38,5038$% 0.04
43,9810€% 0.19
51,5903£% -0.23
4.093,13%-0,29
3.306,34%-0,32
%
Ben diyorum ki benim gibi düşünen,benim meşrebimden olan benim her dedigimi kabul eden biat eden kimse ne yaparsa yapsın şüphesiz masumdur.Denize düşşe bile ıslanmaz, hiçbir kötülük ona bulaşmaz.Çünkü o masumdur,masumiyet karinesi vardır.Fakat benim gibi düşünmeyen,benim meşrebimden olmayan bana biat etmeyen kim olursa olsun şüphelidir, potansiyel suçludur.Benim dediğimi demeyen benim gibi düşünmeyen kimse hakkında delil şahit olmasa bile mahkumiyet karinesi vardır. O zaten suçludur.Suçluluğu kabul etmiyorsa suçsuz olduğunu ispat etmelidir Ben böyle düşünüyorum.
Bu düşüncemin ne kadar doğru olduğu test edelim.Terk ve şaşmaz ölçü olan Allah’ın
kitabına gidelim.Asrı Saadette şöyle bir hadise cereyan ediyor,Beni Zafer kabilesinden Tume Katade’nin zırhını çalmış bir un dağarcığının Zeyd ismindeki Yahudi’nin evine koyuyor Katade Tume’den şüpheleniyor.Ancak delik olan un dağarcığından dökülen un izi Katade’nin evinden Zeydin evine uzandığı,zırh Zeydin evinde bulunduğu için,Zeyd Tumenin koyduğunu söylese de itibar edilmiyordu. Tume ben yapmadım diye yemin ediyor.Beni Zafer bunu kabile haysiyeti şeklinde ele alarak Tume ye sahip çıkıyor hırsızın Zeyd olduğunu söylüyorlardı. Konu Peygamber Efendimize götürüldü.Efendimiz Tume’nin yeminine Beni Zafer gibi Müslüman bir kabilenin tezkiyesine zahiri delilere bakarak Tume’nin suçsuz olduğuna temayül eder gibi oldu.Fakat tam hüküm verileceği sırada Nisa Suresinin 105-115 ayetleri nazil oldu.”İnsanlar arasında Allahın sana bildirdiği şekilde hükmetmen için biz sana kitabı gerçeğin hakkın ta kendisi olarak indirdik.Artık hainlerin savucusu olma”Nisa :105).Kim bir hata (küçük veya büyük günah) işler sonra onu masum olan birinin üstüne atarsa bir iftira ve pek kesin bir vebal yüklenmiş olur,”Nisa 112).Eğer senin üzerinde Allahın lutfu ve rahmeti
lutfu olmasaydı onlardan bir zümre seni bile hükümde şaşırtmaya yeltenmişlerdi”Nisa 113).”Kur’anı Kerim ve Açıklamalı Meali sayfa:95,Suat YILDIRIM).
Cenabı Hak adili mutlaktır.Hiçbir kulundan vazgeçmez.Hiç bir haksızlığa zulme rızası yoktur.
Nüzul sebebini zikrettiğimiz ayetlerden anlaşılacağı gibi haksız yere suçlanan bir Yahudiyi temize çıkarmak ayet için ayet indirir.
Halbuki ben peşinen müslümanın haklı Yahudinin haksız olduğunu düşünürdüm.Ancak bütün dünyada Suç takibinde usul delillerden suçluya ulaşmaktır.Bu usul zaman alan zahmetli bir iştir.Ancak adaletin gereği budur.Adalet önünde akraba,yabancı,zengin, fakir ,beyaz ,siyah, mü’min ,kafir inançlı, inansız hepsi eşittir.Eşit olmalıdır.Hz.Ali Radıyallahü ahh halifedir. Kaybolan zırhını bir Yahudinin elinde görür.Kadıya müracat eder.Zırhın kendisine ait olduğu söyler.Kadı, iddiasını ispat etmesi için şahit göstermesini ister.
Hz. Hasan ve Hüseyini şahit gösterir.Kadı, çocukların babaları hakkındaki şehadetlerinin
geçerli olmadığını söyler, zırh Yahudinin elinde kalır.Bu adalet karşısında Yahudi zırh’ın Hz.Aliye ait olduğunu itiraf eder ve Müslüman olur.Hz. Ali de zırhı kendisine hediye eder.
Bunları bilmekle beraber,ben daha kestirme bir yol takip ediyorum makul şüpheliyi ,şüphesiz masumu güzünden tanıyorum.Delille şahitle uğraşıp vakit kaybetmiyorum.Önce suçluyu buluyorum,sonra suç icad ediyorum.Delil şahit olsa da olmasa da.Böylece suçlu cezasını alıyor,adalet yerini buluyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.