Recep ayının 27.gecesi Miraç kandilidir. Efendimiz (a.s.m)’in Miraç’a yükselmesinin sene-i devriyesi.Kelime manası itibariyle uruc ettiren,yükselten şey manalarına geliyor.Hocalarımızın enfes benzetmesiyle bir tür asansör demek oluyor. Efendimiz (a.s.m)’in Taif’e bir mahreç olur niyetiyle gitmesi, sonucunda red cevabı alması ve bir avuç talihsizce taşlanmasıyla sonuçlanan müessif olaylar zincirinin O (a.s.m)’nun üzerinde bıraktığı etkiyi biraz olsun hafifletme adına Rabbisinin, O (a.s.m)’nu terk etmediğinin bir yansıması sonucu kendi katına çağırmasının ünvanıdır Miraç.
Miraç, İslam alimlerince Kadir gecesinden sonra en değerli gece olarak kabul edilir.Miraç Efendimiz (a.s.m)’in kulluğuyla Sevgilisine ulaştığı/buluştuğu manevi seyahatin adıdır.O’nun seyr-i süluk-i ruhaniyesinin zirvesini temsil eder.Miraç peygamberliğin ispatı olan bir mucize değil, kulluğunun zirvesidir.Geri döndükten sonra açtığı şehrahı bizler için açık bırakmıştır.Miraç gecesi gerçekleşen olayları üç kategoride ele alabiliriz.Birincisi İsra (=gece yürüyüşü,mescid-i aksa’yaBurak’la yaptığı seyahat), ikincisi miraçla gökler ötesi alemlere yükselişi, üçüncüsü ise refrefle Allah’ın huzuruna varması. Süleyman Çelebi’nin Cebrail (a.s)’i konuşturduğu şekliyle “Top senin çevgan senindir bu gece…” dediği makam.Miraç hadisesinin birinci kısmı olan gece yürüyüşüne, isra süresinde geçmesi hasebiyle inanmak her mümine farzdır. Ötesine inanmak ise, Hadis-i şeriflerde geçtiği için farz olmasa da gereklidir.Efendimiz (a.s.m)’in nuzül’ü (aramıza dönmesi) uruc’undan daha büyüktür.Dünyada kendisine çektirilen sıkıntılara rağmen gördüklerini ümmetine hatırlatma adına aramıza dönmesi O (a.s.m)’nun büyüklüğünün ispatı gibidir. Rüyetullah (Allah’ı görmesi)’ın keyfiyeti alimler arasında tartışma mevzuu olduğundan o meseleyi akaid kitaplarına havale ediyor ve miraciye bahsine geçiyoruz.
Edebiyatımızda Efendimiz’in miracının anlatıldığı şiirlere miraciye/miracname denir.Her büyük şair bir naat ve bu çerçevede miraciyeinşad etmeye çalışmıştır.Genellikle naatlarında miraç bahsini, şah beyit olarak kullanmışlardır.O ariz-amik ummandan birkaç katrecik;
Yedi kat gökleri seyran eyleyen
Kürsünün üstünde cevlan eyleyen
Mir’acında ümmetini dileyen
Adı güzel kendi güzel Muhammed.
Yunus Emre
Nüh-feleklerde melekler ins u cinnin hep bendedir
Onsekizbinalemi doldurdu şan-u şöhretin.
İlhami (3.Selim)
(Dokuz felekteki melekler,insanlar ve cinler senin kullarındır.Şan ve şöhretin onsekizbin alemi doldurmuştur).
Yedi kat gökleri geçti kadem arş üstüne bastı
Erişti “kabekavseyn”e tavaf eyledi dergahı.
Onun seyr-u sülükünden melekler aciz oldular
Ki bin yılda varılmazdı o bir demde varan rahı.
