39,3610$% 0.48
45,7207€% 1.43
53,6923£% 1.16
4.281,14%1,37
3.382,56%0,87
9.520,22%-1,71
Kurban, sözlükte “yaklaşmak”, “yakın olmak” anlamına gelir. Dinî bir kavram olarak ise kurban, Allah’a (c.c.) yakınlık sağlamak maksadıyla belirli şartları taşıyan hayvanın usulüne uygun şekilde kesilmesi ve bu maksatla kesilen hayvanı ifade eder. Bu ibadet; kulluğun, teslimiyetin ve infakın bir tezahürü olarak İslâm dininde derin bir anlama sahiptir. Kurban, sadece bir et kesimi değil; aynı zamanda Müslümanın Allah’a yaklaşma arzusunun bir göstergesi, muhtaçlara yardımın da bir vesilesidir.
Kurban ibadeti genel anlamda iki temel kategoriye ayrılır:
Her iki türde de asıl amaç, Allah’ın rızasını kazanmaktır. Kurban kesen mümin, malının bir kısmını Allah yolunda harcayarak O’na yaklaşmayı ve O’nun hoşnutluğunu elde etmeyi hedefler.
Kurban ibadeti, Kur’ân-ı Kerîm’de çeşitli ayetlerle sabit kılınmıştır. Kurbanın hükmü şu ayetlerde açıkça belirtilmiştir:
فَكُلُوا۟ مِنْهَا وَأَطْعِمُوا ٱلْبَآئِسَ ٱلْفَقِيرَ
“Onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.”
(el-Hac, 22/28)
وَلِكُلِّ أُمَّةٍۢ جَعَلْنَا مَنسَكًۭا لِّيَذْكُرُوا۟ ٱسْمَ ٱللَّهِ عَلَىٰ مَا رَزَقَهُم مِّنۢ بَهِيمَةِ ٱلْأَنْعَـٰمِ
“Her ümmet için kurban kesmeyi meşru kıldık ki Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine Allah’ın adını ansınlar.”
(el-Hac, 22/34)
لَن يَنَالَ ٱللَّهَ لُحُومُهَا وَلَا دِمَآؤُهَا وَلَـٰكِن يَنَالُهُ ٱلتَّقْوَىٰ مِنكُمْ ۚ
“Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. Fakat O’na ulaşan, sizin takvânızdır.”
(el-Hac, 22/37)
Bu ayetler, kurban ibadetinin temelinin sadece şekilsel bir ritüel olmadığını; niyet, takvâ ve ihlâsın Allah katında asıl değer taşıdığını vurgulamaktadır.
Kurban ibadetinin fazileti ve önemi birçok sahih hadiste yer almıştır. Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
مَا عَمِلَ آدَمِيٌّ مِنْ عَمَلٍ يَوْمَ النَّحْرِ أَحَبَّ إِلَى اللَّهِ مِنْ إِهْرَاقِ الدَّمِ
“Kurban Bayramı gününde Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir amel yoktur.”
(Tirmizî, Edâhî, 1; H.no: 1493)
إِنَّهَا تَأْتِي يَوْمَ الْقِيَامَةِ بِقُرُونِهَا وَأَشْعَارِهَا وَأَظْلَافِهَا، وَإِنَّ الدَّمَ لَيَقَعُ مِنَ اللَّهِ بِمَكَانٍ قَبْلَ أَنْ يَقَعَ مِنَ الْأَرْضِ
“(Kurban) hayvanı kıyamet gününde boynuzları, kılları ve tırnaklarıyla gelecektir. Kanı yere düşmeden önce Allah katında kabul olunur.”
(Tirmizî, Edâhî, 1; H.no: 1492)
Hz. Peygamber (s.a.s.) hayatı boyunca kurban kesmiş, ümmetine bu ibadeti öğretmiş ve teşvik etmiştir:
كَانَ رَسُولُ اللَّهِ يُضَحِّي كُلَّ سَنَةٍ بِكَبْشَيْنِ
“Resûlullah her yıl iki koç kurban ederdi.”
(Buhârî, Hac, 117; Müslim, Edâhî, 17)
Kurban ibadetinin fıkhî hükmü mezhepler arasında şu şekildedir:
Hanefîlerin vacip olarak kabul etmesinin temel dayanağı, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) süreklilik arz eden uygulamalarıdır (devamlılığı olan sünnet).
Kurban ibadeti, malî bir ibadet olup aşağıdaki şartları taşıyan Müslümanlara vacip ya da sünnet olarak yüklenmiştir:
Kurban ibadeti için zenginlik ölçüsü, kişinin temel ihtiyaçları ve borçlarından ayrı olarak 80,18 gr. altın veya bu değerde mala/para sahip olmasıdır. Bu ölçü üzerinden bir yıl geçme şartı aranmaz.
Eskiden zekât ve kurban gibi ibadetlerde ölçü olarak gümüş esas alınırken, günümüzde gümüşün değer kaybı sebebiyle altının esas alınması daha isabetli bulunmuştur. Çünkü gümüş esas alındığında, aslında fakir sayılabilecek kimseler zengin statüsüne geçmekte, bu da ibadetlerin gayesine ters düşmektedir.
Kurban ibadeti, sadece bireysel bir kulluk değil; aynı zamanda toplumsal dayanışma, yardımlaşma ve infak bilincini besleyen bir ibadettir. Kurban kesen kişi, hem Allah’a teslimiyetini gösterir hem de kurban etini paylaşarak ihtiyaç sahiplerini sevindirir. Kurbanın ruhunda şu iki temel unsur vardır:
Bu yönüyle kurban, Hz. İbrahim’in (a.s.) teslimiyetini ve Hz. İsmail’in (a.s.) sadakatini yaşatan bir semboldür.
Kurban, hem bireyin Allah’a olan teslimiyetini ifade ettiği hem de toplumun ihtiyaç sahibi fertlerine ulaşma bilincini taşıdığı için çok yönlü bir ibadettir. Kurban kesmekle kişi Allah’a yaklaşır, malını paylaşır, takvâsını artırır. Asırlardır devam eden bu ibadet, İslâm toplumlarının ruhunu diri tutmuş, birliğini ve kardeşliğini pekiştirmiştir.
Kaynak:
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.