Bedir Haber

Ketaki Çiçeği; Safiye Erol

Ketaki Çiçeği; Safiye Erol
Güzide Yazar( guzide.yazar@bedirhaber.com )
242 views
01 Mayıs 2016 - 0:48

Ruh iklimlerinin çetrefillerini, sessiz çığlıklarını tasavvuf deryasına dalarak dinginleştiren önemli bir bayan yazar Safiye Erol. Aynı tasavvufi boya ile boyandığını “Rahmetli Pîrdaşım Safiye Erol’a” epigraflı Sâmiha Ayverdi’nin yazısından anlıyoruz. Sâmiha Ayverdi, bir dostuna yazdığı mektupta onun vefatını haber verirken, herhangi bir sahne sanatkârının ardından kıyametler koparan yığınların; memleketin en değerli, en kıymetli, dürüst, hamiyetli, imanlı, münevver ve bilhassa son derece derin bilgili bir evladını kaybettiklerinde maalesef duymadıklarını, umursamadıklarını yazarak hayıflanır. Zikredilen iki isim, Osmanlı’nın son, Cumhuriyet’in ilk yıllarına rastlayan dönemde Batılılaşma çılgınlığından maneviyat büyüklerinin eteklerine sarılmakla ve mukaddes değerlerinin farkında aileler içerisinde bulunmakla bir nevi muhafaza olan ve edindikleri, sahip oldukları yetenekleri, birikimleri gelecek nesillere aktarabilme kabiliyetine sahip iki önemli bayan yazar.

