35,4426$% 0
36,6935€% 0.03
43,4079£% -0.07
3.091,40%-0,05
2.714,08%-0,03
9.866,73%1,30
Medine’deki Gelişmeler ve Harre Vak’ası (680-683)
Yezîd b. Muâviye’nin hilâfeti, özellikle 682-683 yıllarında Medine halkı arasında büyük bir huzursuzluk yaratmıştır. Emevî yönetiminin ilk yıllarında Medine’deki halk, ekonomik sıkıntılar, siyasi rahatsızlıklar ve dinî endişeler sebebiyle Emevî yönetimine karşı ciddi bir tepki gösteriyordu. Yezîd’in gençliği ve yönetme konusundaki yetersizliği, halkın bu rahatsızlığını daha da derinleştirmiştir. Medine’ye vali olarak tayin edilen Osman b. Muhammed (d. ? – ö. 685) gibi isimler, halkın tepkilerini körüklemiştir. Medine’deki halk, Muâviye dönemindeki adaletsiz vergi uygulamaları ve ekonomik eşitsizlikleri sıkça dile getirmiş, bu durum, halkın geçim sıkıntısı çekmesine yol açmış, üretim düşerken fiyatlar artmış, halkın alım gücü hızla azalmıştır.
Hz. Hüseyin’in (626-680) Kerbelâ’da şehâdeti, Emevî yönetimine karşı halk arasında büyük bir tepkilere yol açmıştır. Abdullah b. Zübeyr (624-692) Mekke’de Emevî hilâfetinin en önemli rakibi haline gelirken, Medine’deki muhalefet ise sadece dini değil, aynı zamanda ekonomik boyutlar da taşıyordu. Medineliler, Yezîd’in gençliğine ve yönetimindeki yetersizliklere karşı giderek daha fazla öfkelenmişlerdir. Bu dönemde, halk “Muâviye atıyyesinde başkalarını bize tercih etti, bir dirhem bile artırmadı” diyerek ekonomik eşitsizliklere dikkat çekmiştir. Medine’deki huzursuzluk, başta Abdullah b. Zübeyr olmak üzere çeşitli muhalif liderlerin desteklediği geniş bir direniş hareketine dönüşmüştür.
Yezîd, Medine’deki huzursuzluk ve halkın isyanı karşısında tehdit yoluna başvurmuş ve valisine bir mektup göndererek halkı tehdit etmiştir. Ancak bu tehditler, halkın öfkesini daha da arttırmış ve isyanı büyütmüştür. Bunun üzerine, isyanın yatıştırılması amacıyla, eski Emevî yöneticisi olan Nu‘mân b. Beşîr gibi şahsiyetler aracılığıyla uzlaşma teklif edilmiştir, fakat Medineliler bu teklifleri reddetmiş ve Yezîd’in valisini görevden almak için direnişlerini sürdürmüşlerdir. Abdullah b. Hanzale, Ensâr’ın desteğiyle şehirdeki isyanın liderliğine getirilmiştir. Ancak, Ensâr’ın Kureyş’e karşı üstünlük kazanması, Kureyş ve muhacirler arasında huzursuzluk yaratmış, bu da uzlaşma sağlanmadan ayaklanmanın büyümesine neden olmuştur.
Yezîd, Medine’deki direnişi bastırmak amacıyla büyük bir orduyla şehri kuşatma altına almayı planlamıştır. Müslim b. Ukbe komutasındaki Emevî ordusu, büyük bir kuvvetle Medine’ye doğru yola çıkmıştır. Emevî ordusu hakkında farklı rakamlar bulunsa da, bazı kaynaklar bu ordunun 5000 ila 29.000 asker arasında olduğunu belirtmektedir. Müslim b. Ukbe, Medineliler’e üç gün mühlet vererek, ekonomik sıkıntıları çözme vaadiyle bazı tekliflerde bulunmuş, ancak Medineliler bu teklifleri reddetmişlerdir. Bunun üzerine, Harre Savaşı başlatılmıştır. Medineliler, şehri savunmak amacıyla çeşitli tedbirler almış, hendekler kazmış ve şehir etrafını kuşatarak hazırlık yapmışlardır.
