Kudüs- Yeryüzünde ilk mabet Ka’be, ikinci mabet Mescid-i Aksa’dır. Birçok Peygamber Kudüs diyarında yaşamış ve bu mukaddes camide ibadet etmiştir. Resul-i Ekrem Efendimiz İsra ve Miraç gecesinde Burak denen binitle Mekke-i Mükerreme’den KudüstekiMescid-i Aksaya gelmiş ve orada Peygamberlere namaz kıldırmış ve sonra da Miaç mucizesi gerçekleşmiş.
Kur’an-ı kerim bu olayı şöyle haber veriyor: “Kulunu (Muhammedi) bir gece Mescid-i Haram’dan (Mekke’den), kendisine bir kısım ayetlerimizi göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya (Kudüs’e) götüren Allah’ın şânı ne yücedir. Doğrusu O, işitir ve görür.” (İsra suresi, 1)
Resul-i Ekrem Efendimiz buyurdular ki: İbadet niyetiyle şu üç mescide yolculuk yapılır. “Mescid-i Haram (Kabe), Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksa.” (Tirmizi, Salat, 126)
Mescid-i Akas’nın önemiyle ilgili Peygamber Efendimiz buyurdular ki: “Mescid-i Aksaya gidin ve orada namaz kılın, gidemez ve orada namaz kılamazsanız kandillerinde yakılmak üzere oraya zeytinyağı gönderin.” (Ebu Davut, Salat, 14)
Bütün hak dinlerin kutsal yeri sayılan bu mescide ve o diyarlara sahip çıkmak her Müslümanın görevidir. Allah Resulü’nün ‘gidemezseniz kandillerini yakın’ emri sahip çıkma manasındadır.
Ayet-i kerime ve sahih hadisi şerifler kesin bilgidir. Bu deliller ışığında bu kutsal yerlere sahip çıkmak; Allah Teala ve Resulüllah Efendimizle olan irtibatımızı kuvvetlendirmek, nesillere ümmet-i Muhammet şuuru kazandırmak her Müslümanın görevidir.
Peygamber Efendimiz Ka’be’de namaz kılarken Hacer’ul Esvedin yanında kılardı. Bu hem Ka’be’yi hem de Mescid-i Aksayı aynı hızaya alıp ikisine yönelik kılardı. Hicretten 16 ay sonrasına kadar Mescid-i Aksaya yönelik namaz kılmıştı.
Abdullah İbni Ömer Resulüllah’ın şöyle buyurduğunu rivayet: Hz. Süleyman aleyhisselamMescid-i Aksa’yı inşa ettiğinde Rabbinden üç şey istedi. Birincisi, Kendi hükmüne denk gelecek hüküm verilmesini istedi, Rabbi bu isteğini verdi. İkincisi, kendisinden sonra hiç kimsenin ulaşamayacağı bir saltanat verilmesini istedi, Rabbi, onu da verdi. Üçüncüsü, kim Mescid-i Aksada namaz kılmak gayesiyle evinden çıkarsa anasından doğmuş gibi günahsız hale gelsin istedi! Rabbi ilk iki istediğini verdi, üçüncü istediğini vermiş olmasını ümit ederim.” (İbnMace, İkamet, 196)
Bir iş veya bir ibadet yaparken elbette ki en önemli şey niyettir. Niyet samimi Allah rızası için olursa, yapılan işlerde Kur’an ve sünnet ölçüleri içinde yapılırsa Allah katında çok değerlidir ve ibadet hanesine sevap olarak yazılır.
Yüce Allah bir şeye değerlidir dediyse, o değerlidir, Müslümanların da ona değer vermesi gerekir. Rabbimiz Kur’an-ı kerimde buruyor ki: “Ey kavmim! Allah’ın size (vatan olarak) yazdığı mukaddes toprağa girin ve arkanıza dönmeyin (inancınızdan vaz geçmeyin), yoksa kaybederek dönmüş olursunuz.” (Maide suresi, 21)
Mukaddes topraklar Kudüs ve Şam civarıdır.
Birçok Peygamberin yaşadığı ve vahye mazhar olduğu, Peygamber Efendimizin ziyaret ettiği, namaz kıldırdığı, Miraca çıktığı, Hz. Ömerin fethedip ziyaret ettiği, ilk kıble olarak müslümanların döndüğü, Kur’anda manevi değerinin belirtildiği, Selahaddin-i Eyyübinin ve Yavuz Sultan Selimin fethedip hürriyetine kavuşturduğu mukaddes şehir Kudüs ve Mescid-i Aksa!
Müslüman olarak imkanı olanların ziyaret etmesi ve o diyarlara sahip çıkması her müslümanın görevidir. Mescid-i Aksa tevhidin sembollerindendir!
Bütün şeairler yüce Allah’ın varlığının ve birliğinin delillerindendir.