34,7999$% 0.27
36,8294€% -0.07
44,4413£% -0.01
2.942,59%0,29
2.631,51%0,02
10.081,00%1,46
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Türkiye genelinde yüzde 85’i kız olmak üzere 22 bini aşkın Kur’an kursu olduğunu, rakamın bu sene açılacak yeni kurslarla daha da artacağını söyledi. Prof. Dr. Yılmaz, “Kız kurslarında problem yok ama erkek öğrencilerimizin hafızlık yapmalarını noktasında çağrıda bulunuyoruz. Erkek kurslarımızın sayısı kızlara oranla çok düşük, yüzde 15’e yüzde 85 gibi garip bir rakam var karşımızda. Rakamı en azından biraz daha dengeli hale getirmek arzusundayız. Erkek hafız sayısının artmasını hedefliyoruz.” dedi. Yeni bir cami modeline de ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Yılmaz, mesai saatleri sonrası Kur’an-ı Kerim öğrenmek isteyenlere de mekan ve görevli tahsis ettiklerini açıkladı.
Bursa Ulu Camii’nde Cuma Namazı öncesinde Kur’an öğrenimiyle ilgili vaaz veren Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hasan Kamil Yılmaz, gazetecilere konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Kur’an kursları hizmetlerinin Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yaygın Din Hizmetleri Dairesi tarafından yürütüldüğünü dile getiren Yılmaz, Kur’an-ı Kerim öğrenmek isteyen herkese yardımcı olduklarını söyledi.
**’D GRUBU KURSLARIMIZA VATANDAŞLARIMIZI BEKLİYORUZ’**
Geçen yıl itibariyle A, B, C ve D grubu adı altında 22 bin civarında Kur’an kursunun hizmet verdiğini anlatan Yılmaz şunları kaydetti:”Pazartesi günü başlayacak yeni dönemle birlikte bu sayı daha da artacaktır. Kurslarımızın çoğunluğu kız talebelere hizmet veriyor. ‘D grubu’ dediğimiz Kur’an kursları talep üzerine açılıyor. 10 kişi bir araya gelip müftülüklere müracaat ettiğinde onlara mekan ve görevli tahsis ediyoruz. Bursa Müftülüğü internet üzerinden de talepleri alıyor. Dolayısıyla ‘Ben Kur’an öğrenmek istiyorum’ diyen insanların müftülüklere müracaat etmeleri halinde Allah’ın izniyle Kur’an öğrenememek gibi bir durum yok artık. Sadece Kur’anı okumayı öğretmek değil ondan sonra Kur’anı anlamak ve onu yaşamak ve yeni gönüllere ulaştırmayı amaçlıyoruz. İnsanlarımız artık akşamları mesai saatleri sonrasında da Kur’an öğrenebilir.”
**’KUR’AN OKUMA ORANI YÜZDE 40’I BULDU’**
Yaptıkları araştırmalarda Türkiye’de Kur’an-ı Kerim’i yüzünden okuyanların nüfusa oranının yüzde 40’ı bulduğuna dikkat çeken Hasan Kamil Yılmaz, “Bunu daha yukarıya taşımak okumakla birlikte hem yaşamak hem manasını bilmekle ilgili kaygılarımız var. Hafızlığın sayısını artırmak istiyoruz. Türkiye’de hafızlık müessesi de geçtiğimiz yıllarda yara aldı. Özellikle 8 yıllık eğitim sürecinde hafızlık yapan Kur’an kurslarımızda sıkıntılar oldu, şimdi yapılan düzenlemeler bunun önünü açmış durumda. Kız kurslarında problem yok ama erkek öğrencilerimizin hafızlık yapmalar noktasında topluma çağrıda bulunmak istiyoruz. Erkek kurslarımızın sayısı kızlara oranla çok düşük. Yüzde 15’e yüzde 85 gibi garip bir rakam var karşımızda. Rakamı en azından biraz daha dengeli hale getirmek arzusundayız. Okullarımızda seçmeli Kur’an-ı Kerim ve ‘Hz. Peygamberin Hayatı’ dersinin de konulması insanlara biraz atalet veriyor. ‘Nasılsa orada okuyacaklar’ diye bir düşünce oluyor. Çocuklarımızın özellikle daha iyi anlamak okumak için Kur’an kurslarında belli bir eğitim almalarını çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. ‘Çocukluğumda öğrenemedim, yaşım kamile erdi bundan sonra öğrenemem’ diyenler endişe etmesinler. Onlara hizmet etme imkanımız var.” diye konuştu.
