39,5376$% 0.15
45,4600€% 0.05
53,1346£% 0.11
4.290,70%-0,23
3.378,93%-0,27
9.339,59%-0,11
**Mehmet Aki**f rahmetli demiş;
Lafzı muhkem yalnız anlaşılan Kur’an’ın,
Çünkü kaydında değil hiçbirimiz mananın,
Ya açar bakarız Nazm-ı Celil’in yaprağına,
Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına…
Şimdi ise **Kur’an** ses güzelliğinin sergilendiği bir malzeme olma yolunda. Kur’an ziyafetleri veya Kur’an’ı güzel okuma yarışmaları hepimizin malumu. İçine riya ve gösteriş karışmıyorsa okuyanını Kur’an’ın ayetlerinin ve manasının önüne geçirmiyorsa ne ala, ne güzel hizmetlerdir. Lakin ahir zaman ümmetinin kaybetme sebeplerinden biri de Kur’an’ı çıkar ve gösteriş malzemesi yapması ve ona gereğince uymamasıdır. Nice hafız, nice karî, nice Kur’an okuyucusu ve öğrencisi bu tehlikenin içindedir. **Efendimiz**’den (aleyhissalatu vesselam) bu konuda uyarıcı bir çok hadis vurud olmuştur.
Arap olan ve olmayanların beraber Kur’an okuduğu bir mecliste bulunan Sehl b. Saidî der ki; Biz Kur’an okurken **Allah**’ın Elçisi yanımıza ve geldi ve şöyle buyurdu;“**Elhamdülillah**. Allah’ın kitabı tektir. İçinizde iyiler de var, kırmızı, siyah da var. Kur’an okuyun, Onu ok kadar düzgün okuyan ama boğazından aşağıya geçiremeyen, ahiretteki nimetleri değil buradaki hazır olanları amaçlayan bir topluluk gelmeden okuyun.” (1)
Bu topluluktan kasıt kimdir bilinmez lakin mevki ve makam kapma derdiyle ya da insanlar nazarında yücelme maksadıyla ** Kur’an-ı Kerim**’i kıraat edenler bizim içimizde de mevcut değil mi? Ya okuduklarımız boğazımızdan aşağı inmeyip kalbimize tesir etmiyorsa… Ya bizler de bu hadiste kınanan güruha dahilsek? Kendimizi muhasebe etmeli değil miyiz?
Abdullah b. Mes’ud der ki; Kur’an hafızı, geceleri insanlar uyurken ibadet etmesiyle, gündüzleri herkes yerken oruç tutmasıyla bilinmelidir. Millet karıştırırken helale harama dikkat etmesiyle, herkes böbürlenirken alçak gönüllülüğüyle, insanlar sevinirlerken üzülmesiyle, gülerlerken ağlamasıyla, dedikoduya dalarken susmasıyla tanınmalıdır (2).
Kur’an ağır bir sorumluluktur her kula onu taşımak nasip olmaz, her hafız veya Kur’an okuyucusu Allah Teala katında değerli olmayabilir. İnsanlardan menfaat karşılığında veya çıkar elde etme maksadıyla Kur’an’a vakit ayıranlar hadislerin ifadesiyle var olacaktır ve o kişiler zemmedilmiştir.
Abdussamed b. Yezid Fudayl bin Iyaz’dan şu cümleleri nakleder; Kur’an hafızının hiçbir yaratığa ihtiyacı olmamalı. Ne halifeye ne daha düşüğüne… Aksine yaratıklar kendisine ihtiyaç duymalıdır. Kur’an’ı ezber olan ve taşıyan kişi **İslam** sancağını taşıyan kişidir. Boş konuşanlarla boş konuşmak, dalga geçenlerle dalga geçmek, eğlenenlerle eğlenmek ona yakışmaz. Kur’an kendisiyle amel edilsin diye indi ama insanlar onu okumayı amel edindiler, Halbuki helalini helal, haramını haram bilmeleri, arada kalan şeylerden uzak durmaları için gelmişti (3).
Kur’an bizim dünyada sırtımızı dayadığımız menfaat dağı olmamalı, desinler diye tilavet edilmemeli, insanlardan bir şeyler elde etme maksadıyla okunmamalıdır. Zira **Resulullah** aleyhissalatu vesselam buyurmuştur ki; “Kur’an okuyun, Onun hakkını yemeyin (onunla amel edin), Ondan soğumayın, Onun sırtından geçinmeyin, Onunla bir yerlere varmaya çalışmayın.” (4) “Kur’an okuyan isteyeceğini **Allah**’tan istesin. İlerde Kur’an okuyup da insanlardan isteyen bir topluluk gelecek.” (5) buyurarak insanların Kurandan geçineceklerine dair vurgu yapmıştır. Bu geçinme belki alkış alma, belki nam yapma, belki makam elde etme belki para alma şeklinde olacaktır. Kur’an ziyafetlerine giden karilerimizin bazıları Kur’an’ı güzel okuduğu için mi para alıyor yoksa zamanının karşılığını mı alıyor dikkat edilmelidir.
