakitlerini gözetmek, giyim kuşamda, gerek kişisel gerek toplum yaşayışımızın her detayında Allah’ın emir ve yasaklarına uymak yoruyor insanı. Hem de ne uğuruna? Yaradan’ın rızası ve sonsuz bir Cennet beklentisi ile. Altı üstü ortalama altmış yıllık dünya hayatını böyle bir nizam ve kaideler hükümleri içinde yaşamaya ne gerek var. Bizim tertemiz kalbimiz yoruluyor yıpranıyor sonra. Neşemiz kahkahamız eksiliyor, sonra da geçici zevklerimizden haramlardan uzak kalıyoruz. İşi ne zor bu Mümin’lerin? Gittikleri yol, yol değil! KURTULUŞ.