38,4292$% 0.2
43,8350€% -0.02
51,3195£% -0.01
4.099,20%-0,71
3.318,98%-0,90
9.432,55%-0,61
“Korkuyorum” Diyerek Yazarlığı Bıraktı: Nuray Mert Kimdir?
Prof. Dr. Nuray Mert, Türkiye’nin son 30 yılına damga vuran en etkili entelektüellerinden biri olarak, siyasi analizleri ve düşünsel derinliğiyle tanındı. Ancak Mert, son yazısında “Korkuyorum, hem de çok korkuyorum; ülkem adına korkuyorum” diyerek yazarlık kariyerine veda ettiğini duyurdu.
1960 yılında Trabzon’da doğan Nuray Mert, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisans ve doktora çalışmalarını Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladı. Uzun yıllar boyunca Boğaziçi Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü’nde öğretim üyeliği yaptı.
Siyaset bilimi ve tarih alanlarında uzmanlaşan Mert, sadece akademik dünyada değil, medyada da etkin bir figür oldu. Radikal, Hürriyet, Cumhuriyet ve Karar gazetelerinde köşe yazıları yazdı; Medyascope gibi dijital platformlarda görüşlerini kamuoyuyla paylaştı.
Nuray Mert evli değil, çocuğu da yok. Hayatını akademiye, gazeteciliğe ve düşünsel üretime adayan Mert, yazılarında sıkça bahsettiği kedileriyle güçlü bir bağ kurmuştur. Cezaevi korkusunu bile “kedilerime kim bakar?” sorusuyla ifade etmesi, bu bağın ne kadar derin olduğunu gösteriyor.
Nuray Mert, özellikle 28 Şubat sürecinde başörtüsü yasağına karşı çıkmasıyla dikkat çekti. 2001’de Fazilet Partisi’nin kapatılmasına karşı “Utanıyorum” başlıklı yazısı büyük ses getirdi. 2010’da kaleme aldığı “Korkuyorum” yazısında ise Türkiye’deki demokratik gerilemelere dikkat çekti. Ve şimdi, 2025’te bir kez daha “Korkuyorum” diyerek yazarlığı bıraktı.
Mert, veda yazısında hem bireysel hem de toplumsal korkularına yer verdi:
“Kendi adıma da ülkem adına da artık korkuyorum. Cezaevine girersem kedilerime kim bakar diye korkuyorum. Yeğenimin küçük kızından ayrı kalırım diye korkuyorum. Sağlığım, yaşım itibarıyla tahammülüm bitmek üzere diye korkuyorum. Ülkem adına, bir karanlık tünelde nereye gittiğimiz meçhul hâle geldiği için korkuyorum.”
Mart ayında Mert hakkında “terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla dava açıldı. 2014’te Suriye’nin Kürt bölgesinde çekilmiş bir fotoğraf bu suçlamanın dayanağı oldu. Davayla birlikte yurt dışına çıkış yasağı da getirildi.
Nuray Mert’in yazarlığı bırakması, Türkiye’de ifade özgürlüğü ve akademik bağımsızlık konularında yeni bir kırılma noktası. Onun sessizliği, sadece bir bireyin değil, bir dönemin de suskunluğu olabilir.
“İnsan korkan bir varlıktır.”
Nuray Mert Siyasi Yazılarına Veda Etti: “Hem Kendim Hem Ülkem Adına Korkuyorum”
Gazeteci-yazar Nuray Mert hakkında geçtiğimiz ay, 2014 yılında bir grup kadın gazeteciyle birlikte Suriye’deki Kürt bölgesine yaptığı ziyaret nedeniyle “terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla dava açılmış ve yurtdışına çıkış yasağı getirilmişti.
Mert, Medyascope’ta yayımlanan “Veda Ediyorum” başlıklı yazısıyla siyasi yorum yazılarına son verdiğini duyurdu. Yazısında hem kişisel endişelerine hem de Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi iklime dair kaygılarına yer verdi.
“Hem kendi adıma hem ülkem adına korkuyorum”
Mert, 2001 yılında Fazilet Partisi’nin kapatılması üzerine Radikal gazetesinde yayımladığı “Utanıyorum” başlıklı yazısına atıf yaparak şunları söyledi:
“Bu ülkede ‘ana muhalefet partisi’ kapatılırken, başörtülü kadınlar ‘suçlu’ muamelesi görürken özgürce dolaşmaktan utanıyorum” demiştim.
O kapatılan partinin devamı olanlar 23 yıldır iktidarda. 2010’da bu kez ‘Korkuyorum’ başlıklı bir yazı yazmıştım. Şimdi de korkuyorum, hem de daha derin bir korkuyla… Hem kendi adıma, hem ülkem adına…
“Yalnızlık tehlikeli hale geldi”
Yıllar içinde yaşadığı dışlanmışlıkları dile getiren Mert, farklı kesimlerin düşüncelerine ters düştüğü için hem akademiden hem de medyadan yalnız bırakıldığını şu sözlerle anlattı:
“Partim, cemaatim, sosyal medya kitlem yok. Laik kesimin hoşlanmadığı özgürlükleri savunduğum için akademiden dışlandım. Sonra iktidar baskısıyla ana akım medyadan uzaklaştırıldım, beş yazar dışında kimse ses çıkarmadı.
Cumhuriyet gazetesinden atıldığımda ise Darwin teorisine inanmadığım için bunu hak ettiğimi yüzüme söyleyenler oldu. Hep bu yalnızlığı, ezber dışı kalmanın bedeli olarak gördüm. Ama artık bu yalnızlık tehlikeli hâle geldi. Boşunalık duygusu ağır basıyor.”
“O küçük kız için korkuyorum”
Yurt dışında yaşama fikrine hiçbir zaman sıcak bakmadığını belirten Mert, bugün ise hem kendisi hem de yakınları adına ciddi korkular yaşadığını ifade etti:
“Cezaevine girersem kedilerime kim bakar diye korkuyorum. ‘Torun’ dediğim küçük kızdan ayrı kalırım diye korkuyorum. Sağlık sorunlarım, yaşım, artık tahammül gücümün tükendiğini hissettiriyor.
Ülkem adına ise, karanlık bir tünelde nereye gittiğimizin belirsiz olması korkutuyor. O küçük kız için korkuyorum.”
“Korku insanîdir, ama artık yoruldum”
Mert, yazısını şu sözlerle sonlandırdı:
“Gocunacak bir şey yok, insan korkan bir varlıktır. Bu nedenle ve hakkımda açılan son davanın sonucu ne olursa olsun, yıllardır vatandaşlık görevi bildiğim siyasi yorum yazılarına ve görüş beyan etmeye son verme kararı aldım.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.