Bedir Haber

Kur’an Perspektifinde Firavun Ve Firavuniyet Tipolojisi

Kur’an Perspektifinde Firavun Ve Firavuniyet Tipolojisi
Arif Zühtü SOFUOĞLU( arifzuhtu.sofuoglu@bedirhaber.com )
188 views
16 Aralık 2015 - 13:56

İnsanın kabiliyetleri sınırlandırılmamıştır. Meleklerle kol kola yürüyebileceği gibi şeytanları bile geride bırakabilecek kıvamdadır. Kur’an insanlığın bu farklı yönlerini tarihi şahsiyetler ekseninde nazarlarımıza arz etmektedir. Farklı kişilik motiflerini kıssalar vasıtasıyla izah etmeye çalışır. Hakk-Batıl mücadelesinin karakteristiğini çizerek bizleri Hakk safında cihada davet eder.Kur’an tarihi bir şahsın psikolojisini resmederken o şahsı doğuran toplumun tipolojisini de nazarlara arz eder.O’nun çizmiş olduğu bu resim hayali değil adeta önünüzde canlı duruyor gibidir. Adeta bizi alıp tipolojisini çizdiği toplumun içerisine atar. Elinizi uzatsanız onlara değecekmiş gibi olursunuz.

Kur’an-ı Hakim Firavun’un şahsında bir insan tipolojisi çizer.İnsanın nefsi ve bedeninin kölesi olmasının doğuracağı sonucu Firavun’un şahsında nazarlarımıza arz eder.Böyle şirazeden çıkmış bir kişiliğin neler yapabileceğini tarih sahnesinde izlememizi sağlar.Ve akıbetini bizlere göstererek ibret almamızı öğütler.Kur’an’da zikredilen negatif kişiliklerin her biri bir bakıma insanın mayasında mündemiç olan negatif yönlerini gösterir. Pozitif kişilikler (hassaten nebiler) de anlatılarak örnek alınmaları gerektiği ifade buyurulur.

Kur’an-ı Kerim Firavun’un ismini (Amnofis) açıklamayarak setreder ve bize bir ahlak dersi verir.Tarihe gömülmüş ölülerinizi hayırla anın! emrinin tatbikini bizzat gösterir. Negatif kişiliklerin ismi üzerinde değil vasıfları üzerinde durur. Bu tarz kişiliklerin tarihin her devrinde yaşayabileceğini bize öğütlemiş olur.Bu kişilik tipolojisinin resmini çizerek ve akıbetini göstererek nasihat almamızı ve ateşten korunmamızı salıklar.Tabir-i caizse bu tarz kişilikleri sevmediğini ve cezalandıracağını ifade eder.

Yaşadığımız çağ ilim çağıdır. Her şey ilim ekseninde tezahür ediyor. İlmin iki boyutu vardır. Birinci boyutunu felsefe; ikinci boyutunu ise, ilahi kaynaklı ilimler (din) tutmaktadır. Felsefenin halis öğrencisi bir çeşit Firavun’dur. Beşeri menfaatleri uğruna ve dünyevi menfaatleri için elde edilen ilim (felsefe) sahibinin nefsini Firavunlaştırır. Menfaati için en adi şeylere bile ibadet eder.O’nun rabbi menfaatleridir. İlmi arttıkça onu dinden uzaklaştırır ve inatçı kılar. Bir lezzet için sonsuz zilleti kabul eden bir miskindir. Şeytan gibi sahısların, adi bir menfaat için ayağını öper.Zamanla cebbar bir mağrur oluverir.Ve hatta Tanrı olduğunu ilan eder.Menfaatlerine tapan, yalnızca kendini düşünen kendi için yaşayan biridir. Bütün gayretini ve himmetini nefsinin arzularını tatmine hasreder. Hayatı gezip tozmak, bohemce yaşamak ve gayr-ı meşru ilişkilerde bulunmak üçgeninde geçirir. Onun için arkadaşlık, dostluk, milliyetçilik gibi mefhumlar ancak egosuna hizmet etmek için vardır.Devamlı alkışlanmak ister, sürekli kendisine bakılmasını arzulayan bir gösteriş delisidir.

Firavun kıssasında felsefe tilmizinin serancamesi resmedilir. Bu perspektiften bakılırsa şu sonuçlar elde edilebilir: Felsefenin sosyal hayattaki dayanak noktası “kuvvet”tir. Hedefi “menfaat”tir.Hayat düsturu ise kavgadır.Böyle bir toplumu birbirine bağlayan ip menfi milliyetçiliktir. Meyvesi ise nefsi hevesleri tatmin ve beşeri ihtiyaçları artırmaktır. Tüketim toplumu oluşturmaktır.