27 Zilhicce 63 (27 Ağustos 683) tarihinde başlayan savaşta, Medineliler başlangıçta Emevî ordusuna karşı başarılı olmuş, ancak Mervân b. Hakem ve Benî Hârise kabilesinin yardımlarıyla savaşın seyrini değiştiren Emevîler, Medine’yi kuşatmayı başarmıştır. Emevîler, Medine’yi kuşatarak şehre girmiştir ve Abdullah b. Hanzale ile birlikte birçok Medineli hayatını kaybetmiştir. Savaşın sonunda, Medine’nin önemli liderlerinden Abdullah b. Mutî‘ gibi şahsiyetler kaçmayı başarmıştır, ancak şehir büyük bir yenilgi yaşamıştır.
Harre Savaşı sırasında Medine halkı büyük kayıplar vermiştir. Kaybedilenlerin sayısı konusunda kaynaklar farklılık göstermektedir; bazıları 300, bazıları ise 10.000 kişi arasında değişen rakamlar vermektedir. Ancak, bu kayıpların sadece askerî değil, aynı zamanda dini ve kültürel kayıpları da içerdiği açıktır. Medine’nin savunmasında yer alan önemli şahsiyetlerden bazıları hayatını kaybetmiş, şehirdeki evler yağmalanmış, halk büyük bir maddi kayba uğramıştır. Bu durum, “evlâdü’l-Harre” gibi olumsuz bir durumu doğurmuştur. Emevî ordusunun Medine’yi yağmalaması, halkın manevi ve maddi olarak zayıf düşmesine yol açmış, Evlâd-ı Harre adı verilen bir yeni sosyal sınıf ortaya çıkmıştır. Bu sınıf, Harre Savaşı’ndan sağ kurtulan, fakat onurları kırılmış Medineliler’in çocukları ve soylarından oluşmuştur.
Evlâd-ı Harre, Harre Vak’ası sonrası Emevî yönetiminin Medine halkını tamamen kontrol altına almasının bir simgesi haline gelmiştir. Bu sınıf, Harre Vak’ası’nın acı mirasını taşırken, Emevî yönetiminin baskılarını ve Medineliler’in yaşadığı travmayı derinden hissetmiştir. Evlâd-ı Harre, zaman içinde, Medineliler’in Emevîler’e karşı devam eden nefreti ve direnişinin sembolü olmuştur. Bu durum, Medineliler’in gelecekteki Emevî yönetimine karşı olan muhalefetlerini ve tepkilerini şekillendirmiştir. Evlâd-ı Harre, sadece sosyal bir sınıf olarak değil, aynı zamanda Emevî yönetiminin İslâm dünyasında derinleştirdiği kutuplaşmanın da bir yansımasıdır.
Harre Vak’ası, sadece askeri bir çatışma değil, aynı zamanda Medine halkının dini, kültürel ve siyasi kimliğinde derin bir kırılma noktası olmuştur. Bu olay, Medineliler için unutulmaz bir travma yaratmış, Emevî yönetiminin sert tutumunun sonucu olarak, Medine’nin sosyal yapısında büyük değişikliklere yol açmıştır. Yezîd’in hükümetinin en çirkin ve acımasız olaylarından biri olarak kabul edilen Harre Vak’ası, İslâm tarihinde önemli bir yer edinmiş ve hilâfetin veraset sistemine dair tartışmaların şiddetlenmesine sebep olmuştur. Bu savaşın sonuçları, özellikle Emevî yönetiminin kalıcı olarak Hicaz’daki gücünü pekiştirmesi açısından bir dönüm noktası olmuştur. Medineliler’in direnişi, Emevîler’in sert tutumu ve savaşın sonuçları, hem İslâm tarihinde önemli bir yer edinmiş, hem de hilâfetin nasıl bir veraset sistemine dayandırılacağı konusundaki tartışmaları ateşlemiştir.
Not: bu makale hazırlanırken;https://islamansiklopedisi.org.tr/harre-savasi faydalanılmıştır.
ata duran
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.