36,6608$% 0.01
40,0741€% -0.01
47,6368£% 0
3.535,11%-0,02
3.000,70%0,00
10.862,14%0,20
Miraç Gecesi, İslam tarihinin en müstesna olaylarından biridir. Bu gecede Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), semalara yükselmiş, Allah’a en yakın mertebeye ulaşmış ve namaz ibadetinin farz kılınışı gibi ümmetin ibadet hayatını şekillendiren önemli bir emri almıştır. Miraç, yalnızca bir yükseliş değil, aynı zamanda Allah’ın rahmet ve hikmetinin tecelli ettiği bir hadisedir. Bu gecede, başlangıçta elli vakit olarak farz kılınan namazın, Hz. Musa’nın tavsiyesiyle beş vakte indirilmesi, Allah’ın kullarına olan şefkatini ve rahmetini gösteren büyük bir olaydır.
Miraç Gecesi’nin hikmetini ve Peygamber Efendimiz’in (ASM) bu süreçte yaşadıklarını, bizzat kendisinin rivayet ettiği hadislerden öğreniyoruz. Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu hadisenin detaylarını şöyle anlatır:
قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:
فَأَوْحَى اللهُ إِلَيَّ مَا أَوْحَى، فَفَرَضَ عَلَيَّ خَمْسِينَ صَلَاةً فِي كُلِّ يَوْمٍ وَلَيْلَةٍ، فَنَزَلْتُ إِلَى مُوسَى صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فَقَالَ: مَا فَرَضَ رَبُّكَ عَلَى أُمَّتِكَ؟ قُلْتُ: خَمْسِينَ صَلَاةً، قَالَ: ارْجِعْ إِلَى رَبِّكَ فَاسْأَلْهُ التَّخْفِيفَ، فَإِنَّ أُمَّتَكَ لَا يُطِيقُونَ ذَلِكَ، فَإِنِّي قَدْ بَلَوْتُ بَنِي إِسْرَائِيلَ وَخَبَرْتُهُمْ.
فَفَرَجَعْتُ إِلَى رَبِّي، فَقُلْتُ: يَا رَبِّ، خَفِّفْ عَلَى أُمَّتِي، فَحَطَّ عَنِّي خَمْسًا…
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
Resul-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.) Hz. Cebrail’in refâkatinde Mekke’den ayrılıp semâya yükselir. Önce Hz. Âdem’le, daha sonra Hz. İdris, Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. İbrahim’le görüşür. Cenab-ı Hakk’ın yüce katından dönüşünde ise Hz. Musa ile karşılaşır. Bu sohbeti Peygamber Efendimiz şöyle anlatırlar:
“O zaman Allah ümmetime elli vakit namaz farz kıldı. Bu farziyeti yüklenerek döndüm. Derken Mûsâ Aleyhisselâma rast geldim.
“Mûsâ (a.s.) bana, ‘Rabbin ümmetine neleri farz kıldı?’ diye sordu.
“Onlara, ‘Elli vakit namaz farz kıldı’ dedim.
“Musa (a.s.) bana, ‘RAbbine dön de şefaat et, zira ümmetin buna tâkat getiremez.’ dedi.
“Bunun üzerine Rabbime Mürâcaat ettim. Allah Teâla şatrını (bir kısmını) indirdi. Ben yine Mûsâ’nın (a.s.) yanına dönerek durumu kendisine haber verdim: ‘Bir kısmını indirdi’ dedim. O yine, ‘Rabbine mürâcaat et, zira ümmetin tâkat getiremez’ dedi.
“Ben yine Rabbime mürâcaat ettim. Alah Taâla kalanından bir kısmını indirdi. Mûsâ Aleyhisselâmın yanına yine döndüm. O tekrar, ‘Rabbine dön, zira ümmetin buna dayanamaz’ dedi. Bir daha müracaat ettim.
“Allah Teâla, ‘Onlar beştir, yine onlar [sevap itibariyle] ellidir. Benim nezdimde hükm-ü kaza değişmez’ buyurdu.
“Musa’nın yanına döndüm. O yine, ‘Rabbine dön’ dedi.”
“Ben de, ‘Artık, Rabbimden utanır oldum’ dedim.”(Sahih Muslim, Hadis No: 162)
Bu hadis, Allah’ın Resulü ile doğrudan konuştuğunu açıkça ifade etmektedir. Zira Resulullah, Allah’a gidip gelerek, namaz sayısının azaltılmasını talep etmiştir. Ayrıca, Allah’ın doğrudan söylediği “Ya Muhammed” ifadesi, bu konuşmanın bizzat Allah tarafından yapıldığını gösterir..
Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Allah bana günde elli vakit namaz farz etti. Ben Rabbime müracaat ettim ve O, bu vakitlerden beşini indirdi. Sonra tekrar Rabbime müracaat ettim, O yine beşini daha indirdi. Böylece Rabbim, elli vakit sevabını beş vakit namaza denk kıldı” (Müslim, İman 264).
Namazın farz kılınışında, Hz. Musa ile Peygamber Efendimiz arasında geçen konuşma, peygamberler arası dayanışmanın ve istişarenin örneğidir. Hz. Musa, Peygamber Efendimiz’e ümmetin yükünü hafifletmek için tekrar Allah’a başvurmasını tavsiye etmiş, Peygamberimiz de bu tavsiyeyi dikkate almıştır. Ancak nihayetinde şöyle buyurmuştur:
“Artık Rabbimden utanıyorum.”
Bu ifade, Peygamberimizin Allah’a olan teslimiyetini ve ümmetine olan sevgisini ortaya koymaktadır. Hz. Musa’nın bu konudaki tavsiyeleri, peygamberlerin ümmetleri için ne denli fedakar olduklarını gösterirken, Peygamber Efendimizin ümmetini ne kadar önemsediğini de gözler önüne sermektedir.
Miraç hadisesi, ümmete iki önemli mesaj vermektedir:
Peygamberimiz (ASM), namazın önemini şu şekilde ifade etmiştir:
“Namaz, müminin miracıdır.” Bu ifade, namazın, müminlerin Allah’a en yakın olduğu anlar olduğunu ortaya koyar. Namaz kılan bir mümin, Allah ile doğrudan iletişim kurar ve Rabbine olan teslimiyetini gösterir.
Miraç hadisesi, aynı zamanda peygamberler arası dayanışmayı, dua ve niyazın önemini ve istişarenin hikmetini bizlere öğretmektedir. Namaz, Miraç’ın en büyük hediyesi olarak, müminlerin hayatında merkezî bir yer tutmaktadır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.