Halbuki; kuvvet tecavüzü doğurur. Menfaat her ihtiyacı karşılayamayacağından toplumsal dayanışmayı bozar ve fertleri birbirleriyle boğuşturur. Bu boğuşma çarpışmayı şiddetlendirir.Menfi milliyetçilik ,kendi milliyetinden olmayanı yok etmeye çalışır.Böyle bir toplumda hak güçtedir.Güçlü istediğini alır zayıf altta kalarak mahvolur.Güç kimi zaman makamda kimi zaman da kapitaldedir.Gücü elde edenler topluma zulmeder ve o toplumun köleleri olmalarını isterler.Günümüzde asgari ücretle çalışan emek mahkumları bunun bir yansımasıdır.Firavun döneminde çalışan işçi kölelerden bir farkları yoktur.Tarih ayniyle değil ama misliyle tekerrür ediyor. Firavun kendisini alt edecek Musa’nın gümbür gümbür gelişini engelleyebilmek için İsrailoğulları’nın erkek çocuklarını öldürtüyor kız çocuklarını ise köleleştiriyordu. Aklınca tedbir alıyordu. O inananlara tuzak kuruyor ama bilmiyordu ki, Allah’ta O’na tuzak kuracaktı ve sonuçta Allah’ın dediği olacaktı.

Firavun’un şahsı değil kişilik motifi önemlidir. Kur’an-ı Hakim bize Firavun’un yalnız hareket etmediğini bildiriyor. Firavun zihniyetine sahip oligarşik bir yapıdan bahsediyor. Yani Firavun bir zihniyet yapısıdır. Bundan dolayı Firavun değil Firavuniyet demek daha doğru olacaktır. Tarihte ki bütün büyük zorbalar zulümlerini tek başlarına yapmamışlardır. Etraflarında onları destekleyen bir oligarşi her zaman var olmuştur. Bu oligarşik yapının icraatlarını alkışlayanlarda etraflarından eksik olmamıştır.
Kur’an Firavun’un icraatlarını ve nihayetinde akıbetini safha safha nazarlarımıza arz eder.O toplumun sosyolojik haritasını çizerek Firavun’u doğuran şartları bir bir serdeder.Bu kokuşmuş toplumun ıslahının nasıl olacağını Hz.Musa (a.s)’nın icraatlarını anlatarak bize öğretir.Böyle bir toplumun ıslahını ancak Kur’an talebelerinin gerçekleştirebileceğini Hz.Musa (a.s)’ın şahsında resmeder.

Kur’an talebesi, felsefe öğrencisinin menfaatlerini ilah edinmesinin aksine yalnız Allah’a kul olur.Hiç bir mahlukata ibadete tenezzül etmez.Cennet gibi bir mükafatı bile ibadetine gaye yapmaz.Kur’an talebesi mütevazi olur.Halim selimdir.Konuşunca kavl-i leyyin (yumuşak söz) ile konuşur. Fakr ve zaafını bilir ve fatır-ı hakim’ine dayanarak en büyük güce ulaşır.Yalnız ilahi rıza için amel eder ve çalışır.

Kur’an’ın dayanak noktası kuvvete bedel hakk’ı kabul eder.Gayesi menfaate bedel fazilet ve O’nun rızasını tahsildir. Çatışmaya bedel dayanışmayı esas tutar. Toplumu birleştiren çimentosu menfi milliyetçiliğe bedel din ve vatan sevgisidir.Gayesi, nefsin arzularını terk edip ruhu yüksek hasletlerle donatıp insan-ı kamil ufkuna yükseltmektir.Hakkın gereği ittifaktır.Fazilet tesanüdü ve dayanışmayı doğurur.Yardımlaşma birbirinin derdiyle dertlenmek ve yardımına koşmak demektir.Dinin gereği kardeşliktir ve dostluktur.Nefsin yularını bağlamak ve ruhu kemalat ufkuna kamçılamakla dünya-ukba saadetine eriştirmektir.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
หนัง JAV UNCENSOREDหนังAV JAV JAPANXXX หนังโป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนังหนังav ดูหนังโป๊ญี่ปุ่น หนังxญี่ปุ่นหนังAV JAV หนังโป๊ญี่ปุ่น หนัง JAV CENSOREDtürk ifşatürk pornoหนังavหนัง JAV CENSOREDหนัAV JAV JAPANXXX หนังป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนัง Rate R HD

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.

maltepe evden eve nakliyat

ensest porno