Safiye Erol, yaşadığı dönemde okunan ve takip edilen bir isim olmakla birlikte nedendir bilinmez, 2000’li yıllarda Kubbealtı Yayınları tarafından eserleri tekrar basılana dek keşfedilmeyi bekleyen bir cevher gibi kalıvermiş. Enteresan hatıralarla eserini ilk ne zaman okuduğunu anlatan edebiyatın önemli isimleri, genel bir kanaatle edebiyatımızın en güzel aşk romanı olarak onun Ciğerdelen adlı eserinde müttefiktirler. Safiye Erol da en sevdiği eserinin hangisi olduğunun sorulduğu bir mülakatında “Ciğerdelen” cevabını verir. “Neden?” diye sorulduğunda ise “Deldi de ondan…” der ve iki bölümünde bayıldığını söyler ve ilgili muhabirin ısrarıyla hangi bölümler olduğunu da belirtir. Yazar, bu romanında iç içe geçen iki ayrı romanındaki Canzi(Cangüzel) ve Zühre karakterlerinde belki de annesi Keşanlı İkbal Hanım ve kendi geçmişine gider. Mukaddes bildiği hakikatleri dolaylı olarak da olsa bu kahramanlar etrafında örgüler. Diğer romanları olan Kadıköyü’nün Romanı, Ülker Fırtınası, Dineyri Papazı’nda ve ölümünden çok yıllar sonra derlenip tamamlanan Leylak Mevsimi hikâyelerinde de ağırlıklı olarak aşkı konu edinir. Eserlerinin satır aralarında çok iyi bildiği Batı ve sonradan çok daha iyi tanıdığı Doğu kültüründen yansımalar bulursunuz. Romanlarının en ağır karakterlerine söylettiği cümlelerle ancak yakinen tanıyanların bilebileceği ayrıntılarla Hıristiyanlık ve İslamiyet’in karşılaştırmalarına şahit olur ve mutlaka İslam’ın imani boyutunun hep çok daha galebe çaldığını okursunuz.
ÇOCUKLUĞU VE GENÇLİĞİNE DAİR
Safiye Erol’un eserleri kadar hayatı da okunmaya değerdir. On beş yaş gibi çocuk denecek bir yaşta Almanya’ya eğitim almak için gider. Yanında kaldığı pansiyona öğlen yemekleri için sık sık uğrayan bir papaz, küçük Safiye ile bir hayli ilgilenmektedir. Dinleriyle alakalı çokça tartışmaya girmektedirler. Bir gün pansiyon sahibinin papaza “Safiye’yi Hıristiyan edeceksin herhalde papaz efendi.” demesi üzerine küçük Safiye atılır: “Hayır efendim, ben papaz efendiyi Müslüman edeceğim.” der. O günden sonra papazın yolu pansiyona uğramaz. Kendi dini, maneviyatı ve kültürü adına hiç de boş olmayan Safiye, Batıda gördüklerini bazen eleştirmiş bazense beğendiklerini kendi değerleriyle sentezlemeyi bilmiş bir isimdir. İlerleyen yaşlarda evlilik maksadıyla tanıştığı Hintli mücahit bir gençle evlilik arifesindeyken gencin kendi ülkesine hizmet etmesi gerektiğini söyleyerek Safiye’yi götürmek istemesi, Safiye’de Türkiye’ye hizmet etme duygusunu perçinler. Duyduğu yoğun hüzne rağmen ülkesini tercih eder.
Yaşadıklarını kazanıma çevirmeyi bilen Safiye Erol Almanya’da Felsefe eğitimini tamamlayıp ülkesine döner. Dönüm noktalarından biri de “hocam” dediği Kenan Rıfai’ye intisabı olur. Hint yazar Rabindranath Tagore, Safiye Erol’un hayatında en etkili kabul ettiği ilk göz ağrım diye nitelendirdiği bir yazardır. Romancılığında ise “Alman romancı Yakob Wasserman’ın üslubunun tesiri altında kaldım.” diyor.
KETAKİ ÇİÇEĞİ
Safiye Erol, Dineyri Papazı eserinde anlattığı Ketaki çiçeği adeta kendini anlatır gibidir. Esrarlı bir hikâyede aşk tanrısı Brahma’yla yolculuğa çıkan ve Brahma’nın geçemediği ateşli deryalardan geçebilen Ketaki çiçeğinin, dönüşte Brahma’ya nasıl geçtiğine dair verdiği cevap: “Bilmez misin kılıç havayı kesmez ve ateş ateşi yakmaz. En yalçın kayaların teninde ipek gibi yosunlar biter.” olur. Nitekim bir mülakatında “İşte ben, tıpkı Ketaki çiçeği gibi yaşadığım o en büyük insanlık macerasını, Brahma’ya anlatırmış gibi insan kardeşlerime aktararak Ketaki çiçeğinin cüretini gösterdim. Bunu yapmaya mecburdum, çünkü ölüm diyarından diri olarak geçmiş, kolayca yaşanmayan bu harikalı denemeyi tek başıma ve en güç yollardan başarmıştım. Bunun sadece benim hafızamda olması haksızlıktı. Tabiatta bile tohumluk başkadır, yemlik başka. Tohumluk hepsinden evvel filiz verir, gürbüz gider. Onun içi içine sığmaz. O kendi bereketini birkaç sayılı meyvede ifade edemeyeceği için tohuma kaçar, bunu kalabalıklarla paylaşır. Ketaki çiçeğinin ve insanlara sanat yolu ile bir şeyler söylemek isteyenlerin macerası işte budur.”
Ketaki çiçeği Safiye Erol’a göre yine “Aşk, kesbi değil insanidir. Yani Yaradan’ın yaratılana yüce keremidir. Özenmekle olmaz. Dünyaları ver, canını ver, âşık olamazsın. Aşk dilediği gibi gelir dilediği gibi gider.”
Hakkaniyetli bir okuyucunun mutlak görebileceği bir gerçek de yazarın aşka dair satırlarının hakiki maşuka götüren yolları işaretlemesi olacaktır. Sözün özü makbuldür kaidesini her ne kadar bir hayli aşmış da olsak son sözleri Safiye Erol’un Çölde Biten Rahmet Ağacı eserinde, Efendimiz ’in (SAV) ayrılığı sebebiyle Mekke’nin can yakıcı feryadına Kâbe’nin boğuk figanının karıştığı ifadelerle nihayetlendirelim:
“Gidiyor musun ruhum, ruh-ı revanım benim? Sen olmayınca ben bir taş yapıdan başka neyim ki? Ne Nuh Peygamber’den kalma oluşum ne Halil İbrahim’in beni yeniden bina edişine “Hacer-i Esved” kara taşın – ki Senin elinle yuvasına oturtulmuştu- bende bulunuşu bugün benim için kâfi değil. Asıl Kâbe Sensin. Biliyorum döneceksin, beni tekrar tavaf ederek zerrelerime can vereceksin. Çok bekletme ruhum, tez yetiş ya ResûlAllah.”

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
หนัง JAV UNCENSOREDหนังAV JAV JAPANXXX หนังโป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนังหนังav ดูหนังโป๊ญี่ปุ่น หนังxญี่ปุ่นหนังAV JAV หนังโป๊ญี่ปุ่น หนัง JAV CENSOREDtürk ifşatürk pornoหนังavหนัง JAV CENSOREDหนัAV JAV JAPANXXX หนังป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนัง Rate R HD

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.

maltepe evden eve nakliyat

ensest porno