Eşrefoğlu Rumi
(Yedi kat gökleri geçerek arş’aulaştı.Kab-ı kavseyn-i ev edna (iki yay ucu kadar Allah’a yaklaştı) vardı.Melekler onun ruhani seyahatine şaştılar/ulaşamadılar.Ki seyahat ettiği yol normalde 1000 senede bitmeyecek kadar uzundur)
Mir’acı ile güldü yüzü çarh-ı berinin
Vuslat haberinden nitekim aşık-ı Şeyda
….
Bir menzil-i balaya irişti nazar etse,
Dünya görünürdü ana hardal gibi edna.
Taşlıcalı Yahya Bey
(O (a.s.m)’na gökler ötesinden aşık olanlar, miraç gecesi geleceğini duydular ve vuslat haberiyle yüzleri güldü.Öyle yüce bir menzile erişti ki, aşağıya doğru bakılsa dünya ancak bir hardal tanesi gibi görünür.)
Sensin ol bahr-i keramet kim şeb-i mir’acda,
Şeb-nem-i feyzin yetirmiş sabit ü seyyare su.
Fuzuli
(Miraç gecesinde feyzinin çiğ tanesi ile, sabit ve seyyar yıldızlara su ulaştıran keramet denizi Sensin.)
Nurun sirac-ı vehhacalemler sana muhtac
Sahib-u tac-u mir’ac sensin ya Resulallah.
Aziz Mahmud Hüdayi
Sensün ol rehber ü menzil-i kabe kavseyn
Ki bu yolda sana hem-rah olamaz peyk-i emin.
Rüşdi
(Sen kabekavseyn makamının rehberisin.Bu yolda Cebrail (a.s) sana, makamın yüceliğinden dolayı yoldaş olamadı.)
Hazret-i şahenşeh-i kevneyn-i ev edna makam
Bus-i naleyn-i şerifün oldı arşun mefhari.
Abdi Paşa
(Ev edna makamının şahı.Gökyüzünün sakinleri için şerefli ayağını bastığın yeri öpmek en büyük şereftir.)
Kaşındır kaabe kavseyni ev edna
Derinden güller açılır Muhammed
…
Şu vaktin kim çıkıp gezdin semayı
Bulup hazrette rif’atler Muhammed
Kamu ervahı peygamber hem eflak
Seni iclale geldiler Muhammed
Seni şah-ı alem kılıp ol anda
Kamusu ümmet oldular Muhammed.
Niyazi-i Mısri
Gel ey Muhammed! bahardır
Dudaklar ardında saklı
Aminlerimiz vardır!..
Hacdan döner gibi gel;
Mir’actan iner gibi gel;
Bekliyoruz yıllardır.
Arif Nihat Asya
Afitab-ı kubbe-i Kübra Muhammed Mustafa
Mah-ı tab-ı leyle-i esra Muhammed Mustafa
Mevcud-i mele-i ala şem’inin pervanesi
İlm ü irfan mahzen-i derya Muhammed Mustafa.
Avlarlı Efe
(Yedi kat göklerin güneşi ve isra gecesinin parlak ayı.Mele-i ala sakinleri senin mumunun pervanesidir.Ey ilim ve irfan denizinin hazinesi; Muhammed Mustafa (a.s.m))
Erdi mirac-ı şerifin ta harim-i izzete
Takatı yetmezdi Cibril’in bu rütbe rif’ata
Nezd-i zat-ı kibriyada bak şu makbuliyete
Hake indi gökten istikbal için Kur’an sana.
Makbule Hanım
Top-i teşri ile çevkan-ı hikem mahkum sana
Evvel-ü ahir senindir sahn-ı meydan-ı hikem.
Esrar Dede
(Evvel-ahir hikmet sahnesinde, top ve çevgan hikmeti yalnızca senindir.)
İhtiyar cübbesinden kan süzülür Nebi’nin
Gökyüzü dalgalanır ipekten kanatlarla
Mehtabını düşlerken o mühür sahibinin
Sarsılır Ebu Kubeys kovulmuş feryatlarla.
Nurullah Genç