**’KUR’AN-I EZBERLEYEN DEĞİL O’NU ÖZÜMSEYEN İNSANLAR İSTİYORUZ’**
Hafızlık müessesini önemsediklerini anlatan Yılmaz, şöyle devam etti: “Akademik kariyer yapmak isteyenler için hafızlık önemli. Hafız olursa çok daha anlamlı ve önemli oluyor. Hafızlığı özendiriyoruz daha önemlisi Kur’an okumayı, dini bilgi sahibi olmayı ve dini hayatı yaşayabilecek bir dert içinde olmalarını istiyoruz insanlarımızın. Çünkü Kur’an-ı Kerim’i öğrenen dini hayattan haberdar olan insanlar kolay kolay istismar edilmiyor. Dış ülkelerdeki bu tür olayların içine girmiş olanların daha çok dini malumattan haberdar olmayan kişilerdir. Kulakları dışarıdan dolma bilgilerle kirlenenler daha kolay istismar edilebiliyor. Kur’an-ı Kerim’i kaynağından okuyan, küçük yaşlardan itibaren dini bilgi alan insanların istikametleri daha düzgün, tavırları daha tutarlı oluyor. Çocuklarımızın Kur’an okumadan önce Kur’an şahsiyetine, Müslüman şahsiyetine bürünmesine, o vakarla Kur’an okumayı sürdürmesini ve hafız olmasını temenni ediyoruz. Kur’an-ı Kerim de ‘kitap yüklü merkepler’ tabiri kullanılıyor. Kendisine faydası olmayan, kitabı ezbere bilen insanlar istemiyoruz. Biz kitabı hazmetmiş, sindirmiş, özümsemiş olmalarını istiyoruz insanlarımızın.”
**’HAFIZLIK EĞİTİMİ ALAN ÇOCUKLARIN İMAM HATİP VE İLAHİYAT EĞİTİMLERİNDE BURS VERİYORUZ’**
Hasan Kamil Yılmaz, Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü arasında imzalanan protokol kapsamında iki yıldır Kur’an kurslarında hafızlık eğitimi alan çocuklara imam hatip lisesi ve sonrasında ilahiyat fakültesindeki eğitimleri boyunca Diyanet Vakfı tarafından burs verildiğini söyledi. Yılmaz, şunları dile getirdi:”Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı kurslarda hafızlık yapan öğrencilerin imam hatip okumaları halinde Diyanet Vakfı’ndan burs vererek çocukların ilahiyat okumalarını özendirmeye çalışıyoruz. Kur’an kurslarından mezun olanlar ilahiyat fakültesini bitirinceye kadar burs alacaklar. Hafız öğrencilerin okuduğu butik imam hatiplerin sayısı bu sene 6’ya yükseldi.”
**’YENİ BİR CAMİ MODELİNE İHTİYACIMIZ VAR’**
Çocukların camiye girişiyle ilgili tabuların yıkıldığını belirten Yılmaz, yeni bir cami modeline ihtiyaç duyulduğunu ve konuyla alakalı Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bir çalışma yürüttüğünü açıkladı. Yılmaz, “Kadınlarımız camiye gelmeye başladı, teravih ve cuma namazlarına gelmeye başladılar. Camilerimizde kadınların abdest alma imkanlarını genişletiyoruz. Aslında yeni bir cami modeline ihtiyaç var. Modern dünyada apartmanlaşan bir toplumda çocuğun, annenin, yaşlının hepsinin gelebileceği, farklı alanları bulunan son derece fonksiyonel camilere ihtiyacımız var. Camilerimizin daha fonksiyonel ve estetik hale getirmeyi amaçlıyoruz. 1950’li yıllardan sonra ülkemizde gecekondulaşma süreci başladı. Camiler de gecekondulaşma sürecine girmiş oldu. Eski camilerimiz estetikti. Hedefimiz; hem estetik hem fonksiyonel cami. Camiler sadece mabed değil, namaz kılının mekan değildir. Camiler; çeşitli görüşmelerin yapıldığı, gençlerin kadınların ayrı ayrı buluştukları mekanlar olmuş asrı saadette. Diyanet İşleri Başkanlığımızın bununla ilgili çalışmaları sürüyor, daha semavi sonuçlar elde edeceğimiz düşünüyorum.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.