**Hadis**lerde kınanan insanlardan olma ihtimaline karşılık Kur’an okuyucusu daima nefsini muhasebe etmelidir. İnsan hatalarıyla hep varolacaktır, ahir zamanda ne ile kayıp gideceğimiz belli değildir, zira “Sizin içinizden öyle zümreler türeyecek ki siz onların **namaz**ları yanında kendi namazlarınızı, onların oruçları yanında kendi oruçlarınızı, onların iyi işleri yanında kendi iyi işlerinizi küçük göreceksiniz. Onlar Kur’an da okuyacaklar, fakat Kur’an onların boğazlarından öteye geçemeyecek, okun avı delip çıktığı gibi dinden çıkacaklar…” (6) hadisinde işaret edilen kişiler namazlarını kılan, oruçlarını tutan, iyi işler yapan kişiler olmasına mukabil Kur’an’ı gereği gibi yaşamayan, hayatlarına uygulayamayan, amellerine riya karışmış, işleri de kendilerine süslü gösterilmiş, kendilerini kaf dağında gören zümreler olacaktır. Demekki Kur’an’ın etkileyici ve güzel okunmasının sevap olması şöyle dursun **cehennem**e vesile bile olabilir.
Kur’an nasıl okunmalıdır ve yaşanmalıdır sorusunun cevabını bize en güzel veren ashabdır. **Ashab**, Kur’an ile öyle hemhal olmuştu ki her anları O’nunla süslenmiş ve tüm davranışlarına onu öyle güzel yansıtmışlardı ki onları gören kanlı canlı Kur’an derdi.** İbn Ömer** derki; “Biz bu **ümmet**in ilkleriydik. **Resulullah**’ın ashabının önde gelenleri arasında Kur’an’dan bir sure ya da o kadar bir şey bilenler vardı. Kur’an onlara göre ağır bir sorumluluktu. Ama onlar Kur’an’a göre yaşama özelliği kazanmışlardı. Bu ümmetin sonrakilerine ise Kur’an kolay gelecek. Arap olmayanlar bile okuyabilecek. Ama Kur’an’a göre yaşamayacaklar.”(7).
**Efendimiz **aleyhissalat-u vesselam’ın “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, Kur’ân bir vadide, onlar başka bir vadide olacaklar.” buyurduğu günleri yaşıyoruz. Zira **Müslüman** olmanın gereği Kur’an ile gereğince amel etmek, emirlerine bihakkın uymaktır. Lakin bizler banka kredilerimizden tutun tesettürümüze, insani ilişkilerimize, **helal haram** hassasiyetimize,ahlak anlayışımızdan devlet yönetimimize, ilim elde etme çabalarımızdan, ibadet hayatımıza varıncaya kadar Kur’an’dan ne kadar uzaklaştığımızı anlamak için Resulullah aleyhisselat-u vesselamin ve ashabının hayatına bakmamız yeterli olacaktır. Kur’an var ama yaşanmıyor, **İslam **var ama **Müslüman**lık asgari düzeyde. Kur’an bir hayat kitabı olmasına rağmen bir raf kitabı bir çıkar kitabı ve tarih içine hapsedilmiş haşa bir kıssalar kitabı anlayışına hasredildiği müddetçe ümmet kurtuluşa eremeyecek, ittihad-ı İslam olmayacak, İslam topraklarının her yerinde kan ve gözyaşı akmaya devam edecek ve işte ümmet olarak böyle böyle kıyameti çağıracağız.
Mevlamız bizi Kur’an ehli arasına katsın ve onu bihakkın yaşayanlardan eylesin.
——————————————————————
1 Ebu Davud , Salat, 134-135, imam Hambel, Müsned,XXXVII, 509-510
2 Acurrî, Kur’an Öğrencisine Öğütler,s.66
3 Acurri, Kur’an Öğrencisine Öğütler, s. 68
4 İmam Hambel, Müsned, XXIV, 288-290
5 Tirmizi, Fedailü’l Kur’an 20
6 İmam Hambel, Müsned, XVIII, 125-126
7 Acurri, Kur’an Öğrencisine Öğütler, s. 65
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.