38,5042$% 0.04
44,0268€% 0.27
51,6123£% -0.2
4.094,98%-0,24
3.307,95%-0,27
9.224,84%-0,88
**Kur’anı Kerim**, 23 yılda **Efendimiz** (a.s.m)’e **vahiy**le tedricen nazil olmuştur. **Kadir gecesi**nde, Nur dağında bulunan Hira mağarasında başlayan bu** ilahi **muhabere değişik şekillerde vuku bulmuştur. Bu nüzul keyfiyetini izah etmeden önce vahiy kelimesinin anlamı üzerinde duralım.
Vahiy, sözlükte “hızlı bir şekilde ve gizlice söylemek,işaret etmek, ilham etmek” anlamında, terim olarak “**Allah**’ın bir emri, bir hükmü veya bilgiyi peygamberine gizli olarak bildirmesi” demektir.
Vahiy kavramı **Kur’ân-ı Kerîm**’de yetmişi aşkın yerde fiil kalıplarıyla, altı yerde de “vahy” şeklinde geçer ve bu âyetlerin çoğunda **Allah**’a, bunun dışında şeytana ve yardımcılarına nisbet edilir. Vahy getirmekle müekkel meleğin adı **Cebrail **(a.s)’dır.
Vahyin nüzul keyfiyetleri özetle şu şekilde sıralanabilir:
1. Sâdık rüyada. **Allah**’ın doğrudan veya melek vasıtasıyla rüyada iken** peygamber**lerine bildirdiği vahiy.
2. **Allah**’ın perde arkasından peygamberlere hitap yoluyla indirdiği vahiy. Bu tür vahiyler kalp ile değil kulakla algılanır.** Hz.Musa** (a.s) ile Tur dağında konuşması gibi,
3. Allah’ın peygamberlerinin kalbine ilka buyurduğu vahiy.
4. **Cebrâil**’in aslî sûretinde Peygamber’e görünerek tebliğ ettiği vahiy. Hz. Muhammed (a.s.m)’e Hira dağında ve mi‘rac esnasında me’vâ cenneti yanındaki sidretü’lmüntehâda iken gelen vahiy bu türdendir.
5. Cebrâil’in kendisi görünmeden **Resûl-i Ekrem** (a.s.m)’e tebliğ ettiği vahiy. Bu tür vahiy **Resûlullah**’a çan sesine veya arı vızıltısına benzer sesler aracılığıyla gelmiştir. **Efendimiz** (a.s.m) en çok zorlandığı vahiy alma şeklinin, bu şekil olduğunu bildirmiştir.
6. **Cebrâil**’in insan şekline girerek tebliğ ettiği vahiy. Cebrâil genellikle ashabı kiramdan **Dihye tül-Kelbî** sûretinde **Hz. Peygamber **(a.s.m)’in yanına gelerek ona vahiy tebliğ etmiştir. Bu tür vahiylere açık (zâhir/celî) vahiy denir. O’nu o şekliyle sahabe-i kiram hazeratı da görmüştür.
7. **Efendimiz** (a.s.m)’e has,Mi’rac gecesinde, aracısız vahyi **Allah**’tan alması şeklinde.
**Kur’an**-ı Hakim’in kelamı mucize olduğu gibi Mushaflardaki yazılı şekli de mucizedir. Örneğin her sayfanın bir ayetin bitimiyle sonuçlanması, bazı tevafuklu **Kur’an**’lar da görüleceği üzere, **Allah, Rahman, Hü, Kur’an** v.b. kelimelerin alt alta sıralanması gibi göze hitap eden şekliyle dahi mucizedir. Yine işari tefsir denilen şekliyle, o ilimde mahir olanların ebced hesabıyla yaptıkları hesaplamalarla elde edilen tarih-mana arasındaki uyum dahi bir mucizedir.Arapça lisanını mükemmel bir şekilde kullanması, **ayet**lerin benzerinin söylenememesi ve farklı lisanlara tam bir tercümesinin dahi yapılamaması ayrı bir mucizedir. **Kur’an**’ın tamamının kolaylıkla hıfz edilebilmesi de mucizeliğinin diğer bir boyutunu teşkil eder.
Günümüzdeki yazılı **Kur’an**’lar Hafız Osman hattı esas alınarak oluşturulmuştur. Bu hat, Topkapı sarayında bulunan ilk yazma nüshalardan biri kabul edilen **Kur’an** ile uyuşmaktadır. Hafız Osman, Kur’an’ı yazarken;en uzun ayet olan Müdayene ayetini (**Bakara süresi** 282) bir sayfaya sığdırmak suretiyle bir sayfanın ölçüsünü oluşturmuştur. Satır ölçüsünü ise, en kısa süre olan **İhlas** ve **Kevser** sürelerini referans alarak oluşturmuştur.Konunun durumuna göre harflerin yoğunluğunu bu süreler vasıtasıyla ayarlamıştır. Bu şekilde her bir sayfa 15 satırdan oluşmuştur.
**Kur’an**’ın yazımında sayfa yoğunluğu ile anlatılan konunun manası arasında da bir irtibat söz konusudur. Yani **cehennem** ve azap **ayet**lerinden bahsedilen sayfalarda harf yoğunluğu daha fazladır. **Cennet** ve müjde ayetlerinin oluşturduğu sayfalarda ise harf yoğunluğu seyrektir. Ayrıca azap **ayet**lerinde telaffuzu zor harfler kullanılmış, müjde ayetlerinde ise telaffuzu kolay harfler tercih edilmiştir. **Kur’an** bu yönüyle dahi mucizedir.
Yukarıda vahyin nüzul şekilleri serdedilmişti. Bu nüzul keyfiyetleriyle mana arasında da irtibat söz konusudur. Mesela bazı inzal olan ayetlerle **Efendimiz** (a.s.m) ferahlamış, bazı **ayet**lerin nüzulünde ise çok zorlanmış alnında damla damla ter birikmiştir. Hatta devesinde seyr halindeyken vahiy geldiğinde devesi vahyin ağırlığına dayanamayıp çökmüştür. Bir mecliste vahiy hali tezahür edince dizini koyduğu sahabenin dizinin kırılacak gibi olduğu **hadis** kitaplarında anlatılmaktadır. Ve hatta “Beni **Hud süresi** ihtiyarlattı” buyuruyor. Bu sürenin genel olarak manasına bakacak olursak geçmiş peygamberlerin kavimlerinin başlarına gelenler tek tek serdedilerek hesap-kitabın çetin geçeceği izah ediliyor. Mesela ‘Emredildiğin gibi dosdoğru ol!’ (Hud 112) buyruluyor. **Allah**-u alem bu tarz çetin **ayet**ler, **Efendimiz**’e vahyin nüzul keyfiyetlerinden 5. sırada saydığımız çan sesi veya arı vızıltısı şeklinde nüzul etmiştir. Yani **Cenab-ı Hak**, O (a.s.m)’na vahyi bildirirken manasını da bir bakıma yaşatmaktadır. Yaşayarak öğrenmektedir. Bizler ise, **Kur’an**’ı manasını düşünerek, harflerin sayfa yoğunluğuna dikkat ederek ve tecvid kurallarına uyarak okursak, bir bakıma **Efendimiz** (a.s.m)’de olduğu gibi vahyi istidadımız ölçüsünde yaşayarak öğrenebiliriz.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.