Mukaddes Mekanların Aşığı: Doğan Hattatoğlu

Mukaddes Mekanların Aşığı: Doğan Hattatoğlu

Doğan Hattatoğlu 1953 yılında Erzurum’da dünyaya gelir. Maket sanatçısı olarak eğitimini 1979’da tamamlar. Devlet dairelerinde değişik vazifeler alır. Karayolları 12. Bölge müdürlüğünden 2007 yılında emekli olur.

Cami maketi yapmaya ilgisi ilginç bir olay sonucunda gerçekleşir. Erzurum’da yapılacak olan Müftü Solakzade Camii’sinin projesini incelemeye davet edilir. Cami projesinin çok küçük olduğunu şehrin girişine Müftü Solakzade’nin adına yakışır büyük bir cami yapılması gerektiğini ifade etse de kimseyi ikna edemez. Mahalleliden imza toplar dernek yönetimini değiştirir.

Sonrasında büyük bir cami projesiyle inşaata başlar. Hiç paraları yoktur. İnşaatın gecikmesi eski dernek yöneticilerinin homurdanmasına ve dedikodular çıkarmalarına neden olur. Doğan bey farklı bir yol aramaktadır. Bir gün Caminin maketini yapmaya ve maket üzerinden yardım toplamaya başlar. Erzurum’a bu kadar büyük bir cami yapılacağını duyan ve maketi gören herkes adeta yardıma koşar.

Cami biter ama Hattatoğlu’nda Cami maketlerini yapma duygusu yeni kamçılanmıştır. Vakit ve para isteyen bu iş için çocukları da teşvikkar olurlar. Çocuklarına verdiği “madem çok istiyorsunuz artık sigara içen ve kahvelere takılan birisi gibi davranıp para biriktireceğim der” Her ay sigara ve kahve parasını biriktirir bunlarla malzeme alır.

Erzurum Ulu Camii ve Lala Paşa camii ile işe başlar. Yaptığı maketlerle katıldığı şehir tanıtım fuarlarında Erzurum’un 1500 şehir içinde 2. olmasını sağlar.

Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Tillo’aki medresesinin maketini yapar. Bu maketi TBMM’de sergilerken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a medresenin ışık sisteminin bozuk olduğunu söyler.

Dönemin Başbakanı Erdoğan hemen oranın yapılması talimatını verir. Televizyonda o mekanın aslına uygun restore edilip hizmete açıldığını duyunca dünyalar onun olmuş gibi sevinir.

Hattatoğu’nun en büyük hayali ise Kabe’nin maketini yapmaktır. Umreye gider ama ölçüleri alamaz. Bu onun içindeki arzuyu daha da kamçılar. Almanya üzerinden hacca gider. Kabe-i Muazzama’nın ölçüsünü karış karış alır. Çevresini adım adım ölçer. O dönemler fotoğraf çekmek yasaktır ama O, gizli saklı bir şekilde ihtiyacı olan tüm bölmelerin resimlerini çeker.

Döndükten sonra aldığı ölçüleri orjinalleri ile karşılaştırır. Sonuçlar tam istediği gibi aslına uygun çıkmıştır. Üstelik Kabe’deki bazı çıkıntıların ölçüsü hiçbir yerde yoktur ve o bunları hassas bir şekilde ölçmüştür.

Mescid-i Nebevi’nin ölçülerini de aynı usül ile alır. Bu eserin yapımı tam iki yıl sürer. Nedenini sorunca “2540 pencere var hepsini bire bir eserde gösterdim. Çok ciddi bir ince işçilik gerekiyordu” diyor. Mescidin her karesinin birebir fotoğrafını çeken Hattatoğlu bu alanda bulunma bir eseri ortaya koyar.

Yaptığı eserlerden çocukları ile yapmış olduğu anlaşma gereği hiç para almayan ve eserlerini asla satmayan Hattatoğlu İslam coğrafyasının güzide eserlerinin maketlerini yapmak ve onlar vakfetmek inanılmaz bir haz veriyor diyor.

### Hattatoğlu; “bazen iki gün üst üste çalışıyorum namaz dışında yeme için bile mola vermiyorum” diyerek bu eserlerin ortaya çıkmasının ardındaki emeğe işaret ediyor.

Mescid-i Nebevi ve Kabe- Muazzama’nın maketlerini gören hemen herkesin burada Mescid-i Aksa eksik diyerek kendisini teşvik ettiğini belirtir. Eserleri ziyaret eden dönemin Diyanet İşleri Başkan yardımcısı Necmettin Nursaçan Hocaefendi’nin 30 defa gittiğim Medine’de hissettim kendimi demesi ve bu eserlerin yanına Mescidi Aksa’nında konmasını istemesi ile Mescid-i Aksanın maketini yapmaya karar veriyor.

Gazze’ye gidiyor. Ölçüleri alıyor. Binlerce fotoğraf çekiyor. İsrail askerleri ellerinden gelen zorlukların tamamını çıkartıyorlar. Caminin bahçesinden toprak alırken arbede yaşanıyor. Tabi kazanan Hattatoğlu oluyor ve cami bahçesinden orijinal topraklarla eserini süslüyor.

Maketin açılışına Mirasımız derneğinin katkılarıyla Gazze’den misafirler davet ediliyor. Gelen uzmanların takdir ifadeleri ve kendimizi evimizde hissettik diyerek duygularını ifade etmeleri aldığı en büyük teşekkür oluyor.

Tam bir buçuk yıl süren çalışmanın ardından Efendimizin Miraca çıktığı caminin maketini, Miraç kandilinde açıyor. Büyük bir huzurla dolan Hattatoğlu Dünya’da bir ilki gerçekleştirmenin mutluluğunu iliklerine kadar hissediyor.

Yaptığı eserlerin tamamını vakfeden Hattatoğlu, fırsat buldukça namazlarını Ulu Cami’de kılıyor. Namaz öncesi ve sonrasında ziyaretçilere mekanları en ince detaylarına kadar anlatıyor.

Hattaoğlu “yapılan işleri para karşılığında yapsaydım bu kadar hassas olamazdım. Gönül vermeden yapılan bir işte mutlaka eksiklikler bulunur” diyor. Yaptıkları karşılığında kimseden madalya beklemediğini üç büyük mescide hizmetin en büyük onur olduğunu ifade ediyor.

Doğan Hattatoğlu son arzusunu şu şekilde ifade ediyor: “Eserleri yaparken Rabbime bu eserler bitmeden canımı alma diye çok dua ettim. Tamamlamama müsaade Rabbime çok teşekkür ediyorum. İnşallah eserler daha çok insana anlatılır ve insanlarda kutsal mekanları ziyaret arzusunu kamçılar”

Üç mübarek mescidin maketini yapıp sergileyen ve insanlarda ayrı bir heyecan oluşturan Doğan bey’e teşekkür ediyorum. Rabbim sayini meşkur eylesin.

Muhammet ACAT( muhammet.acat@bedirhaber.com )

YORUM ALANI

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.